Düğün fotoğrafı ortaya çıkınca hayalleri yıkılmıştı... Yine son gülen o oldu... Neredeyse yarım asır geçti yıldızı hala parlıyor
Ankara24.com, Hurriyet kaynağından alınan verilere dayanarak haber yayımlıyor.
Bundan 20, 30 belki 40 yıl öncesinde hatta daha da eski zamanlarda ünlü olmak isteyenlerin kapısını çalabileceği olanaklar sınırlıydı. Belki de tek çareleri güzellik ya da artist yarışmalarına katılmaktı.
Ses ya da Hayat dergilerinin bir dönem düzenlediği yarışmalardan çıkıp sinema tarihine damgasını vuran isimlerin sayısı hiç az değil.
İlerleyen yıllarda bazı başka dergilerin düzenlediği mankenlik ya da fotomodellik yarışmaları sayesinde de podyumlar yeni yüzler kazandı elbette.
Sonrasında ise dergilerin yerini gazetelerin açtığı güzellik yarışmaları aldı... Oralarda dereceye giren hatta dereceye giremese bile dikkat çeken nice isim Türkiye'nin popüler kültür tarihinde kalıcı izler bıraktı. İşte şimdi öyküsünü anlatacağımız yıldız da onlardan biri.
Ama onun hikayesi biraz değişik...
Takvimler 22 Mayıs 1983 gününü gösteriyordu... İşte o gece, bir gazetenin düzenlediği güzellik yarışması yapıldı. Koyu renk saçları, mavi gözleri ve eşine az rastlanır güzelliğiyle bir genç kız da vardı o yarışmada.
Öyle böyle değil gerçekten çarpıcı bir güzelliği vardı genç kızın.
MAGAZİN DÜNYASI 42 YILDIR BİR ÇİFT MAVİ GÖZÜN PEŞİNDE
Zaten gecenin sonunda da mutluluk gözyaşları döken kişi o oldu... Türkiye'nin en güzel kızı seçildi... Tacı takıldığında yüzünden bin bir çeşit ifade geçiyordu...
Belki o sırada kendisi bile Türkiye'nin popüler kültür tarihinden geçen yıllara rağmen silinmeyecek bir isim olacağını bilmiyordu.
O gecenin üzerinden yıllar geçti... O güzel genç kız da büyüdü, hatta yaş aldı... Onunla birlikte, ondan önce, ondan sonra pırıltılı dünyaya güzellik kraliçesi seçilerek adım atan nice isim gelip geçti...
Parlak günleri sona erdikten sonra hepsi köşesine çekildi. Bir tek o kaldı geride... Özetle yıllar değişti, çağlar değişti ama o takvim yaşı dışında hiç değişmedi..
Gelin, o kızın aslında zihinlerden hiç silinmeyen öyküsünü bir kez daha hatırlayalım. Bu arada elbette geçip giden yılların onu nasıl değiştirdiğine de bir bakalım.
KRALİÇELİĞİ SADECE İKİ GÜN SÜRDÜ
Tabii ki bu satırları buraya kadar okuyan herkes Hülya Avşar'dan söz ettiğimizi anladı.
Aslına bakılırsa Hülya Avşar bundan yıllar önce durumu tek bir cümleyle özetlemişti aslında: "Birinci belli, ikinci kim..."
Hülya Avşar adını herkes ilk olarak 1983 yılında Bulvar Gazetesi'nin düzenlediği güzellik yarışmasında duydu..
O gece kraliçe seçildi Avşar..
Eğer iki gün sonra daha önce evlenip boşandığı ortaya çıkıp da tacı elinden alınmasaydı belki de çoktan Türkiye'nin eski güzelleri arasında tarihin tozlu sayfalarında bir anı olarak kalacaktı.
Ama öyle olmadı.. Avşar yarışmanın en önemli kurallarından birini ihlal etmişti.. Çok genç yaşta evlenip boşandığını gizlemişti. Kraliçeliği sadece iki gün sürdü... Sonra tacı elinden alındı.
BİR FOTOĞRAF HAYALLERİNİ YARIM BIRAKTI
Düğününde çekilen bu kare ortaya çıktı. Bu olay Avşar'ın hayatında bir dönüm noktası oldu. Tek karelik bir düğün fotoğrafı etrafında da nice gürültü koptu.
Fotoğrafta ablasının duvağının altında görünen küçük kızın da aslında kardeşi değil öz kızı olduğu bir şehir efsanesi haline geldi..
Oysa o küçük, Avşar ailesinin üç kızının en küçüğü olan Helin Avşar'dı. Büyük olasılıkla ilk anda üzüldü ama belki de ona bugüne uzanan yolu açan bu olay oldu.
TACI ELİNDEN GİTTİ AMA KENDİSİ HALA MAGAZİN DÜNYASINDA
Avşar, tacı elinden alındıktan sonra dikkat çekip kariyer basamaklarını hızla tırmanırken dönemin gözde futbolcusu Tanju Çolak ile yolları kesişti..
Birbirlerine aşık oldular.. Ama büyük bir sorun vardı: Tanju evliydi..
Dönemin en çok konuşulan yasak aşkı oldu bu.. İkili kameralardan saklanmadan aşklarını yaşadı. Herkesin gözü onların üstündeydi. Ama her yasak aşk gibi bunun da sonu geldi.
Tanju Çolak eşine ve çocuğuna döndü... Avşar yıllar sonra konuyla ilgili yaptığı açıklamada: "Tanju'ya aşık oldum" deyip yaşadıklarından pişman olduğunu açıkladı.
KENDİNİ HİÇ UNUTTURMADI... HEP GÜNDEMDE KALMAYI BİLDİ
Avşar, sinema ve müziğin ardından TV ekranlarında da şov programları yapmaya başladı. Elbette kameralar karşısında da renkli kişiliğini 'konuşturdu', gündem yarattı.
Ya da Ricky Martin'i konuk ettiği programda yaşananlar gibi. Avşar, programına konuk olan Martin'in kalçasına dokundu ve olay ertesi gün gazetelerin manşetlerinde yer aldı.. Avşar bir kere daha gündemin ilk sırasına çıkmayı başarmıştı.
Hülya Avşar, Tanju Çolak'tan sonra da aşklarıyla konuşuldu. Bir dönem birlikte çok sayıda filmde rol aldığı İbrahim Tatlıses ile anıldı..
YURT DIŞINDA EVLENME AKIMINI BAŞLATTI
İlk evliliğini kimsenin tanımadığı sıradan bir genç kızken yapan Avşar, ikinci evliliğini bu kez Türkiye dışında gerçekleştirdi.
Kaya Çilingiroğlu ile Paris'teki Türkiye Büyükelçiliği binasında evlendi.. O dönemde çok yapılmayan bir şeydi bu ve Avşar yine çok uzun süre gündemden inmedi..
Ancak evlilik fazla da uzun ömürlü olmadı. Çilingiroğlu, Avşar'ı aldatınca tek celsede boşandılar. Bir süre sonra Avşar'ın hayatına işadamı Sadettin Saran girdi.
Önceleri ilişkilerini saklayan çift daha sonra kamuoyu önüne çıkmakta sakınca görmedi. Ancak beklendiği gibi evlilik gelmedi..
Çift yollarını ayırdı. Bu aşk ve ayrılık da uzun süre konuşuldu. Hatta daha önce basında fazla yer almayan Saran da bu şekilde daha ön plana çıkmış oldu.
BU SAHNELERİ HİÇ UNUTULMADI
Hülya Avşar çok sayıda sinema filminde rol aldı ve hepsinde unutulmaz anılar bıraktı. Tatlıses ile oynadığı Mavi Mavi filmindeki öpüşme sahnesi Türk sinemasının 'kült' sahnelerinden biri olarak hafızalarda yer etti.
Avşar döneminin pek çok oyuncusundan daha gözü kara olduğunu Berlin In Berlin filminde bir kez daha gözler önüne serdi.
Genç yaşta eşini yitiren bir kadını canlandıran Avşar'ın filmdeki çok tartışılan bir sahneyle yıllar sonra bile zaman zaman gündeme geliyor.
Salkım Hanımın Taneleri ise Avşar'ın oyunculuğunu kanıtladığı filmlerden biri olarak tarihe geçti.
Özellikle rolü gereği yaşlı bir görünümle kamera karşısına geçmesi. Çünkü Avşar o zamana kadar hep genç ve güzel kahramanları canlandırıyordu.
KORTLARIN DA YILDIZI
"Avşar ne yapsa olay oluyor" tezini doğrulayan bir başka durum da Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde yaşandı. Avşar'ın jüri başkanı olması bazılarından tepki gördü.
Jüri üyelerinden bazıları görevden çekildi..Avşar hiçbir şeye aldırmayıp görevini yaptı..
Avşar, gece hayatının en renkli ünlülerinden biri. Magazin basınını tarafından da çok seviliyor. Çünkü onların deyişiyle "malzeme veriyor" Avşar..
Avşar'ın iyi bir yüzücü olduğunu bilmeyen yok artık. Aynı zamanda bir tenis tutkunu. Onun adına turnuva bile düzenleniyor.
Avşar'ın tenis tutkusu onu 2000'lerin başında dönemin ünlü tenis yıldızı Monica Seles ile yaptığı maça kadar götürmüştü.
Yeşilçam'ın en yakışıklı oyuncularından biriydi.... Gurbet ellerde küçük bir kasabada kendi işini kurduAvşar Cannes'ın ünlü kırmızı halısında da boy göstermişti yıllar önce. İlki 2001 yılındaydı. Özel bir etkinliğin konuğu olarak birçok oyuncunun hayalini süsleyen o kırmızı halıya çıktı.
Ama Avşar'ın Cannes rüyası bununla sınırlı kalmadı. 2013'te bir kez daha aynı festivalde kırmızı halıdaydı.
KENDİNİ EMEKLİ ETMEDİ
Bugün artık 60'lı yaşlarında Avşar. Yani birçok meslektaşının emekli olup köşeye çekildiği yaşta. Gerçeği söylemek gerekirse dış görünüşü de değişti.
Ama 42 yıldır hiç değişmeyen bir gerçek var: O hala magazin dünyasının gündeminde ilk sıralarda yer almayı sürdürüyor. Görünüşe göre de kendi isteğiyle "emekli" olana kadar da bu durum değişmeyecek.
Zaten Avşar da köşesine çekilmiş değil. Yaptığı sohbet programıyla yine gündeme damgasını vuruyor.
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:23
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 21 Kasım 2025 17:41 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar


















