42 yıllık gizemi aydınlatmaya çok yaklaşmıştı! Binlerce kilometre uzaktan gelen haber her şeyi altüst etti
Ankara24.com, Hurriyet kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi yayımlıyor.
Takvimler Şubat 1983'ü gösteriyordu. Günlerden cumartesiydi. Müdavimleri, My Wife's Place isimli barda toplanmış hep birlikte güzel bir akşam geçiriyordu.
La Grande, bugün olduğu gibi o zamanlar da herkesin birbirini tanıdığı, kimsenin kuzeninden veya sınıf arkadaşından çok uzak kalmadığı bir yerdi. Bardakilerin hayatları da hep bir şekilde kesişmişti. Aşklar, ayrılıklar, kavgalar yaşanmıştı.
O gece de bardakilerden ikisi önce flört sonra kavga etti. Sabah saat 3 civarında, yakındaki başka bir barda kısa bir mola verdikten sonra evlerine dağıldılar.
Birkaç saat sonra, güneş doğarken My Wife's Place'in barmaid'i Dana DuMars'ın cesedi Candy Cane Parkı'nda bulundu. 21 yaşındaki DuMars'ın vücudunda yedi balta darbesi tespit edildi.
TUHAFLIKLAR ÜST ÜSTE GELDİ
Kolluk kuvvetlerinin soruşturması sırasında pek çok tuhaf gelişme yaşandı. Polis bir şüpheliyi sorgularken ellerine ışık tutup parlaklığın kandan kaynaklandığını öne sürerek, adamı sihirli güçleri olduğuna ikna etti. Sorguyu yapan memur, şüphelinin haklarının yazılı olduğu kartı çöp sepetine attı. Şüpheli cinayeti itiraf etti ama sadece üç yıl sonra, mahkumiyet kararı bozuldu.
Sonraki 42 yıl boyunca, yerel polis ara sıra bu davayı ele aldı. Ancak dava çözülemediği gibi yerel halk arasında sürekli endişe ve merak konusu olmaya da devam etti.
1992 yılında The La Grande Observer gazetesinde yayımlanan bir makalede olayın üzerinde "on yıllık bir karanlık perdesi" olduğu belirtiliyordu.
AİLELER HALA ÇOCUKLARINI "O PARKA GİTME" DİYE UYARIYOR
2000'li yılların başında, kasaba yetkilileri parktaki oyun alanından atlıkarıncayı kaldırdı. Bunun sebeplerinden biri pek çok kent sakininin hayaletlerin atlıkarıncayı döndürdüğünü gördüklerine dair iddialarıydı.
Gazete, 2015 yılında bu olayı yeniden ele aldığı haberinde "Gariplik hissi hala devam ediyor" diye yazıyordu.
Bugün bile bazı ebeveynler çocuklarını "o parkta" oynamamaları konusunda sık sık uyarıyor.
Cinayet işlendiğinde Candy Cane Parkı'na 1,5 kilometre uzaktaki La Grande Lisesi'nde öğrenci olan 57 yaşındaki Tammy Jane Greenwell, The New York Times'a yaptığı açıklamada, "Yaşananlar bizim için çok sıra dışıydı. Küçük bir kasabada normal olan şey çocukların okuldan eve yürüyerek gidebilmeleridir" derken, o yıllarda parkın önünden geçmemek için yollarını değiştirdiklerini anlattı.
Greenwell, "Bence bizim nesilden olup da o parka gittiğinde aklına DuMars cinayeti gelmeyen yoktur" diye konuştu.
CEVABI BULMAYA ÇOK YAKLAŞMIŞKEN HER ŞEY ALTÜST OLDU
Bölge savcılığından müfettiş Mike Harris ise The New York Times'a cinayeti kimin işlediğini bildiğinden oldukça emin olduğunu söyledi.
Yıllarını kanıtları incelemek ve cinayet saatlerinde yaşananları anlamaya çalışmakla geçiren Harris, DuMars'ın kızına davanın çözülebileceğini bildirme noktasına dahi gelmişti. Ancak nisan ayında bir değişiklik oldu. Harris'e aniden Candy Cane Parkı cinayetiyle ilgili ipuçlarını aramayı bırakması emredildi.
TAKSİ ŞOFÖRÜNÜN ÖLÜMÜ KRİTİK BİR DÖNEMEÇTİ
California doğumlu olan 54 yaşındaki Harris, Oregon'a 2000'lerde taşındı. Daha önce at yetiştiriciliği yapan Harris, 30'lu yaşlarında daha sabit gelirli bir iş arayışına girdi ve Myrtle Creek kasabasında yedek memur olarak çalışmaya başladı. Baker City'de tam zamanlı bir pozisyon açıldığında, eyaletin diğer ucuna taşınan Harris, 2010 yılında La Grande'ye yerleşti.
Harris, La Grande'ye geldiği andan itibaren, Candy Cane Parkı cinayeti ile meşgul olmaya başladı. "Neden kimse bunu daha önce çözemedi?" diye düşünüyor Le Grande sakinlerine aradıkları cevapları vermek istiyordu.
Patty Stroud isimli taksi şoförünün 2018 yılında hayatını kaybetmesi, dava adına önemli bir dönüm noktası oldu. 63 yaşında olan Stroud, DuMars cinayetinin yaşandığı gece My Wife's Place'teki kişilerden biriydi.
Stroud'un ölümü, La Grande polisi için önemliydi çünkü Candy Cane Parkı cinayeti için bir ipucu sağlayabilirdi. Bu nedenle Stroud'un ölümünü haber alan polis hemen Harris'e haber verdi. Harris, Stroud'un DNA'sı için arama emri yazdı ve kadının cenazesi yakılmadan önce DNA örnekleri alındı.
HİKAYE AŞAĞI YUKARI NETLEŞTİ
Harris, yıllar sonra bölge savcılığına katıldığında hala DuMars cinayetiyle ilgili kanıt topluyordu. Yeni işinde başka davalara da bakması gerekiyordu ancak Harris ne zaman vakit bulsa başta Candy Cane Park davası olmak üzere, çözümsüz kalmış davalara odaklanıyordu.
Harris'in topladığı tüm delillerden çıkardığı tablo şuydu:
Cinayetin işlendiği gece, Stroud ve ilk yargılamada suçlu bulunan Bart Cochran, barda tartıştı. Stroud, sabah saat 3 civarında bir arkadaşını eve bırakmayı teklif etti ancak yolda arabası bozuldu. Eve yürüyerek dönen Stroud, Candy Cane Park'ı civarından geçerken DuMars'ı gördü.
Stroud ve DuMars fırtınalı bir geçmişe sahipti. DuMars'ın o gece bara uğrayan ve arkadaşları tarafından şiddet eğilimli olarak tanımlanan bir eski erkek arkadaşı vardı. Bu kişi DuMars'a, kardeşi ile romantik bir ilişkiye girerse onu öldüreceğini söylemişti. Harris, DuMars'ın bu tehdide kulak asmayıp söz konusu kardeşle sevgili olduğunu ortaya çıkardı.
EN ÖNEMLİ DELİLLER BİR DOLAPTA UNUTULMUŞTU
Harris, bir noktada içi kanıtlarla dolu kayıp bir kutunun emniyet müdürlüğündeki bir dolapta bulunduğunu öğrendi.
Kutuda kahverengi bir kağıt torba içinde DuMars'ın ayakkabıları, kulaklıkları ve bordo renkli külotlu çorapları vardı. Tecavüz testi ile DuMars'ın midesinde bulunanlara dair belgeler de kutudaydı. Son olarak kırmızı bantla sarılmış bir kutunun içinden cinayet aleti olan balta da çıktı.
Harris bazı polis memurlarının bu kanıtlara ellerine eldiven giymeden dokunduklarını söyledi. Soruşturmadaki pek çok tuhaflıktan sadece biriydi bu.
Öte yandan ilk sorgunun belgelerine göre, bir memur Cochran'ı hipnotize ederek ona bir "yeteneği" olduğunu ve bu yeteneği kullanarak gözlemlemediği olaylar hakkında bilgi edinebileceği konusunda telkinlerde bulundu.
Hala La Grande'de yaşayan Cochran, "Umarım bu olay çözülür. Söyleyeceklerim bu kadar" derken Harris de ilk soruşturmadaki beceriksizliklerin kendisini öfkelendiğini belirtti ve ekledi:
"Soruşturmalarda uyguladığımız yöntem, teorinizin gerçeklerle uyumlu olduğundan emin olmaktır, gerçekleri teoriye uydurmak değil. Polisin o dönemde Cochran'a odaklanması ise gerçeği teoriye uydurmaktı. Baltayı buldular, olduğu yerden aldılar ve elden ele dolaştırdılar. 1983'te lastik eldivenler kullanılıyordu ama eldiven giymediler. Dana için yapılabilecek bir şey yoktu ama ailesi sorularına cevap verilmesini hak ediyor."
ŞÜPHELİ SAYISINI İKİYE İNDİRDİ
Harris, zaman içinde DuMars'ı tanıyan ve o gece barda bulunan herkesi sorgulamaya çalıştı. Suç mahallinde bulunan ve delil kutusundan çıkan tırnak kesiklerini DNA testine gönderen Harris, sonuçlar çıktığında, Stroud'un DNA'sını da göndermek istediğini belirtti.
Dosya üzerinde çalıştıkça potansiyel şüpheli sayısını ikiye indiren Harris, cinayeti bu iki kişiden birinin işlemiş olabileceğini belirterek, "İkisinin de ne olacağını bildiğinden emin sayılırım" dedi.
Ancak o noktada Harris soruşturmayı durdurmak zorunda kaldı.
TRUMP'IN KESİNTİ KARARI ONLARI DA ETKİLEDİ
23 Nisan'da, Harris torunlarını ziyaret etmek için Wyoming'e doğru yol alırken, bölge savcılığına ABD Adalet Bakanlığı'ndan bir e-posta geldi. E-postada, 22 Nisan itibarıyla, Harris'in maaşının karşılandığı fonun iptal edildiği bildiriliyordu.
Trump yönetiminin aldığı bütçe kesintisi kararı, Washington'dan binlerce kilometre uzaktaki Union County Bölge Savcılığı'nı da etkilemiş Harris'in pozisyonu kapatılmıştı.
Savcılık Harris'i soruşturma yapmasına izin vermeyen farklı bir göreve atadı. Harris kesintilerin kendilerine çok ağır bir darbe vurduğunu belirterek, "Benim pozisyonumu finanse eden hibe, özellikle kırsal bölgelerdeki şiddet suçlarına yönelikti. Biz oldukça kırsal bir bölgedeyiz ve cinayetler oldukça şiddetli" diye konuştu.
O KATİL ER YA DA GEÇ BULUNACAK
Candy Cane Parkı soruşturması, Harris'in bağlı olduğu ve Kelsie McDaniel tarafından idare edilen 10 kişilik ekibin yaptığı işlerin çok küçük bir parçası olsa da McDaniel ve Harris için kişisel bir önem taşıyor.
Cinayetin üzerinden neredeyse yarım asır geçmiş olmasına karşın, La Grande halkı halen bir cevap arıyor ve o sayfayı bir daha açılmamak üzere kapatmak istiyor.
Öte yandan Harris, cevabı arama konusunda pes etmediğini belirterek, "Bir şeyi kafama koyduğumda, asla vazgeçmem" diye konuştu.
Kısa süre önce Adalet Bakanlığı'nın çözümsüz davalar için açtığı hibe programından haberdar olan Harris ve McDaniel, buraya başvuru yapmayı planlıyor. McDaniel, yıllar önce gönderdikleri Candy Cane Parkı cinayetiyle alakalı deliller üzerinde yapılan DNA testlerinin sonuçlarının çıkması halinde, yeni fon alma şanslarının artacağını umuyor.
Harris, "Bu dava çözülebilir bir dava. Sadece şansımızın yaver gitmesi gerekiyor" dedi.
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:88
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 01 Kasım 2025 09:09 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















