Batı soykırıma verdiği desteğin bedelini ödüyor Düşünce Günlüğü Haberleri
Ankara24.com, Yenisafak kaynağından alınan bilgilere dayanarak haber veriyor.
Doç. Dr. Necmettin Acar / Mardin Artuklu Üniversitesi
İsrail’in 7 Ekim sonrasında benimsediği saldırgan siyaset ve özellikle Gazze başta olmak üzere tüm Filistin topraklarında işlediği soykırım suçları, bölgesel ve küresel siyaset açısından belirgin bir kırılmayı tetiklemiş görünüyor. Canlı yayınlarda parçalanan masum sivillerin bedenleri, meskûn mahallere binlerce ton bomba yağdırılması, bombalanan hastaneler, buna eşlik eden açlık ve kıtlık manzaraları; ayrıca İsrail’in uluslararası hukuku hiçe sayarak İran, Suriye, Irak, Yemen ve Lübnan’a yönelik saldırıları, bu dönüşümü hızlandıran başlıca gerekçeler arasında sayılabilir.
Geçmişte İsrail’in Filistinlilere yönelik vahşi saldırıları, Arap Ortadoğu’sunda yönetenlerle yönetilenler arasındaki uçurumu derinleştiriyordu. Bugün benzer bir etki Batı’da gözlemleniyor. Ortadoğu toplumları, devletlerinin İsrail’i caydıramaması ve Filistinlilere yönelik saldırıları durdurmadaki acziyeti nedeniyle kendi yönetimlerini sert biçimde eleştirirken; Batı’da ise hükümetlerin, İsrail’in uluslararası hukuku, insan haklarını ve insani değerleri ihlal eden uygulamalarına verdiği sınırsız destek, yönetenlerle yönetilenler arasındaki uçurumu büyütüyor.
SALDIRGAN STRATEJİNİN SİYASAL MÜHENDİSLİK BOYUTU
İsrail, kurulduğu günden bu yana hem Filistin coğrafyasında hem de genel olarak Ortadoğu’da sergilediği saldırgan politikalarla çok farklı amaçlar gözetti. Bu saldırganlığın ilk ve en görünür amacı, Filistin’deki işgali genişletmek ve Yahudi yerleşimciler aracılığıyla homojen bir Yahudi toplumu inşa etmekti. Bu strateji, askeri hedeflerin yok edilmesine ve Filistin direnişinin bastırılmasına odaklanan açık bir askeri yönelim içeriyordu.
Ancak, İsrail’in saldırgan tutumunun daha az dikkat çeken bir başka boyutu da bulunuyor; Ortadoğu’da yönetenlerle yönetilenler arasındaki uçurumu derinleştirmek. İsrail açısından bu strateji, askeri bir zaferden çok daha kalıcı ve etkili sonuçlar doğurabilecek bir araç. Bu doğrultuda İsrail, uzun yıllar boyunca bölgede yönetenlere toplumsal güveni aşındırarak rejimlerin toplumsal meşruiyet tabanlarını zayıflatmayı temel hedeflerinden biri hâline getirdi. Bu yaklaşım, İsrail’in çevresinde halkın yönetimlerinden memnun olmadığı, zayıf ya da çökmekte olan devlet yapılarını teşvik ederken, ülke içinde de devlet dışı aktörlerin rejimlere meydan okuyabilecek düzeye erişmesine zemin hazırladı.
İKİ TEMEL YÖNTEM
İsrail bu hedefini gerçekleştirmek için iki temel yönteme başvuruyor. İlk olarak İsrail, bölgedeki devletlerin ulusal onurunu hedef alan, itibarlarını zedeleyen ve caydırıcılıklarını ortadan kaldıran provokatif eylemlerle bu devletleri küçük düşürmeyi amaçlar. İkinci olarak İsrail, özellikle Filistin’de ve genel olarak Ortadoğu’da geniş çaplı acı, yıkım ve mateme yol açan saldırıların gerçekleştirilmesi ve bu saldırıların medya üzerinden tüm dünyanın gözü önünde sergilenmesiyle toplumsal travmalar üreterek bölge haklarını kendi rejimlerine olan güveni aşındırmayı amaçlar. Her iki yöntem de, sadece askeri anlamda değil, psikolojik ve diplomatik düzeyde de bölge devletlerinin meşruiyetini aşındırır ve halk nezdinde zayıf bir görüntü oluşturur.
İsrail'in kuruluşundan bu yana sürdürdüğü bu strateji, Ortadoğu’da yönetimler ile halklar arasındaki uçurumu derinleştirmede ve bölge rejimlerinin meşruiyet tabanını zayıflatmada oldukça işlevsel bir rol oynadı. Toplumsal meşruiyet tabanları aşınan rejimler, iç tehditlere odaklanmak zorunda kalarak İsrail’le rekabet etmekten uzaklaştı, rejim karşıtı hareketleri bastırmak için ise giderek daha fazla ABD ve İsrail desteğine bağımlı hâle geldi. Bu tablo, İsrail’in askeri gücünün ötesinde, siyasal mühendislik boyutuna sahip uzun vadeli bir stratejiyi temsil etmektedir.
BATI MEŞRUİYET KRİZİNE GİRDİ
İsrail’in uzun yıllardır Ortadoğu’da “başardığı” bölge rejimlerinin toplumsal meşruiyet tabanlarını aşındırma stratejisi, 7 Ekim sonrasında farklı bir coğrafyada, beklenmedik sonuçlar doğurmaya başladı. Bu kez, İsrail’in eylemleri Ortadoğu’da değil, Batı dünyasında siyasal dengeleri sarsan bir etki yarattı. Üstelik bu sonuçları, İsrail’in kendisi bile öngörememişti.
Gazze’de yaşanan soykırım, uzun süredir derinleşen Batı’nın normatif krizini tetikledi. İsrail’in tüm uluslararası hukuk ihlallerine ve insanlık suçlarına rağmen Batılı hükümetlerden gördüğü sınırsız destek, Batı kamuoyunda ciddi bir meşruiyet aşınmasına neden oldu. Bugün Gazze’de süren yıkım, sadece Filistin halkının trajedisi değil; aynı zamanda Batı demokrasilerinde yönetenlerle yönetilenler arasındaki uçurumun daha da derinleşmesinin sembolü hâline geldi.
Son iki yılda kampüslerde, stadyumlarda, konser salonlarında, sinema gösterimlerinde ve sokaklarda yükselen öfke, Batı toplumlarının Filistin halkına duyduğu empatiyi aşıp politik bir bilinç düzeyine ulaşalı çok oldu. Bu öfke, hükümetlerin jeopolitik çıkar hesapları ile toplumların vicdani ve insani değerleri arasındaki derin fay hattını görünür kılıyor.
ABD’den İspanya’ya, Fransa’dan İngiltere’ye kadar birçok Batı ülkesinde giderek büyüyen Filistin yanlısı gösteriler, Batı’nın uzun yıllar boyunca gururla savunduğu “insan hakları”, “evrensel değerler” ve “hukukun üstünlüğü” gibi kavramların, İsrail’in soykırım politikalarına verilen destek karşısında içinin nasıl boşaldığını açığa çıkarmış oldu.
Sonuç olarak, İsrail’in Filistin’de uyguladığı şiddet ve Batılı hükümetlerin bu politikalara verdiği koşulsuz destek, yalnızca Gazze’de bir soykırıma yol açmakla kalmadı; aynı zamanda Batı’nın kendi içinde derin bir meşruiyet krizini de tetikledi. Bu kriz, Batılı demokrasilerin uzun yıllardır üzerine inşa edildiği etik ve siyasal temelleri yeniden sorgulamak zorunda kaldıkları bir dönemin habercisidir. Bugün Batı ülkeleri, İsrail’in soykırımına verdikleri sınırsız desteğin bedelini, kendi toplumlarında hükümetlerin meşruiyet tabanlarının aşınmasıyla ödüyorlar.
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:47
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 27 Ekim 2025 04:05 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















