Bir kuruş borçlanmadan dev şirket kurdu: Vazgeçmediği yöntemi ısrarla önerdi Sözcü Gazetesi
Sozcu sayfasından alınan verilere dayanarak, Ankara24.com haber yayımlıyor.
Amerika’nın en etkili finans figürlerinden Dave Ramsey, iş dünyasının temel yöntemlerini tamamen reddeden bir isim. “Borç risk demektir” diyen Ramsey, tek bir dolar bile kredi kullanmadan dev bir şirket inşa etti. Ona göre bu yaklaşım sadece servet kazandırmakla kalmadı.
ANTİ-BORÇ FELSEFESİYLE KURULAN DEV BİR ŞİRKET
Ramsey’nin borç konusundaki tavrı tartışmaya yer bırakmıyor: “Borç risktir, borçlanan kişi borç verenin kölesidir.” Bu nedenle hayatı boyunca hiçbir şey için borçlanmadığını vurguluyor.
Bu yaklaşım büyük sabır gerektiriyor. Örneğin şirket kampüsünü kurarken ilk arazi 10 milyon dolara mal oldu. Çoğu şirket krediyle yola çıkarken Ramsey, “Paramız olana kadar bekledik” diyor. İlk bina ancak yeterli nakit biriktiğinde inşa edildi.
Sonuç? COVID-19 döneminde borca batmış birçok şirket yıkılırken Ramsey’nin şirketi sarsılmadı. “Biz krizlerde batmayız” diyen Ramsey, bunun tamamen organik nakit akışıyla büyümeye borçlu olduğunu belirtiyor.
Ramsey aynı stratejiyi gayrimenkul yatırımlarında da uyguluyor. Nakit alınan mülklerin “deli gibi nakit akıttığını” söylüyor; çünkü kredi taksiti yok. Bu da onun deyimiyle “pozitif kartopu” etkisi yaratıyor: İlk mülkün ürettiği nakit ikinciyi, ikinci üçüncüyü finanse ediyor.
BAŞARI HAKKINDA KİMİN DUYMAK İSTEMEDİĞİ GERÇEKLER
Ramsey’nin en sert eleştirisi, girişimcilik aşamasındaki “iş-yaşam dengesi” anlayışına. Programda yer alan başka bir milyarder isim, Jimmy John Liautaud da bu fikri “Sıfırdan başlıyorsan iş-yaşam dengesi diye bir şey yok; bu en büyük palavralardan biri” diye tanımlıyor.
Ramsey’nin hayatını değiştiren en net tavsiye olan “Kimse gelip seni kurtarmayacak.” cümlesi oldukça acımasız görünse de onu başarıya ulaştırdı.
Başarı için her gün tekrar edilen bir disiplin gerektiğini belirterek, “Kendini kötü hissediyorsan bile sus ve yapman gerekeni yap” diyor. Bunun bir dönemlik motivasyon değil, yıllarca süren bir dayanıklılık pratiği olduğunun altını çiziyor.
Gençlere bakışı ise hem umutlu hem eleştirel. Z kuşağı ve Y kuşağının “her şey mümkün” hissi taşıyan enerjisini övse de, “kolay düğme arayışı” ve bir miktar hak edilmişlik duygusu gördüğünü söylüyor. Gerçek servetin ise “bütün hafta sonu boyunca pişen barbekü gibi, mikrodalgada değil” oluştuğunu söylüyor.
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:81
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 27 Kasım 2025 08:53 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















