Enel Hakk=Hallac ı Mansur
Ankara24.com, Halktv kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi yayımlıyor.
Enel Hakk=Hallac-ı Mansur
"Ta Ezelden benim fikrim,
Enel Hakk idi zikrim. "
Yunus Emre
"İnsan Hakk’ta Hakk insanda
Ne ararsan var insanda
Çok marifet var insanda
Mademki ben bir insanım"
Aşık Daimi
Türkiye’de yaşayan Aleviler’den başka İslam coğrafyalarında yaşayan, inanç ve ibadet gelenekleri (erkan ve ritüel) yönünden Anadolu Alevileri’yle bazı benzerlikleri olan başka inanç grupları da vardır. Bu inanç gruplarının her birinin yaşadıkları bölgelerde kendilerine özgü adları olsa da bu grupların kendi aralarında “Hakk Muhammed Ali Yolu” kavramı, şemsiye olarak kullanılmaktadır. Anadolu Aleviliği’nin bugünkü kurumları ile oluşumu en geç 16. yüzyılda tamamlanan batıni özlü kurumsal Ocak merkezli Alevilik; 1960’lı yıllara kadar temelden değişime uğramadan gelmiştir. Geleneksel Alevilik kavramı ile ifade edilen (modern/kentli hayat öncesi Alevilik) dönem, tarihi ve teolojik anlamda çizgisi belli olan, etnik köken tartışmalarının yaşanmadığı bir bütünlük içermekteydi. Modernleşme ile etnik kimlik ve Anadolu Aleviliği’nin kökenine ilişkin tartışmalar ve farklı görüşler ortaya çıkmaya başladı.
Bu girizgahla birlikte bugün ele alacağımız konu geleneksel Anadolu Aleviliği’nin felsefi batıni (içsel) özlü anlayışında Enel Hakk…
Anadolu'nun kadim ve gizemli inanç damarlarından beslenen Batıni Kızılbaş-Alevi öğretisinin temelinde hakikat anlayışı vardır. İnsanın kendi özündeki hakikati keşfetme yolculuğu yatar. Bu yolculuğun felsefi zirvesi ise ünlü batıni mistik felsefenin tarihi öncülerinden Ebû'l Moğıt Huseyn bin Mansûr bin Mehemmed Beyzâvî’nin (Hallac-ı Mansur) "Ben Hakk'ım" manasına gelen "Enel Hakk" düsturunda billurlaşır. Alevilik’te bu ifade Dört Kapı’nın dördüncüsü olan Sırrı Hakikat Kapısı’ndaki Vahdet-i Vücud (Varlığın Birliği) anlayışının insanda olduğunu ifade eder.
***
Evrenin özü ve Hakk'ın aynasıdır İnsan!
Batıni Kızılbaş-Alevi inancına göre, evrendeki her şey, evrenin özü olan Hakk'ın bir belirtisi, yansımasıdır. Ancak bu yansımaların en mükemmeli, Hakk'ın sırrını taşıyan yegane varlık insan'dır.
İnsan, yaradılışın amacıdır.
İnsan, okunacak en büyük kitaptır.
❝Sen kendini küçük bir cisim sanırsın, lakin en büyük âlem sende gizlidir.❞ Şahı Merdan Ali
Bu anlayış, insanı yalnızca biyolojik bir varlık olarak değil, tanrısal bir cevheri özünde taşıyan kutsal bir küçük dünya olarak konumlandırır. Ondandır, on sekiz bin alem insanda zuhur etmiştir. Alevilik’te Hakk korkusu yerine, O'na duyulan büyük bir aşk ve sevgi vardır. Bu sevgi, insanın kendi özündeki gönül güzelliğini fark etmesiyle başlar.
Anadolu Kızılbaş-Alevi inancında Enel Hakk ve İnsan-ı Kamil mertebesi kişinin ‘hakikatin sırra’na eriştiğini ifade eden en yüce makamdır. "Enel Hakk" felsefesi, insana sadece Hakk’ın tecelligahı olduğunu söylemekle kalmaz, aynı zamanda içindeki içsel özü fark ederek "Hakk ile Hakk Olma" sorumluluğunu da yükler. Bu, kibir ve benlik iddiasından öte, kişinin nefsinin (egosunun) perdesini yırtarak, kendi benliğinde Hakk’ın varlığını idrak etmesidir.
Bu idrak, bir anda ulaşılan bir hal değil, Dört Kapı Kırk Makam olarak adlandırılan metodolojinin uzun ve zorlu bir olgunlaşma (tekâmül) yolculuğunun sonucudur. Dört Kapı Kırk Makam, batıni yolun teoriden pratiğe döküldüğü ve insanın olgunlaşma sürecini (tekâmül) anlatan temel yol haritasıdır.
İnsan-ı Kamil, artık dışarıda aradığı Hakk'ı özünde bulmuş, yani Enel Hakk bilincine ermiştir. Hünkar Hacı Bektaş Veli'nin dediği gibi:
“Hararet nardadır, sacda değildir.
Keramet baştadır, taçta değildir.
Her ne ararsan kendinde ara.
Kudüs'te Mekke'de Hac'da değildir.”
***
Batıni Kızılbaş-Alevi inancında insan, Hakk ile Hakk olduktan sonra sadece kendi kurtuluşunu düşünmez. Kamil İnsan, Hakk’tan halka dönerek kazandığı irfanı ve sevgiyi topluma yaymakla yükümlüdür. Bu, yediği, içtiği, yaptığı her eylemi ibadet saymak; hoşgörüyü, sevgiyi ve tüm canlılara değer vermeyi yaşamının temel ilkesi yapmaktır. Bu yol, kadın-erkek ayrımı yapmamayı ve insana yapılan haksızlığı Hakk'a yapılmış saymayı gerektirir.
"Enel Hakk" felsefesi, Anadolu Aleviliği’nde insanı evrenin ve kutsal aşkın merkezine koyan, yüksek ahlaki ve felsefi derinliğe sahip, tamamen hümanist bir bakış açısının (İncinsen de incitme) temel taşıdır. Akıl ve gönül yoldaşlığının ışığında yolculuğu sürdürür.
***
Batıni Kızılbaş-Alevilik, temelde Vahdet-i Vücud (Varlığın Birliği) ilkesi üzerine kurulmuştur. Bu, varlıkta ikilik görmeyen, Hakk'ın evrendeki her zerrede zuhur ettiğine inanan bir felsefedir.
Evrendeki her şey –canlı, cansız, bitki, hayvan ve insan– tek bir varlığın, yani Hakk'ın (Mutlak Varlık) farklı görünüşleri, belirmeleridir. Evrende Hakk'ın sonsuz sıfatlarının yansımasıdır.
Anadolu Kızılbaş-Aleviliği’nde Hakk insandadır (İnsan Kıble’dir, Gönül Kabe’dir). Bu anlayışın zirvesi, Hakk'ın İnsan-ı Kamil'de belirmesidir. Alevilikte fiziki yapılar değil, insanın özü (gönlü) asıl ibadet mekanıdır. Cemal cemale ibadet etmenin, yani cemal cemale bakarak Hakk'ı görmeye çalışmanın nedeni budur.
Eline, Beline, Diline sahip olmak, Anadolu Kızılbaş-Alevi öğretisinin en temel etik değerleri; kişinin nefsini terbiye etmesi ve toplumsal uyumu sağlaması için temel ilkelerdir. Bu üç ilke, bireyin hem kendisine hem de topluma karşı sorumluluğunu özetleyen, yaşamın vazgeçilmez etik değerleridir.
***
Batıni Kızılbaş-Aleviliğin ibadet merkezi Cem meydanıdır. Cem meydanı toplumsal ibadet, sorgu ve görgü; Rızalık alma mekanıdır. Cem’e dört can, bir beden olmuş (musahiplik) ilkesiyle, kadın-erkek bir arada, can olarak katılır. Cemevi kutsal bir bina değil, içindeki canlarla kutsallaşan bir mekandır.
Alevi öğretisinin ideal toplum modeli "üç Rızalık" esasına dayanır. Bireyin rızalığı, toplumun yani hazır cemaat ve erkanın rızalığı, Yol’un rızalığı temel ilkeleri ile yolun başlangıcını oluşturur. Anadolu Alevi inancındaki Cem ibadetine başlanmadan önce yerine getirilmesi gereken önemli ahlaki ve hukuki kurallar vardır. Hiçbir ritüel, rızalık (helalleşme) alınmadan, özellikle de varsa kul hakkı, çözülüp giderilmeden Cem ibadetine başlanamaz.
***
Cem ibadetinde semah, aşkın, vecdin ve evrenin dönüşünün sembolik ifadesidir. Evrenin hareketini, güneşin etrafında dönen gezegenleri temsil eder. İnsan-ı Kamil'in Hakk'a ulaşma ve Hakk'tan halka dönme yolculuğunu semah ritüeli ile ifade eder.
Aşık Hüdai’nin dizelerinde belirttiği gibi:
"Bütün evren semah döner
Aşkından güneşler yanar
Aslına ermektir hüner
Beş vakitle avunmayız"
Bu derinlikli ve batıni yaklaşım, Alevi öğretisini şekilcilikten uzak, insanı merkeze koyan ve toplumsal ahlaka büyük önem veren bir irfan yolu haline getirmiştir.
Günümüzde yaşanan bazı tartışmalar, batıni Kızılbaş-Alevi öğretisinin özündeki Vahdet-i Vücud ve İnsan-ı Kâmil felsefesini yaşatma çabasıyla, hem gelenekten kopmama hem de çağın gereklerine uyum sağlama mücadelesini yansıtmaktadır.
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:26
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 16 Kasım 2025 05:06 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















