Doğu Akdeniz de büyük satranç: Kıbrıs’ta kimin hangi planı var?
Ankara24.com, Haber Global kaynağından alınan verilere dayanarak haber yayımlıyor.
Doğu Akdeniz, bir kez daha kaynayan bir kazan. Enerji kaynaklarının, egemenlik haklarının ve asırlık planların çarpıştığı bu stratejik bölgede, tüm gözler kilit bir noktaya, Kıbrıs Adası'na çevrilmiş durumda. Rum Kesimi'nin Annan planı haritaları tekrar gündeme getirmesi toprak talebinden çok daha fazlasını işaret ediyor.
Peki, Kıbrıs’ta kimin hangi gizli planı var? Yunanistan ve Avrupa Birliği ne amaçlıyor? İsrail'in denklemdeki rolü ne? Annan Planı'nı uygulamak isteyen Rum tarafı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nden büyük toprak talebi olduğunu gizlemiyor. Peki bu taleplerin arkasındaki asıl niyet ne? Askeri ve stratejik uzmanlara göre hedef, haritada masum bir toprak parçası gibi görünen yerlerden çok daha fazlası.
TÜRK HAVA SAHASI DA MI HEDEF ALINIYOR?Özellikle iki nokta kritik; adanın kuzeydoğusundaki Zafer Burnu ve batıdaki kıyıları. Rumların Zafer Burnu'nu ısrarla istemesinin nedeni, Türkiye'nin güney sahillerini ve hava sahasını doğrudan gözetim altına alma arzusu. Türk ordusunda önemli görevlerde bulunmuş askeri isimlere göre, buraya yerleştirilecek gelişmiş radar ve füze sistemleri, barış zamanında bir gözetleme ve taciz unsuru, olası bir savaş durumunda ise Adana, Mersin ve İskenderun gibi stratejik limanları hedef alan doğrudan bir tehdit anlamına geliyor. Amaç ise, Türkiye'yi kendi güney kıyılarına ve Antalya Körfezi'ne hapsetmek.
İkinci kritik talep adanın batı kıyıları. Bununla Türkiye'nin hava sahası hedefleniyor. KKTC'nin batısı Rumlara devredilirse veya ada tek bir devlet olarak birleşirse, Türkiye bu devasa hava sahasındaki kontrolünü tamamen yitirecek. Denklemde sadece Rumlar ve Yunanistan yok. İsrail, keşfettiği doğalgazı Avrupa'ya ulaştırmak için en güvenli rota olarak Güney Kıbrıs'ı görüyor. Rum yönetimiyle yaptığı askeri ve enerji anlaşmalarıyla, adayı bir enerji ve güvenlik üssü olarak konumlandırıyor. Buraya hem askeri üs hem de füze sistemleri yerleştirme isteğini ise gizlemiyor.
Yunanistan ve arkasındaki Avrupa Birliği'nin amacı ise daha net. Libya ile yapılan münhasır ekonomik bölge anlaşması ada üzerindeki emellere darbe vurmuştu. Mısır ile yapılacak olası bir anlaşma da İsrail, Rum Yönetimi, Yunanistan ve Avrupa Birliği’nin planlarını rafa kaldıracak. İşte bu noktada, KKTC'deki bazı muhalif seslerin dile getirdiği "Rumlarla birleşelim" söyleminin tehlikesine vurgu yapılıyor. Bunun sadece bir siyasi birleşme olmadığı, Türk varlığını azınlık konumuna düşüren, Türkiye'nin geleceğini tehlikeye atan bir söylem olduğu eleştirileri yapılıyor.
Tüm bu stratejik gerçekler ışığında, güncelliğini yitirmiş planların çözüm olmadığı, bir tuzağın parçası olduğu değerlendiriliyor. Kıbrıs meselesi, Doğu Akdeniz'deki kıta sahanlığı, Mavi Vatan'daki haklar ve Türkiye'nin milli bekasından ayrılamaz bir parça olarak görülüyor.
Kıbrıs'ta oynanan satranç, sadece adanın geleceğini değil, tüm Doğu Akdeniz'in kaderini ve Türkiye'nin milli güvenliğini şekillendirecek kadar büyük. Kıbrıs Türk halkını azınlık yapacak. Her plan, Türkiye'nin Akdeniz'den çıkması anlamına geliyor. Ankara'nın ve Lefkoşa'nın kararlı duruşu, işte bu tarihi ve stratejik gerçeklere dayanıyor.
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:59
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 19 Ekim 2025 10:22 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















