Bütçede sapma açıklaması: Burası bir hesap verme yeri
Halktv sayfasından alınan verilere dayanarak, Ankara24.com duyuruda bulunuyor.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu, AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş başkanlığında toplandı. Komisyonda 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 2024 Yılı Kesin Hesap Kanunu Teklifi’nin geneli görüşüldü. Geçen hafta sunum yapan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, bu kez milletvekillerinin sorularını yanıtladı.
Muhalefet milletvekillerinin “Biz konuşuyoruz ama hiçbir şey değişmiyor” eleştirilerine yanıt veren Yılmaz, “Tartışmalara böyle bakmak doğru değil. Nitelikli bir fikir, doğru bir düşünce er veya geç tesirini izah eder. Yeter ki doğru ve gerçekçi bir fikir olsun. Er veya geç bir etkide bulunur. Bütçe vesilesiyle aslında ülkeyi tartışıyoruz” dedi.
“BELEDİYELERİN DE BURADA YAPACAĞI ÇOK İŞ VAR”Konya'daki su sorununa ilişkin milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Yılmaz, şunları söyledi:

"Bu su konusu gerçekten en kritik konulardan biri. İklim değişikliğiyle birlikte sadece bizi değil özellikle bu Akdeniz havzasında Birçok ülke bu konuda dünya ortalamasına göre daha yoğun etkilenecek. Bunu şimdiden görüp tedbirlerinizi almamız gerekiyor geleceğe dönük olarak. Türkiye su zengini bir ülke değil. Giderek nüfus artışıyla tüketim kalıplarının değişmesiyle su konusunda belki çok daha zorlu bir döneme gireceğiz. Dolayısıyla şimdiden su konusunda çok ciddi tedbirler düşünmek zorundayız hep birlikte. Bu çerçevede kabinemizde de bu toplu konular tabii ki ele alındı, tartışıldı.
Burada tabii şunu da söylemek zorundayım. Belediyelerin de burada yapacağı çok iş var, doğrusu... çünkü şehirlerimizin şebekelerinde muazzam bir kayıp kaçak. Hep DSİ'ye yükleniyoruz biz. DSİ su getirsin, su getirsin diyoruz. Su geliyor şehre kadar Şehrin içinde kayıp kaçak oranı çok olunca büyük bir kısmı maalesef hanelere ulaşmadan yok olup gidiyorum. Beyana dayalı olarak biz bunları ölçüyoruz. Şimdi yeni dönemde beyana değil de objektif ölçüklerle nasıl ölçeriz diye de kafa yoruyoruz doğrusu. Doğru bir yaklaşım değil, ölçülmesi lazım. Çok boyutlu bir konu ve bu konuda biz de kapsamlı bir yol haritası üzerinde çalışıyoruz."
"BURASI AYNI ZAMANDA BİR HESAP VERME YERİ"Tasarruf tedbirlerinin ardından yapılan yatırımlara ilişkin soruya yanıt veren Yılmaz, "Yatırımlarla ilgili şunları yaptık; kurumların yatırım ödeneklerinden yapılan yüzde 15 kesintiyle birlikte yüzde 75'in üzerinde tamamlanan projelerin daha erken ekonomiye kazandırılması ve vatandaşımıza hizmet sunmasını gözettik. Buradaki mesele verimlilik. Yani çok sayıda projeye ödenekleri eşit dağıttığınız zaman hiçbiri bitmiyor. Bir hizmet üretemiyorsunuz ama sonuçlanma aşamasına gelmiş projelere yoğunlaştığımız zaman bunları bitirip onlardan hizmet alıp sonra bir sonraki yıl diğer projelere daha rahat bir şekilde biten projelerin de sağladığı imkanlarla müdahale etme imkanımız oluyor. Bunu yaptık" dedi.
Yılmaz, "bütçedeki sapmaya" ilişkin ise şunları söyledi:
"Şunu söyleyeyim burası bir hesap verme yeri aynı zamanda. Bütçemizdeki sapma konusunda bu yıl bütçesiyle ilgili gider tarafında bir sapma söz konusu değil. Yani faizlerdeki artışa rağmen geçen sene gider bütçemizi ne ilan ettiyse o çerçeve içinde kaldık. Hatta bir miktar altındayız. Yani harcama konusunda bir aşım söz konusu değil. Gelir tarafında beklediğimizin altında kalmış durumdayız esas mesele o. Kurumlar vergisi başta olmak üzere. Burada iki analiz yapmak isterim. Birincisi daha genel bir analiz. Enflasyonun yükseldiği dönemlerde bütçeler geçici olarak olumlu etkileniyor. Yani o anda işte tüketim KDV'ler, ÖTV'ler, ithalden alınan vergiler, enflasyon artıyorken bu bütçeler üzerinde geçici bir olumlu etki oluşturuyor. Enflasyon düşerken ise tersine bir etki görüyorsunuz. Tüketim düştüğü için, ithalat düştüğü için, ekonomik aktivite daha ılımlı hale geldiği için ister istemez gelirler üzerinde de belli bir etki oluşturuyor. Bu geçici bir etki elbette.
"BÜROKRAT ARKADAŞLARIMIZ KEŞKE DAHA İYİ ÖNGÖRSELERDİ"İkincisi kurumlar vergisindeki durum daha çok enflasyon muhasebesiyle bağlantılı görünüyor. Enflasyon muhasebesi uygulaması gerçekleştirdik biliyorsunuz. Şirketler bilançolarında öz sermayeyi arttırıcı tedbirler aldılar gibi görünüyor. Bu aslında uzun vadeli sağlıklı bir durum. Yani şirketlerimizin öz sermayeleri artmış oldu. Bir anlamda daha vergi ödemek için öz sermayelerini güçlendirdiler. Bu ama kamu gelirlerinde olumsuz bir etki oluşturdu, onu da kaydetmemiz lazım.
Burada şunu da söylemem lazım; bunları baştan bürokrat arkadaşlarımız, uzmanlarımız keşke daha iyi öngörselerdi. Onu da söyleyeyim. Başından beri hani bunun etki değerlendirmesini istedik biz ama böyle bir etki değerlendirme gelmedi bize onu da söyleyelim yani. Sonuçta biz de gidip oturup hesap kitap yapacak değiliz uzman arkadaşlarımıza güveniyoruz. Yapılan etki değerlendirmeyle çıkan sonuç tam örtüşmedi. Böyle bir durum söz konusu. Fakat bu öyle o kadar da olumsuz bir durum değil. Bir taraftan da şirketlerimiz sonuçta bu ülkenin şirketleri. Bilanço yapıları, ölçenleri güçlenmiş oldu. Ama maalesef bizim kamu gelirlerimizde öngöremediğimiz bir azalma olmuş oldu. Dolayısıyla bütçedeki sapmanın izahı bu. Gider tarafında çok harcama yaptık da oldu değil. Bir taraftan da cari açık öngördüğümüzden daha düşük oldu. Ana etkenler bunlar. Maliye Bakanlığımız bu şirketleri de inceliyor bir taraftan onu da söyleyeyim. Uygunsuz, hukuk dışı bir durum tespit edilirse de incelemeler yapılıyor."
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:50
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 30 Ekim 2025 21:38 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















