Eksi 30 derecede, kırmızı tozun ortasında: Mars’a gitmeden Mars’ta yaşamak! Birebir aynısı üstelik hiç beklenmedik ülkede...
Ankara24.com, Hurriyet kaynağından alınan verilere dayanarak açıklama yapıyor.
Medeniyetten uzak, karla kaplı bir Mars arazisinde ranzalı koğuşunuzda uyanıyorsunuz. Dışarısı eksi 30 derece. Ranzanızın üst kısmındaki küçük pencereden içeri süzülen kızıl ışık, bir sabahın değil, başka bir gezegende doğan bir günün habercisi gibi…
Meditasyonla başlayan gününüz, dondurularak kurutulmuş mantılardan oluşan bir kahvaltıyla devam ediyor. Ardından, altı kişilik mürettebatınızla birlikte termal iç çamaşırların üzerine uzay kıyafetlerinizi giyip kum fırtınasına doğru yola çıkıyorsunuz. Bu bir bilim kurgu filminin sahnesi değil. Burası, Moğolistan’ın Gobi Çölü! Ve burada insanlar, Mars-V Projesi adı verilen bir simülasyonun parçası...
MEDENİYETTEN KOPUK BİR MARS DENEYİ
MARS-V Projesi, Moğolistan’ın başkenti Ulan Batur merkezli bir sivil toplum kuruluşu olan MARS-V tarafından yürütülüyor. Kuruluşun hedefi, insanlığın bir gün Mars’a yapacağı yolculuklara hazırlanmak için, Kızıl Gezegen’in koşullarını dünyada en gerçekçi biçimde yeniden yaratmak.
Proje ekibi, Gobi Çölü’nün derinliklerinde, tam teşekküllü bir Mars analog istasyonu inşa ediyor. Yani bir nevi sahte Mars. Bu istasyon hem bilimsel araştırmalara hem de gelecekteki astronotlara eğitim alanı sunuyor. Aynı zamanda, özel olarak hazırlanmış programlarla turistlere Mars’ta yaşam deneyimi yaşatacak ilk merkez olma özelliği de taşıyor.
MARS-V CEO’su Enkhtuvshin Doyodkhuu, bu projeyi “hem bilimsel bir hazırlık hem de insan psikolojisinin sınırlarını test eden bir deney” olarak tanımlıyor. Doyodkhuu “Amacınız, çok izole bir ortamda hayatta kalmak” diyor ve ekliyor: “Protokollere uymadığınızda ölebileceğinizi hissetmelisiniz. Ancak o zaman gerçekten Mars’ta olduğunuzu idrak edebilirsiniz.”
2029 yılına kadar ilk Mars turistlerini ağırlamayı planlayan proje, sadece bilim dünyasının değil, macera turizminin de ilgisini çekmiş durumda.
Mars, Güneş Sistemi'nde dünyaya en çok benzeyen gezegen olup, kızıl rengiyle dikkat çekiyor. Fotoğraflar: iStock, Alamy
NEDEN MOĞOLİSTAN?
Mars’ın dünya üzerindeki en yakın benzerini arayan bilim insanları, yanıtı Gobi Çölü’nde buldu. Burası, dünyanın en sert iklimlerinden birine sahip. Yaz aylarında 45 dereceye kadar çıkan sıcaklıklar, kışın eksi 40 dereceye kadar düşebiliyor. Rüzgârın taşıdığı kızıl toz, demir oksit açısından zengin toprakla birleşince ortaya tıpkı Mars yüzeyine benzeyen kırmızımsı bir manzara çıkıyor.
Bu ekstrem coğrafya, yalnızca görsel olarak değil, bilimsel olarak da Mars’ı andırıyor. Toprak yapısı, radyasyon düzeyi, izolasyon derecesi ve hatta atmosferik nem oranı bile Kızıl Gezegen’le benzerlik gösteriyor.
Doyodkhuu bu seçimi şöyle açıklıyor: “Gobi Çölü, Mars’ın bir yansıması gibi. Burası kurak, çorak, ıssız. Gün batımı kızıl bir toz bulutu içinde kayboluyor. Bu koşullar hem fiziksel hem de psikolojik olarak katılımcıları sınamak için mükemmel.”
Bölgenin izolasyonu, ulaşım zorluğu ve sıcaklık farkı, burayı sadece turistler için değil, bilim insanları ve mühendisler için de önemli bir test sahası hâline getiriyor. MARS-V ekibi burada uzay giysileri, keşif araçları, sera sistemleri ve yaşam modüllerini test ediyor.
Gobi Çölü, düşük nemi, geniş kumullar ve aşırı sıcaklık farklarıyla Mars yüzeyine benzer koşullar sergiliyor.
GERÇEK BİR MARS GÜNÜ NASIL GEÇİYOR?
MARS-V kampındaki her gün, tıpkı bir uzay üssündeki gibi programlı ve disiplinli geçiyor. Katılımcılar sabah vitaminlerini alıyor, meditasyon yapıyor, egzersizlerle güne hazırlanıyor ve ardından günün görevleri için brifing alıyor.
Günün büyük bölümü, Mars analoğu habitatlarda geçiyor: yaşam alanı, laboratuvar ve sera içeren modüler kapsüller birbirine tünellerle bağlı. Her şey basınç altında tasarlanmış. Kapılar, hava geçirmez kapaklarla korunuyor. Dışarı çıkmak ise ciddi bir prosedür gerektiriyor. Katılımcılar önce oksijen seviyelerini kontrol ediyor, sonra katman katman uzay kıyafetlerini giyiyor. Gobi’nin dondurucu rüzgârına karşı termal içlikler, tulumlar ve analog uzay giysileri koruma sağlıyor.
Mürettebatın günlük görevleri arasında jeolojik haritalama, toprak örnekleri toplama ve keşif aracıyla dış görevler yer alıyor. Bu görevlerde dünya ile iletişim, gerçekçi bir şekilde, gezegenler arası sinyal gecikmesini taklit eden birkaç dakikalık bir gecikmeyle sağlanıyor. Yani bir mesaj gönderdiğinizde hemen yanıt alamıyorsunuz, tıpkı Mars’taki gibi. Bu gecikme, iletişimdeki sabır ve planlama becerilerini geliştirmek için özel olarak tasarlanmış.
EN ZOR KISMI KISMI FİZİKSEL DEĞİL PSİKOLOJİK
Katılımcılar aylarca süren sanal eğitimden geçiyor: oksijen protokolleri, izolasyon psikolojisi, acil durum senaryoları ve takım içi iletişim gibi konularda eğitim alıyorlar. Ulan Batur’a vardıklarında ise üç günlük yüz yüze tatbikatla sahaya hazırlık yapıyorlar. Ardından telefonlarını teslim edip, medeniyetten tamamen koparak, 10 saatlik zorlu bir yolculukla Gobi Çölü’nün ortasındaki Mars istasyonuna ulaşıyorlar. Bu ortamda yaşamak, klostrofobi ve yalnızlık hissi gibi psikolojik zorlukları da beraberinde getiriyor.
Katılımcılar bir noktadan sonra dünyayı özlemeye başlıyor. Doyodkhuu’ya göre bu, simülasyonun en önemli etkilerinden biri: “Mars öncüleri söz konusu olduğunda, psikolojilerinin nasıl etkileneceğini kimse bilmiyor. Biz bunu küçük ölçekte deneyimliyoruz.”
Meditasyon ve rutin görevler, zihinsel sağlığı korumak için önemli bir parça. Her günün sonunda ekip, birlikte akşam yemeği yiyor ve günün raporlarını hazırlıyor. Menüde çoğu zaman dondurularak kurutulmuş Moğol yemekleri bulunuyor: yeniden sulandırılmış köfte, koyun eti güveci ya da mantı. Bu menü hem astronot erzaklarını taklit ediyor hem de yerel kültüre bir saygı niteliği taşıyor.
TURİZM ODAKLI BİR VİZYON
Uzay meraklıları için, uzaya gitmeden uzayda yaşamak fikri giderek daha cazip hale geliyor. NASA, Avrupa Uzay Ajansı (ESA) ve Rusya Uzay Ajansı, yıllardır dünyanın farklı bölgelerinde benzer merkezlerde eğitim yapıyor. Hawaii’deki HI-SEAS tesisi, Kanada’daki Devon Adası, İsrail’in Ramon Krateri gibi bölgeler bu amaçla kullanılıyor.
Hatta SpaceX ve Blue Origin gibi şirketlerin milyoner yolcularla yaptığı kısa süreli uzay yolculukları da bulunuyor. Ancak herkesin milyonlarca dolar ödeyip uzaya çıkma şansı yok. İşte bu noktada, MARS-V devreye giriyor. Zaten burayı farklı kılan şey, bilimsel araştırmayla turizmi birleştirmesi.
ÜCRETİ NE KADAR?
Bu deneyimin en çok merak edilen kısmı ise hiç kuşkusuz ücreti ve bu ücretin neleri kapsadığı. Yaklaşık 6 bin dolarlık bir ücret karşılığında, katılımcılar bir ay boyunca bu simülasyonun parçası olabiliyor. Fiyata sanal eğitim süreci, Ulan Batur’daki hazırlık kampı, konaklama ve sahadaki tüm ekipman dahil. Doyodkhuu’ya göre bu deneyim, sadece macera arayışı değil; aynı zamanda insanın sınırlarını test etme fırsatı:
“Beş kişiyle birlikte bir ay boyunca bu dünyadan uzak bir yerde hayatta kalmaya çalışmak, hayata yeni bir bakış açısı kazandırıyor. İnsanlığın çok gezegenli bir tür olacağına inanıyorsanız, bu tarihin bir parçası olma fırsatı.”
KÜLTÜREL DETAY DA GİZLİ
MARS-V’nin tasarımında dikkat çekici bir kültürel detay da gizli: Mars habitatlarının kubbeli yapıları, Moğolistan’ın geleneksel “ger” ya da “yurt” adı verilen keçe çadırlarından esinlenmiş. “Biz Moğollar, sınırlı kaynaklarla izole ortamlarda yaşamanın ustasıyız” diyen Doyodkhuu, şöyle devam ediyor: “Binlerce yıldır bunu yapıyoruz. Şimdi bu kültürü başka bir gezegene taşıyoruz.”
Bu yaklaşım, Moğol göçebe yaşam geleneği ile modern uzay mühendisliğini buluşturuyor. Analog istasyonun yaşam alanları, enerji verimliliği yüksek malzemelerle üretilmiş, basınca dayanıklı kubbelerden oluşuyor. İçeride ise hem bilimsel ekipman hem de psikolojik konforu artıran detaylar yer alıyor: düşük ışıklandırma, suni gün döngüsü, özel hava filtreleme sistemleri.
YAZ AYLARINDA İSE TAM TERSİ BİR DENEYİM FIRSATI
Gobi, her ne kadar sert iklimiyle tanınsa da farklı yüzleri de barındırıyor. Yaz aylarında, çölün kalbinde yer alan Three Camel Lodge, Mars-V kampının tam tersi bir deneyim sunuyor: sıcak su, spa, Moğol mutfağından gurme lezzetler ve yıldızların altında viski tadımı.
Ancak buraya ulaşmak bile kolay değil; Ulan Batur’dan 7-8 saatlik bir yolculuk gerekiyor. Belki de bu, Gobi’nin asıl çekiciliği: ulaşılmazlık. Çünkü Mars’a da giden yol, tam olarak buradan insanın bilinmeyene duyduğu meraktan başlıyor.
CNN Travel’ın “Inside Mongolia’s ‘Mars camp’: The extreme adventure that wants to turn tourists into astronauts” başlıklı haberinden derlenmiştir.
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:39
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 26 Ekim 2025 08:33 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















