30 milyondan fazla ölüme neden olmuştu: ‘Kara Ölüm’ün sırrı çözüldü! Salgını hızlandıran mükemmel fırtına ortaya çıktı
Hurriyet sayfasından alınan bilgilere göre, Ankara24.com açıklama yapıyor.
İnsanlık tarihinin en ölümcül salgınlarından biri olan ‘Kara Ölüm’ün (Kara Veba) başlangıcına dair yüzyıllardır gizemini koruyan soru yeni bir araştırmayla yeniden şekilleniyor.
Avrupa nüfusunun yaklaşık yarısını yok eden, 1346-1353 yılları arasında en az 30 milyondan fazla insanın ölümüne yol açtığı tahmin edilen bu büyük felaketin ardında yalnızca bakteriler, fareler ve pireler değil, tropik bölgelerde gerçekleştiği düşünülen gizemli bir volkanik patlama da olabilir.
Communications Earth & Environment adlı bilim dergisinde yayımlanan iki disiplinli yeni çalışma; ağaç halkaları, buz çekirdekleri, idari kayıtlar, mektuplar, tahıl ticareti belgeleri, hatta şiirler ve yazıtlar dahil olmak üzere geniş bir kayıt setini karşılaştırarak, Kara Ölüm’ün zamanlamasını açıklayabilecek bir “mükemmel fırtına” senaryosu ortaya koydu.
Araştırma, yalnızca Orta Çağ pandemisinin nasıl başladığını değil, aynı zamanda iklim değişikliği ile hastalık dinamikleri arasındaki tarihsel ilişkileri de gün yüzüne çıkararak, modern çağın salgın anlayışına ışık tutuyor.
Kara Ölüm döneminde doktorlar, hastalıklardan korunmak için dönemin alışılmış yöntemlerinden biri olarak “veba doktoru kostümü” giyiyordu. Uzun, siyah ya da koyu renkli cüppeler, vücutlarını doğrudan temaslardan korumak içindi. Kuş gagası şeklindeki maskelerin uzun uçlarına ise lavanta, kekik ve çeşitli baharatlar yerleştirilirdi; çünkü o dönemde insanlar hastalıkların kötü kokulardan yayıldığına inanıyordu.
1347: ÖLÜM DALGASI GÜNEY AVRUPA’YA ULAŞIYOR
1347’de Kara Ölüm İtalya yarımadasına ulaştığında kıtanın görünümü birkaç ay içinde değişti. Görgü tanıkları, bazı bölgelerde nüfusun yarısının öldüğünü, bütün hanelerin yok olduğunu, insanlar için toplu mezarlar kazıldığını ve şehirleri saran korku, çaresizlik ve toplumsal çöküş atmosferini kayda geçirdi.
Hastalığın nedeni Yersinia pestis (Veba hastılığının üç türüne de yol açıyor) bakterisiydi; taşıyıcıları ise çoğunlukla fareler ve pirelerdi. Ancak bilim insanları yıllardır bir soruyu yanıtlayamıyordu:
Kara Ölüm neden 1330’larda Orta Asya’yı vurmuş olmasına rağmen Akdeniz’e ancak 1347’de ulaştı?
Yeni çalışma bu soruya çarpıcı bir yanıt veriyor: “Sebep büyük olasılıkla bir volkan.”
VOLKANİK PATLAMANIN İZLERİ AĞAÇ HALKALARINDA GİZLİ
Çalışmanın ortak yazarı İngiltere’deki Cambridge Üniversitesi’nden coğrafyacı Ulf Büntgen, Avrupa genelinde binlerce canlı ve ölü ağaçta yaptığı paleoiklim (geçmişteki iklim koşullarını inceleyen bilim dalı) incelemesinde ilginç bir düzensizlik fark etti.
1345-1357 yılları arasında Akdeniz’de sıcaklıklar ortalamanın biraz üzerinde görünse de ağaç halkalarının gösterdiği şey bu değildi. Halkalar iki-üç yıl boyunca normalden daha soğuk bir iklimi işaret ediyordu. Büntgen bu çelişkinin peşine düştü ve şüphelendiği kaynağa yöneldi: Volkanik patlamalar!
Ardından Antarktika ve Grönland’daki buz çekirdeklerini inceleyen uzmanlarla çalıştı. Buz örneklerinde, tam da 1345 civarına denk gelen katmanlarda yüksek miktarda kükürt tespit edildi. Bu, yalnızca büyük bir volkanın tetikleyebileceği bir işaretti. Kükürt yüklü aerosoller güneş ışığını engelleyerek birkaç yıl süren bölgesel soğuma yaratmış olabilirdi.
Bu bulgular, hastalığın zamanlamasına dair onlarca yıldır akılları kurcalayan soruya güçlü bir yanıt getirdi: Kara Ölüm’ün Avrupa’ya gelişi, volkanik bir patlamanın tetiklediği iklim kriziyle aynı döneme denk geliyor.
GÖKYÜZÜNDEKİ GARİPLİKLER: AY TUTULMASI GÖRÜLDÜ, AMA ASLINDA YOKTU
Orta Çağ tarihçisi Martin Bauch, tarihsel kayıtları incelerken başka bir anomali keşfetti. O dönemin belgeleri, Çin ve Bohemya’da (Bugünkü Çekya (Çek Cumhuriyeti) topraklarında yer alan tarihî bir bölge) gerçekleşmemesi gereken “yanıltıcı ay tutulmalarından” söz ediyordu.
Bauch’a göre bunun nedeni, volkanik patlamaların atmosfere yaydığı parçacıkların gökyüzünün görünümünü değiştirmesiydi. Bununla birlikte Almanya, İtalya ve Bohemya’da kaydedilen çeşitli mektuplar ve idari belgelerde havanın tuhaf biçimde karardığı, ay ışığının solduğu gibi detaylar yer alıyordu.
Bilimsel veriler ile tarihsel kayıtlar üst üste gelince araştırmacıların şüphesi güçlendi: 1345 civarında dünya atmosferi volkanik küllerle kaplanmıştı.
SOĞUYAN İKLİM, KITLIK VE AVRUPA’YI KRİZE SOKAN TAHIL İTHALATI
Soğuyan hava doğal olarak yalnızca havayı değil, Avrupa ekonomisini ve gıda güvencesini de vurdu.
1345-1347 arasında:
Mahsuller başarısız oldu
Tahıl kıtlığı genişledi
Gıda fiyatları fırladı
İtalyan şehir devletleri panik halinde tahıl arayışına girdi
Özellikle Venedik ve Cenova, açlık riskine karşı Kuzey Afrika ve Karadeniz’den büyük miktarda buğday ithal etmeye başladı. Burada kritik bir nokta devreye giriyor: Tahıl ticareti, vebayı taşıyan pirelerin ve farelerin gemilere binmesi için ideal bir ortam oluşturuyordu. Pireler hem fare kanıyla hem de tahıl tozuyla beslenebildiği için, Karadeniz’den Akdeniz’e yapılan uzun yolculukları kolayca atlatabiliyordu.
Tarihçiler ayrıca o dönemde Venedik ile Karadeniz’i kontrol eden Moğol Devleti arasında bir ticaret savaşı olduğunu belirtiyor. Bu savaş tahıl ticaretini durdurmuştu; ancak 1346-1347’de, Moğollar vebadan kırılırken ve İtalyanlar kıtlıkla boğuşurken her iki taraf ticareti tekrar açmak zorunda kaldı. Bu karar ise milyonlarca insanın kaderini belirledi.
ABD’de Washington’daki Georgetown Üniversitesi’nden tarihte yaşanan geniş kapsamlı hastalıklarla ilgili çalışan tarihçi Timothy Newfield bu süreci şöyle değerlendiriyor: “Bu çalışma, iklim değişikliğiyle tetiklenen toplumsal davranışların nasıl ölümcül sonuçlar doğurabileceğini gösteriyor.”
TAHILI KURTARAN GEMİLER, AYNI ANDA ÖLÜMÜ TAŞIDI
Araştırmacılar, tahıl ticareti rotalarının yeniden açılmasının yalnızca ekonomiyi değil, Kara Ölüm’ün Avrupa’da yayılmasını da hızlandırdığını vurguluyor. Venedik, aldığı tahılların bir kısmını Padua ve Trento’ya gönderdi. Bu şehirlerde kısa süre sonra ilk büyük veba salgınları başladı.
1348 yılına gelindiğinde:
İtalya’nın büyük bölümü
Akdeniz çevresindeki şehirler
Ticaret merkezleri tam anlamıyla Kara Ölüm’ün pençesine düştü.
İNSAN, HAYVAN VE DOĞA ETKİLEŞİMİ: MÜKEMMEL FIRTINA
ABD’de Arizona Eyalet Üniversitesi’nden tarihçi Hannah Barker, çalışmaya katılmamasına rağmen bulguları şu sözlerle yorumladı: “Bu salgının ortaya çıkması için bir dizi koşulun üst üste gelmesi gerekiyordu. Bunlardan herhangi biri gerçekleşmese Kara Ölüm bu ölçekte yaşanmazdı.”
Bu koşulları altı maddede şu şekilde sıralayabiliriz:
1- Volkanik patlama= iklim soğuması
2- İklim soğuması= mahsul kaybı, kıtlık riski
3- Kıtlık riski= uzun mesafeli tahıl ithalatı
4- Tahıl ithalatı= fare ve pirelerin gemilerle taşınması
5- Pirelerin taşınması= Yersinia pestis’in liman şehirlerine ulaşması
6- Ticaret ağları= hastalığın Avrupa’ya yayılması
ABD’de Kuzey Iowa Üniversitesi’nden coğrafyacı Mark Welford, araştırmayı şöyle özetliyor: “Bu çalışma, iklim değişikliği ve hastalıkların nasıl iç içe geçtiğine dair bilimsel anlayışa değerli bir katkı sunuyor.”
BAZI ŞEHİRLER NASIL VEBADAN KAÇTI?
Araştırmanın dikkat çekici bulgularından biri de şu: Roma ve Milano, Avrupa’nın en büyük metropolleri olmasına rağmen salgından neredeyse hiç etkilenmedi. Peki bu nasıl oldu?
Bilim insanlarına göre bu şehirlerin kendi çevrelerindeki tahıl üretimine bağımlı olmaları, yani Venedik ve Cenova gibi sürekli dış ithalata muhtaç olmamaları, bunun en büyük nedeni… Martin Bauch’a göre: “Tahıl ithalatı ihtiyacı düşük olan şehirler, vebanın en yoğun yayıldığı ticaret ağlarına dahil olmadıkları için nispeten korundu.”
HASTALIKLARIN TARİHİ YENİDEN YAZILIYOR
ABD’de Oklahoma Üniversitesi’nden tarihçi Kyle Harper de araştırmanın önemini tıpkı meslektaşı Hannah Barker gibi değerlendiriyor: “Bu çalışma, iklim kayıtları ile tarihi kaynakların bir araya getirilmesinin ne kadar güçlü sonuçlar doğurabileceğini gösteriyor. Ayrıca bu durum olağanüstü koşulların üst üste gelmesiyle ortaya çıkan nadir olaylardan biri.”
İngiltere’deki Durham Üniversitesi’nden Orta Çağ ekonomi tarihçisi Alex Brown, çalışmanın modern dünyaya verdiği mesajı ise şöyle özetliyor: “İnsanlar, hayvanlar ve çevre arasındaki ilişkinin pandemilerin ortaya çıkışında ne kadar belirleyici olduğunu bu çalışma çok iyi ortaya koyuyor.”
Brown’a göre Orta Çağ ekonomisinin ne kadar birbirine bağlı olduğu gerçeği, günümüz küreselleşmiş dünyası için de güçlü bir uyarı niteliğinde.
CNN’in “Volcanic eruption led to the Black Death, new research suggests” ile National Geographic’in “Volcanoes may have helped spread the Black Death” başlıklı haberlerinden derlenmiştir.
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:21
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 06 Aralık 2025 16:18 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















