Biz nankörlük ettik, siz etmeyin... Sözcü Gazetesi
Sozcu sayfasından alınan verilere göre, Ankara24.com bilgi veriyor.
34 yaşında, Çanakkale’de Truva’nın intikamını aldı.
40 yaşında, 1683’te 2’nci Viyana bozgunuyla başlayan Türk çekilmesini ve toprak kaybını, 238 yıl sonra Sakarya Meydan Muharebesi Zaferi’yle durdurdu.
41 yaşında, işgalci devletlerin hayallerini yerle bir etti.
42 yaşında, Cumhuriyet’i kurdu.
★★★
Savaş tarihinin en büyük komutanlarının kıskandığı bir savaşçı...
Strateji ustası...
Peki, bu eşsiz nitelikleri nasıl kazandı?
★★★
Büyük Frederik, Büyük İskender, Hannibal, Attila, Cengiz Han, Timur, Attila, Fatih Sultan Mehmet, Napolyon, Moltke, Clausewitz gibi ünlü komutanları ve strateji ustalarını okudu.
Ünlü komutanların savaşlarını, ayrıntılı bir şekilde inceledi.
★★★
Okuduğu kitaplardan aldığı notlar, altını çizdiği konular, bize önemli ipuçları verir.
Mesela, Mustafa Kemal’in altını çizdiği bir söz, beş bin yıllık yazılı tarihin özetidir:
“Tarih ihtiyatsızlar için acımasızdır.”
★★★
Mustafa Kemal cesurdu, gözü karaydı, ancak nerede duracağını çok iyi biliyordu.
Hiçbir zaman, ihtirasının esiri olmadı.
★★★
Timur’u beğenirdi.
Timur’un bir özelliği, dikkatini çok çekmişti:
“Sert ve asık suratlı olan Timur, sevinç gösterilerini sevmezdi. İkiyüzlülüğe dayanamazdı ve etrafındakilerden kendisi için yaralayıcı bile olsa gerçeği söylemelerini isterdi.”
★★★
Atatürk, dalkavuklardan hoşlanmazdı.
O, doğruyu gizleyen övgülere değil, gerçeği dile getiren, düşüncesini cesaretle savunan dürüst insanlara değer verirdi.
★★★
Attila’nın şu niteliğini çok değerli bulmuştu:
“Savaş onun için araçtı. Onu ancak kesin kazanç için, en az riskle ve masrafla kullanırdı. Mümkün olduğu kadar savaştan kaçardı.
Fakat koşullar kaçınılmaz kılarsa, gerektiği ve etkili olacağı kadar yaman savaşırdı. Savaşın hedefine ulaşması için kısa ve korkutucu olması gerekirdi.”
★★★
Atatürk, “Ulusun hayatı tehlikeye girmedikçe, savaş bir cinayettir” der.
★★★
Napolyon’la ilgili altını çizdiği şu satırlar, bir ders niteliğindedir:
“Onun olağanüstü gücü insanları ve nesneleri etkisine almasını, olayların üstesinden gelmesini sağlardı; ancak kendisine hiçbir zaman hükmetmediği için, ihtirasını dizginlemeyi istemediği için, bütün başarıları boşa çıktı.”
Mustafa Kemal, hiçbir zaman ihtiraslarına yenilmedi, gerçekçiydi.
★★★
Napolyon, “Programınız nedir”? sorusuna,
“Ben yürürüm. Programım kendiliğinden çıkar” cevabını vermişti.
★★★
Atatürk’e, Napolyon’un bu sözü soruldu:
“Ama o türlü giden sonunda başını Saint-Helena kayalarına çarpar” yanıtını verdi.
Saint-Helena, Napolyon’un Waterloo Savaşı’nda yenildikten sonra sürgüne gönderildiği adadır.
★★★
Başkomutan, daima mantıklı, tutarlı ve ele geçirilebilir hedefleri seçerdi.
Hayalperest ve maceracı hiç olmadı.
Amaç ve araç arasında kusursuz bir denge kurmasını bildi.
Adımını, her zaman uygun yerde ve zamanda attı.
★★★
Oramiral William Crowe, 1985-1989’da ABD Genelkurmay Başkanlığı yaptı.
26 Aralık 1988’de Time Dergisi’nde, Atatürk için şöyle demişti:
“Kemal Atatürk’ün derin bir hayranıyım; çünkü o kadar az şeyle çok şey başardı. Büyük kaynaklar ve üretim kapasitesi ile desteklenince, generaller için kazanmak doğal bir şeydir; fakat küçük kaynaklarla, Türkiye’nin kontrolünü sultanlardan çekip aldı ve Yunanları ülkeden kovdu.
O, yüzyılın en büyük askeri olarak, benim adayımdır.”
★★★
Ve 20’nci yüzyılın en saygın ve etkili askerî tarihçilerinden John Keegan...
Atatürk’ün Barışın Efendisi olduğunu vurgular:
“1920’lerde, dünyada paramiliter (yarı askeri) partiler yükselişteydi. Tek istisna Türkiye’ydi:
Orada Türk topraklarının kurtarıcısı olan Atatürk, Müttefikler Osmanlı İmparatorluğu’ndan Ortadoğu’yu kopardıktan sonra, savaşçı halkını ilk kez ılımlı bir stratejiye yönlendirmeyi başardı.”
★★★
Yunan yazar Alexander Anastasius Pallis, Mustafa Kemal’e hakkını teslim eder:
“Hemen hemen herkes, Mustafa Kemal’in dünyanın en büyük devlet adamlarından biri sayılmasının sebeplerini bilir.
En yüksek derecede bir askeri ve siyasi dehanın bir araya gelmesiyle, önce memleketini yok olmaktan kurtarmış, sonra da yeniden kurmayı başarmıştır.”
★★★
Atatürk, gerçekleştirdiği devrimin, kendisinden sonra sürdürülmesi ve korunması konusunda sürekli kaygı duyardı.
Bugünün Türkiye’sine bakıldığında, kaygılarında ne denli haklı olduğu görülür.
★★★
Bu yüzden ölümsüz liderin, milletine önemli bir tavsiyesi vardı:
“Aziz milletime şunu tavsiye ederim ki, bağrında yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki öz cevheri, çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an geri kalmasın!”
★★★
Bu tavsiyesine çok sevdiği milleti uymadı; iktidara gelenler de mirasını koruyacaklarına, onu adım adım aşındırdılar.
Bu ülkede, Atatürk’le yarışabileceklerini sananlar bile oldu...
★★★
Ve bugün...
Yattığı yerden, kendisine açılan her savaşı kazansa da...
Milletin O’na sevgisi gün geçtikçe artsa da...
O’ndan geriye ne kaldı?..
Evet, tüm karanlıklara rağmen, ışığıyla ayakta duran umudu dışında, ne kaldı?..
★★★
Gençler, Atatürk’ü unutmayın.
Biz nankörlük ettik, siz etmeyin.
Atatürk sizindir...
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:97
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 01 Kasım 2025 05:02 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar


















