Erdoğan neye hazırlanıyor?
Ankara24.com, Halktv kaynağından alınan verilere dayanarak açıklama yapıyor.
Ekranların sivri dilli sunucusu Okan Bayülgen iki yıl önce tam da bu zamanlar bir mesaj vermişti yeniden dolaşıma sokulan o mesajda "Gazze’de bunlar olurken hayat devam edemez. Yeni yıla da girilemez..” diyordu.
Çok etkileyici.. Ama keşke, AKP’nin sözcüleri Sadettin Saran’dan sonra sıranın ona geldiğini söylemeden tekrar gün yüzüne çıksaydı mesajı. Uzun yıllar sonra sıcak siyasi gündeme girecekse biraz daha samimiyet hissi alabilseydik!
Günahını almayayım! Belki de samimidir. Ve biz onu 1 Ocak günü Bilal Erdoğan’ın Galata köprüsündeki Gazze mitinginde görürüz.
Sadettin Saran neden yakalama kararıyla gözaltına alındı diye soruluyor ya.. İşte bundan!
Koskoca Fenerbahçe Başkanı’na bunları yapan bana / bize neler yapmaz diye hizaya giriyoruz.
Hizaya girmeyi reddedenler zaten başına gelecekleri biliyor. Deprem çantası yerine Silivri çantasını hazırda tutuyor.
“Canım, benim korkacak bir şeyim yok ki! Ne uyuşturucuyla ne de aynalı odalarla işim olur” diyorsanız, demeyin. Dinden söz etmekten çoktan vazgeçtim de demeyin. Zavallı Murat Övüç ta üç yıl önce ilgi çekmek için başörtüsü taktı diye bugün cezaevinde. Zaten bütün bu ayrıntılara takıldıkları yok. Hiçbir şey olmasa, mesela terörden açılıverir dosyanız.
Hatta öyle bir noktaya geldik ki, Kafka’nın Dava’sında olduğu üzere “suçunuzu” hiç öğrenemeyebilirsiniz.
Şaka gibi! Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ın başına nerdeyse bu geldi.
Karalar hakkında son incelemede tutukluluğunun devamına karar verildi. Gerekçe de şöyle açıklandı:
“… suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu, sanıkların suçu işlediklerine dair kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin bulunduğu (TAPE kayıtları. bilirkişi raporu. MASAK raporu, HTS kayıtları) öngörülen ceza miktarına göre tutuklama tedbirinin ölçülü olduğu...”
Hayır! Burası da şaka gibi ama, asıl trajikomik durum, avukatlarının açıklamasıyla ortaya çıktı:
"Tarafımızca UYAP sistemi ve fiziki dosyalar üzerinde yapılan incelemelerde; müvekkil Zeydan Karalar'ın yargılandığı dosyaya ilişkin (iddianame 61. olay) herhangi bir TAPE kaydı, bilirkişi raporu ya da MASAK raporu tespit edilemediği gibi doğrudan müvekkil ile ilgili ve/veya müvekkile ait aleyhe bir HTS kaydına da rastlanılmamıştır.”
Yanlış okumadınız. Dosyada TAPE KAYDI, BİLİRKİŞİ RAPORU, ALEYHTE BİR HTS KAYDI YOKMUŞ.
* * *
Bırakın Z kuşağı gençlerini, pek çok gazeteci bilmez. 1970 yılında AKM, o zamanki adıyla İstanbul Kültür Sarayı yandığında suç anında “komünistlere” atılmıştı.
Başka düzmece vakalarla birlikte yangın da sıkıyönetim mahkemesine taşındı. Davaların hepsi beraat ile sonuçlandı. Ancak, özellikle AKM yangını bir tiyatro eseriyle, (ne yazık ki unutup ihanet ettiğimiz) geleceğe emanet edildi.
Oyunun üzerinden yarım yüzyıla yakın bir süre geçti. Şu replik, hiç aklımdan çıkmadı.
“SORGUCU”: Nasıl yaktın binayı?
“ŞÜPHELİ: Çakmakla..”
“SORGUCU”: Hayır, çakmakla yakılmaz o bina.. Kibritle yaktın!
“ŞÜPHELİ: Evet kibritle!!”
* * *
Oysa o günlerde Hürriyet Gazetesi, editoryal makalesinde şöyle yazmıştı:
“Otomatik alarm tertibatı işlememiştir, sahne ile salonu ayıracak çelik perde indirilememiştir ve nihayet muhtemel yangınlara karşı kullanılacak söndürme mekanizması çalıştırılamamıştır. Demek ki yerden göğe kadar haklıymış projeyi yapan mimar Tabanlıoğlu, 1969'daki uyarısında. Açmayınız...' diyordu. Hemen açılmaz bu saray. Teknik ekip yetersizdir, yarın tehlikelerle karşılaşabiliriz.' Ama dinlemediler, dinletemedi. Alelacele kurdelesi kesildi ve açıldı. Bugün onu yaşlı gözlerle seyrediyoruz."
O kadar benzer şeyler yaşıyoruz ki bugün. Ancak arada çok büyük bir fark var: Bugünün Saray Medyası!
Bakın, peşpeşe operasyonlardan biri, malum GAİN dijital platformuna yönelikti.
GAİN Medya, bu yıl Şubat’ta Anahat Holding tarafından satın alındı. Holdingin sahibi ve yönetim kurulu başkanı Selahattin Aydın da kara para iddiasıyla tutuklandı.
Haliyle merak ettim. Kimdi bu Selahattin Aydın? Medyada hiç duymadığımız bir isim, böyle büyük bir projeye nasıl dahil olmuştu?
İnanması zor.. Saray medyasında sadece “Kamu kurumlarında görev yaptığı” yazılıyordu. O kadar!
Belli ki son zamanlarda adet haline geldiği üzere, dijital temizlik yapılmıştı. Ne var ki biraz inat, biraz sabır, buldum!
Beyefendi, Erdoğan’ın İBB başkanlığı sırasında kurmaylarından biri, BELTUR Genel Müdürü imiş.
Kısa sürede zenginleşmesiyle dikkat çekmiş.
Ne var ki sonradan aralar bozulmuş olmalı. Selahattin Aydın şimdi cezaevinde.
Nedenini bilemeyiz elbette. Erdoğan’ın herhangi bir tavrını mı eleştirdi? Saray çevrelerinde artık
sevilmeyen birilerinin koluna mı girdi. Artık her neyse, Erdoğan’ın hışmına uğramış.
Tıpkı daha düne kadar Reis’in yakınında diye bilinen nice isim gibi.
Sanki uyuşturucu alemleri bilinmiyordu.. Sanki birden bire zengin olanlara teyzeden miras kaldığı zannediliyordu..
Erdoğan’ın yakın çevresine kabul edilecek, uçağına alınacak isimlerin daha annelerinin karnından itibaren dosyaları bulunduğunu bilmiyor muyuz!
O dosyalarda sadece son kullanma tarihi ve veda gerekçesi yazmaz. Onları da zaten Erdoğan’dan başkası bilmez.
Şimdi operasyonları bu kadar hızlı bir şekilde ve peş peşe görüyorsak, henüz çözemediğimiz bir oyun başladı demektir.
* Bilal Bey için saha temizliği mi yapılıyor?
* Adım adım çok önemli bir hedefe / isme doğru mu yürünüyor?
* El konulan holdinglerin, şirketlerin, kişilerin mal vs varlıklarıyla ilgili bir tasarruf mu söz konusu?
Bana sorarsanız artık çok da kafaya takmamak lazım. Bakmayın benim gibi yarım asır boyunca gazetecilik yapmışsanız, başka yol bulamazsınız.. Ama siz siz olun Şırnak Üniversitesi Rektörü Abdurrahim Alkış’ın yolundan gidin!
Rektör Alkış, Facebook’ta “tüm akademik ve idari personele uyarımdır” diye paylaştığı yazısıyla herkese örnek oluyor:
"Kimin ne dediğini, kimin ne yaptığı, kimin kimlerle ne işler karıştırdığını bilmediğimi sanan ahmaklar ziyandadır. Bu kurumun duvarları bile benimle konuşur; koridorların yankısı bile bana rapor verir. Üniversitemizin karanlık köşelerinde yuvalanan, benim mutlak irademe karşı başkaldıran üniversitemizdeki zavallı ve beyinsiz bir güruhun benim kararlarıma karşı haber yaptıranların başına neler getirdiğime bakın da ibret alın.
Dinimiz İslam'da da emrolunduğu üzere yöneticilere itaat farzdır hükmü gereğince sizi yönetmeye muktedir olan Rektörünüz olarak sizden artık tam itaat istiyorum. Tam itaatle ve sadakatle bana bağlı olanları ödüllendirip terfi ettireceğim gerçeğini bugün çıktığımız Öğretim Üyesi ilanıyla hepinize emsal olarak gösteriyorum. İbret almak isteyenleriniz üniversiteden attıklarıma baksın.”
İşte bu!
Formül yüzde 90, hatta 99 değil “TAM İTAAT”.
Erdoğan Ailesi Türkiye’yi buna hazırlıyor.
Saha temizliğiyle.. Yargı ve Polis marifetiyle.. Aynı cümlelerle konuşan ekran yüzleriyle.. Ve tarikatlar eliyle.. Herkesi hizaya soktuğu bir toplum yaratacağını düşünüyor.
Daha doğrusu öyle zannediyor!
Görüntülenme:18
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 22 Aralık 2025 09:16 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda
İletişim








En çok okunanlar



















