Adadaki asıl tehdit İsrail, KKTC yi Gazze yapma planı mı?
Haber Global sayfasından alınan verilere dayanarak, Ankara24.com duyuruda bulunuyor.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC), yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardında başlayan tartışmalar sürüyor. Seçimleri ezici bir farkla kazanan Tufan Erhürman'ın, yeni yol haritası merak konusu olurken, sonuçların Türkiye'deki iç politika ekseninde tartışılması ise "büyük resmi ıskalamak" olarak yorumlanıyor. Strateji uzmanları, asıl belirleyici unsurun, Doğu Akdeniz’de değişen güç dengeleri ve Kıbrıs’ın jeopolitik geleceği olduğuna dikkat çekerken, adada İsrailli yatırımcıların aldığı topraklar ise yalnızca ekonomik bir hareketlilik değil, aynı zamanda bölgesel nüfuz mücadelesinin yeni bir cephesi olarak değerlendiriliyor. Uzmanlar; toprak alımlarını, Doğu Akdeniz’de enerji koridorlarının yeniden şekillendiği süreçte stratejik bir denge kurma çabası olarak da değerlendiriyorlar.
KKTC'de sandıktan çıkan sonucu sosyal medya hesabından yorumlayan Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz ise "Bu seçim, yön değişimi değil, niyet değişimi işareti olmalıdır. Gerçek yönü ise Doğu Akdeniz’in gücünü realizmden alan deniz jeopolitiği belirleyecektir. Ana vatan yavru vatan ve mavi vatan bölünmez bir bütündür. Türkiye Cumhuriyeti ve Kuzey Kıbrıs Türk cumhuriyeti kılıçla kurulmuştur" ifadelerini kullandı. ENERJİ OYUNU SAHNEDE Emekli İstihbarat Albay Coşkun Başbuğ, "ortada çok net bir küresel oyun ve kurulmuş bir tezgah var" uyarısında bulunurken, "Rum Kesimi bile, 'İsrail ülkeyi işgal ediyor' diyerek ayağa kalkmış durumda. Rum Kesimi önümüzdeki dönemde İsrail’den ciddi sıkıntılar yaşayacak. Ancak İsrail’in hedefi yalnızca Güney değil, adanın tamamı" uyarısında bulundu. Başbuğ, İsrailli yatırımcıların Kuzey Kıbrıs’ta mülk edinmeye başlamasının ardından, gerekli önlemlerin alınarak satışların durdurulduğuna da değinerek şu bilgileri paylaştı: "Doğu Akdeniz’deki tablo malum: İsrail, Yunanistan, Mısır hattı üzerinden enerji oyunları kuruluyor. Kıbrıs’ın kendi doğal kaynaklarına el uzatılmak isteniyor. Türkiye buna hiçbir zaman izin vermedi, vermeyecek" dedi.
GAZZE GİBİ OLURDUBaşbuğ, uyarılarının devamında ise şunları dile getirdi. "Erhürman, 'Kıbrıs Türk halkının menfaati neyi gerektiriyorsa, o doğrultuda Türkiye ile birlikte hareket edeceğiz' dedi. Bu ifade, iki devletli çözüm çizgisinin korunduğunu gösteriyor. Kıbrıs halkı da tehlikenin farkında. İsrail’in niyetini görüyorlar. Kıbrıs’ta kimse Annan Planı benzeri bir maceraya girmek istemez. Türkiye 1974'de adaya çıkmasa orası da Gazze gibi olurdu."
Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Hasan Ünal ise İsrail'in adadaki askeri dengeyi değiştirmesinin mümkün olmadığına dikkat çekerken, şunları söyledi: "KKTC’de toprak ve emlak alımları durmuş olsa da epeyce arazi alındığı biliniyor. KKTC'deki seçim sonuçlarından çok Ankara'nın tavrı önemli. Hükümet, iki devletli çözümde ısrarcıysa federasyon seçeneği asla gündeme gelemez."
RUSYA TANIYACAKTI"Eğer Türkiye, Avrupa Birliği ile yeni bir gündem oluşturmak istiyor ve KKTC’deki seçim sonuçlarını bu yönde bir federasyon tartışmasına bahane olarak kullanıyorsa, o zaman bu tamamen ayrı bir stratejidir. KKTC'nin tanınması için harekete geçecek başlıca iki ülke Rusya ve Suriye olabilirdi. Rusya’nın çıkarları KKTC’yi tanımaktan geçiyordu. Ruslar bunu yaparken, Türkiye de, Suriye ve Kırım konularında adımlar atabilirdi. Maalesef yanlış dış politikalar yüzünden bu fırsatı kaçırdık."
İLHAK MÜMKÜN DEĞİL"Türkiye, ne olursa olsun Kıbrıs’ta bulunmak zorunda. Ada ve çevresinin stratejik değeri katlamalı artmışken Kıbrıs’tan çıkamayız. KKTC’yi yaşatmak zorundayız. Ancak şu aşamada KKTC 'Türkiye’nin bir parçası olsun, iltihak etsin' dersek başka bir tartışmaya girmiş oluruz. Mevcut konjonktürde böyle bir gelişme mümkün gözükmüyor."
Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Hasan Köni: "Doğu Akdeniz'de son dönemde artan askeri iş birlikleri ve altyapı projeleri, Türkiye'yi bölgedeki denklemin dışına itmeye yönelik stratejinin parçası." STRATEJİ DEĞİMEZ! Deniz Kutluk (Strateji Uzmanı Emekli Tümamiral)
"Erhürman’ın rolü sembolik olacaktır. Halihazırda parlamentoda çoğunluk Tatar’ın partisinde. Dolayısıyla, parlamento desteği olmayan bir liderin 'iki devletli çözüm' politikasını değiştirmesi mümkün değil. Erhürman’ın yapacağı en rasyonel hareket, Türkiye ile uyum içinde çalışmak. KKTC’nin geleceği iki bağımsız devlet temelinde şekillenecektir; federasyon seçeneği mümkün görünmüyor. Federasyon, KKTC’nin bağımsızlık ve egemenlik kazanımlarından vazgeçmesi anlamına gelir. Ada halkı bunu asla kabule etmez. Sonuç olarak, güvenlik paradigması 'Erhürman değişti' diye değişmez. Değişecek olan, Erhürman’ın kendisidir."
Kaynak: Web Özel
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:23
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 22 Ekim 2025 09:06 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















