CHP PM Üyesi Ali Haydar Fırat tan yönetime tepki
Sonhaberler sayfasından alınan verilere göre, Ankara24.com bilgi veriyor.
İşte Ali Haydar Fırat'ın CHP yönetimine sert tepkisini gösteren o açıklamanın tam metni:
Ülkemizin istikbali açısından tarihi öneme sahip bir eşikte, tarihsel kararların alındığı bir dönemde partinin bütün yetkili karar alma organlarının hiç hükmünde sayılıp, meclis grubu ve Parti Meclisi’nin değerlendirmeleri alınmadan sayın Genel Başkanın kendi yakın çevresindeki bir kaç isimle kararlar alması partimizin tarihi, temel değerleri, demokratik kültürü ve tüzüğüyle bağdaşmamaktadır.
Eğer gereği yapılıp ya da ihtiyaç duyulup Parti Meclisimiz toplanmış olsaydı bir çok diğer arkadaşımız gibi ben de kendilerinin dilemme ve düşüncelerimi ifade etme şansı bulacaktım.
Ancak böyle bir imkan sağlanmadığı için görüşlerimi buradan kamuoyu ile ve partilme paylaşmak zorunda kaldığımı ifade etmek isterim.
Bu çerçevede;
1- 38. Olağan Kurultayımızda partimizde değişim iradesi ile yola çıkarken, ülkemiz ve partimiz hakkında alınacak kararların ortak akıl, ortak vicdan ve ortak irade ile alınacağının sözünü vermiştik. Geçen süreç içinde verdiğimiz bu söz, bu temel ilke yok sayılmıştır.
2- Bugün alınan karar, partimizin yürüttüğü demokratik mücadeleye, Kürt Sorununun çözümü konusunda özellikle son yıllarda defalarca dile getirdiğimiz toplumsal barışın sağlanması konusunda ödediğimiz bedellere aykırıdır. Bugün parti yönetimimizin aldığı karar, partimizi tarihsel ve toplumsal olarak hak etmediği bir noktaya sürüklemiş ve statükoya hapsetmiştir.
3- Bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde ortaya çıkan irade bugüne kadar parti olarak savunduğumuz “Kürt Sorununun çözüm yeri TBMM’dir” anlayışına uygundur. İmralı ziyareti çözüm uğraklarından biridir çünkü bir sorun varsa ancak muhataplarıyla çözülür. Maalesef parti yönetimimiz tarihsel bir hataya düşmüştür.
4- “Terörsüz Türkiye” ve “Demokratik Türkiye” mücadelesini eş zamanlı sürdüreme çağrımız da bugün alınan bu kararla çok ciddi bir biçimde zarar görmüştür. Yıllardan beridir Türk ve Kürt halkının ülkemizdeki varlığı barış ve demokrasi sözü askıya alınmıştır. Alternatifsizliğe itiraz ettiğimiz ve hazır bir uzun yıllar sonra bu çizgiye yeniden dönüldüğü görmezden gelinmiş, yeniden başa sarılmıştır.
5- Cumhuriyetin kurucu partisi, halkçı, devrimci parti öncü ve cesur olmak zorundadır. Bizim geleneğimiz cesaretle yazılmıştır. İnsanlık tarihinde örneği olmayan bir ulusal kurtuluş mücadelesinin kahramanları kurucu kadrolarımızdır. Cumhuriyeti ve yeni bir ülkeyi kuran Büyük Atatürk, Çok Partili Yaşama geçişi sağlayan İsmet Paşa, dünyayı karşısına alıp Kıbrıs’ı kurtaran Bülent Ecevit, 1 Mart’ta emperyalizmin ülkemize girişine izin vermeyen Deniz Baykal ve tek bir arkadaşının cezaevine atılması karşısında tarihin en büyük adalet mücadelesini veren Kemal Kılıçdaroğlu bu cesur ve devrimci tavrın yaratıcıları ve sürdürücüleri olmuştur. Bugün bu tavır ortaya konulamamış, gereken cesaret sergilenmemiş ve tarihsel gelişim doğru okunmamıştır.
6- Yurtsever sol ve devrimci bir Cumhuriyet ancak tarihin öznesi olmakla mümkün olabilir ve büyük değişimleri gerçekleştirebilecek bir gerçeklik üzerine kurulabilir. Bize yakışan cesur bir biçimde bu sürecin en önünde gitmektir. Bugün bütün sağ ve milliyetçi partilerin gerisine düşmek kabul edilebilir bir siyasal tavır değildir. Aynı şekilde Erdal İnönü liderliğindeki SHP hem Kürt sorununu konusunda politik açılım gerçekleştirmiş hem de pratikte Kürt hareketiyle ittifak kurma cesareti göstermiştir. Bugün bu çizginin de gerisine düşmek bizim için kabul edilebilir değildir. Tarihin inkardır.
7- Diğer partilerin alacağı kararlara göre pozisyon almak siyaset değil, siyasetsizliktir. Siyaset üretmek; kendi doğrularını, kendi gerekçelerini, kendi düşüncelerini cesurca açıklamak ve halka anlatmaktır.
8- Eğer mesele kendi tabanını korumak ve oy kaygısı ise; iktidara karşı negatif pozisyonlanma stratejisi bizi iktidara taşımaz. Bu ülkede Kürt Sorununun çözümünde yer almayan bir partinin iktidar olma şansı yoktur.
9- Orta Doğu’da her türlü gericiliğe ve barbarlığa karşı mücadele veren Kürt halkı hem Türklerin hem de solun doğal müttefikidir. Orta Doğu’da demokratik bir düzen Türklerin ve Kürtlerin ortak iradesi ile gerçekleşebilir. Tarihin bu büyük kırılma anında maalesef doğru bir tavır alınmamış, tarihin doğru tarafında durulmamıştır.
10- Partimizin politik ve ideolojik olarak yeni bir soluğa, yeni ve cesur bir siyasete ve buna önderlik edecek güçlü bir çıkışa ihtiyacı netleşmiştir. “İdare-i maslahatçılar esası inkılap yapamaz” diyen Büyük Atatürk’ün izinde ülkemizi, partimizi büyütmek, güçlendirmek temel sorumluluğumuzdur.
O’nun partisine onurlu bir üye ve yöneticisi; devrimin ruhunu iliklerine taşıyan bir yoldaş olarak doğru olanı cesur bir şekilde söylemeye kararlı olduğumun herkesin bilmesini isterim.
Saygılarımla.
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:18
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 21 Kasım 2025 22:43 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar


















