Atatürk’ü anlamak ve anlatmak
Ankara24.com, Halktv kaynağından alınan verilere dayanarak bilgi yayımlıyor.
Bugün 10 Kasım…
Atatürk’ün ölümünün 87. yıldönümü.
Bugün Anıtkabir yine dolup taşacak.
Her yıl olduğu gibi bu bugün de her yaştan yüz binlerce ziyaretçi Atatürk’e sevgi, saygı ve bağlılıklarını sunacaklar.
Çağının çok ilerisini görebilen Atatürk, tartışmasız 20. yüzyılın en büyük liderlerinden biri olarak tarihte hak ettiği yeri aldı.
Temellerini o kadar sağlam attı ki çağdaşı birçok devlet tarihe karışırken Türkiye Cumhuriyeti 102. yaşına girdi.
Bu süreçte Atatürk Cumhuriyeti’ni yıkmak için emperyalist devletlerin teşvik edip desteklediği birçok isyan yaşandı.
Cumhuriyet’in kurulduğu 1923 yılından Atatürk’ün yaşama veda ettiği 1938 yılına kadar 20 büyük ayaklanma çıkarıldı.
Ancak Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmaları mümkün olmadı.
Bu da Atatürk’ün Cumhuriyet’in temellerini ne kadar sağlam attığını, halkın cumhuriyete güçlü bir şekilde sahip çıktığını gösterir.
Atatürk, “Benim manevi mirasım bilim ve akıldır” diyerek gelecek nesillere doğru yolu gösteren bir liderdir.
Atatürk’ün bu manevi mirasının değeri bilinmeli, Türkiye bilim ve akıl yolundan saptamamalıdır.
Dün olduğu gibi bugün da Atatürk’ü unutturmaya, onun fikirlerini tarihe gömmeye yönelik çabalar var.
Laik cumhuriyet yerine bürokratik ve toplumsal yaşamın din kurallarına göre düzenlemesini amaçlayan, şeriat isteyen akımlar mevcut.
Atatürk, bu tür akımların ortaya çıkacağını çok önceden görmüş ve uyarısını yapmıştır.
1937 yılında şöyle demiştir:
“Bir zamanlar gelir, beni unutmak veya unutturmak isteyen gayretler belirebilir. Fikirlerimi inkâr edenler ve beni yerenler çıkabilir. Hatta bunlar, benim yakın bildiğim ve inandıklarım arasında bile olabilir. Fakat ektiğimiz tohumlar o kadar özlü ve kuvvetlidirler ki bu fikirler, Hint’ten, Mısır’dan döner dolaşır gene gelir, verimli neticeleri kalpleri doldurur.(Naim Babüroğlu, Tarihin Kıskandığı Lider)”
Atatürk’ü gömmeğe çalışanlar onun tohum olduğunu unutuyorlar.
Atatürk karşıtları O’nu gömmeye çalıştıkça fikirleri yeşerip gün yüzüne çıkıyor.
Tarih şu gerçeği göstermiştir ki bilim ve akıl yerine, şeriatla yönetilen devletlerin hiçbiri gelişememiş, çağdaş ülkeler düzeyine gelememiştir.
Türkiye bugün bir Afganistan değilse bunu Atatürk’e borçludur.
Türkiye’de bugün kadınlar her mesleği başarıyla yürütüyorsa, toplumsal yaşamda hak ettiği yeri alabiliyorsa, erkeklerle eşit haklara sahipse bunu da Atatürk’e borçludur.
Türkiye’de köyde doğmuş, kentin çevre mahallelerinde büyümüş bir çocuk, bilim insanı, bakan, başbakan, cumhurbaşkanı olabiliyorsa bunu Atatürk’e borçludur.
Türkiye’nin bilimde ilerleyebilmesi, çağdaş devletler topluluğunda kalıcı şekilde saygın bir yere sahip olabilmesi ancak Atatürk’ün gösterdiği yolda ilerlemesiyle mümkündür.
Krallıklar, sultanlıklar, emirlikler altında yönetilen mazlum ulusların da izlemesi gereken yol Atatürk’ün gösterdiği yoldur.
Başka türlü aydınlığa kavuşmaları mümkün değildir.
Türkiye’nin aydınlık bir geleceği sahip olması için Atatürk’ü çok iyi anlamak ve genç nesillere anlatmak gerekir.
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:93
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 10 Kasım 2025 05:11 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















