Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi nde yolsuzluk davasında sanıklar ilk kez hakim karşısına çıktı
Ankara24.com, Dha kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
İstanbul’da Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi’nin başhekimliğine giden bazı kişiler, hastanenin bazı servislerinde bıçak parası istenerek ameliyat günlerinin öne çekildiği yönünde şikayette bulundu. Şikayetleri değerlendiren Başhekimlik, durumu Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı’na bildirdi. Bunun üzerine Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından başlatılan soruşturma kapsamında İstanbul merkezli olarak Mersin ve Tekirdağ'da eş zamanlı operasyon düzenlendi. Operasyonda M.F., A.A., A.Ç.B., O.B., O.Ö., Ö.A., E.Ö. ve Y.Ö. isimli şüpheliler ile birlikte hastanenin Göğüs Hastalıkları bölümünde çalışan Prof. Dr. M.M. ve Doç. Dr. V.E. ile Uzm. Dr. Y.S. gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen şüphelilerden 9'u çıkarıldıkları adli makamlarca tutuklanırken, 2 şüpheli adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı. İddianamede, Prof. Dr. M.M. ve Doç. Dr. V.E. ile Uzm. Dr. Y.S. hakkında 'Suç örgütü kurma' ve 'Görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle irtikap' suçlarından 9 yıldan 18 yıla kadar, diğer 8 şüpheli hakkında ise 'Suç örgütüne üye olma' ve 'Görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle irtikap' 7 yıldan 14 yıla kadar hapis ile cezalandırılmasını talep etti.
Olayla ilgili açılan davanın ilk duruşması Bakırköy 20. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görüldü. Duruşmaya 9’u tutuklu 2’si tutuksuz 11 sanık katıldı.
‘TOPLANAN BAĞIŞLAR HASTANE İÇİN HARCANDI’
Tutuklu sanık Prof. Dr. M. M. savunmasında, “Hayatım boyunca dürüstlüğün en büyük erdem olduğunu düşünürüm. Böyle bir duruma düştüğüm için herkesten özür dilerim. Kumpas kuranlara hakkımı helal etmiyorum. 1993’ten beri Yedikule’de çalışıyorum. Çete, Örgüt gibi iftiralarla basına sunulduk. Hem özgürlüğümüz hem de mesleğimiz lekelendi. Ben asistanlığa başladığım tarihten beri açık ameliyatlar yapıldı. Ancak kapalı ameliyatlar için VATS (video yardımlı ameliyat) yaptık. İlk VATS şahsım tarafından yapıldı. Ancak ekipman çok yetersizdi. İdareye ısrarla yazdım yeni aletler lazım diye 4 yılın sonunda malzeme getirildi. 2019’da bir arkadaşımız eğitim için Çin’e gitti. Dönüşte aletler getirdi kendi cebinden alarak. Biz de medikal bir şirketle anlaştık ve böylece 6 yeni aletle ameliyatlara başlandı. 2018’den önce 4-5 ameliyatı geçmezken benden sonra bu sayı arttı. Her şey 2018’de bir hastanın ‘Bana hocam nasıl bir yardımda bulunalım size kaç para lazım’ dedi. Ben de ‘Ben para istemem alacaksan optik al’ dedim. Binlerce hasta yakını ve hasta kendi istekleriyle hastaneye maske buzdolabı vesaire aldı ve hastaneye hibe edildi. Ben her bayramda personelime harçlık veririm sadece kendim de vermem buradaki sanıklardan alırım birlikte herkes toplar ve dağıtırdık. Bu paralar hizmetlilere tıbbi sekreterlere giderdi. Bağış sadece maddi değildi isteyenler hasta yatağı dolap da bağış yapabilir biz hiç karışmayız. Toplanan paralarla 4 bulaşık makinesi 15 çekyat, 11 bilgisayar aldırdım 4 hasta yatağı aldırdım eski yataklarda tahta kurusu vardı artık yok. Ultrason aldırdım kirli taşıma aracı, 2 adet son model EKG… Bunların birçoğu Başhekimin de içinde bulunduğu WhatsApp grubunda paylaşıldı. Bunlardan başhekimin haberi vardır. Hiçbir kimseye bağış yaparsan seni öne alırım demedim demem. Hiçbir hastadan ameliyat öncesi talepte bulunmam çünkü bu ameliyatlar zaten ölüm riski yüksektir. Bana para teklif edenleri kabul etmem isterseniz bağış yapın derim" dedi.
‘DAHA FAZLA HASTA BAKMAK İÇİN EKİPMAN ALDIK’
İddianamede, örgüt yöneticisi olarak nitelendirilen Doç. Dr. V.E., savunmasında hastalar üzerinden menfaat sağlandığı iddialarını reddederek, “Ülkenin en iyi asistanları Yedikule’de yetişiyor. Üniversite hocasıyım aynı zamanda. Biz alanında marka hekimleriz. Bize başka hastanelerden hasta gelmesi bu yüzden bize çete muamelesi yapılması mesleğimize leke sürmektedir. Evimden çok bu hastanedeki insanları görüyorum. Polislerin aldığı ifadelerde bir çok şey yanlış yazılmış bu yüzden Allah sizden razı olsun diyen hastalar bizden şikayetçi olmuş. Ekip içinde para dönmesi bu işin ruhunda vardır. Bazen doktorlar hastanelerin ya da kendilerinin eksikliği nedeniyle başka meslektaşına yönlendirir bu da zaten olması gereken bir şey. Hesabımdaki para hareketi ise meslektaşım borsaya girdi aldığı hisseleri bana söyler ben de ona atarım benim yerime de alır durum bundan ibarettir. Bizler elimize geçen parayı ekip arkadaşımızla paylaşırız. Bu bir Yedikule geleneğidir. Ben alanında uzman birisiyim bu nedenle bana çok sayıda hasta gelir. Ayda ortalama 30-40 biyopsi yaparım. Bütün bağış önerdiğim hastalar yüzde 4'tür. Mahkeme umarım araştırır ama özelde patoloji hekim ücreti hariç 60 bin liradır. Biz ise çok altında bir ücret alırız. Benim bu biyopsilerden aldığım toplam para 282 bin liradır. İrtikap olarak suçladığım para 280 bin. Ben hiçbir hastayı özel hastaneye yönlendirme yapmadım. Hastalar arasında talep edenler olduğunda ise tanıdık güvenilir olan yerlerin isimlerini söylüyordum, kimseyi yönlendirme şeklinde bir durumum ya da, para isteme gibi bir olay söz konusu olamaz. Mağdurlar arasında yer alan kişilerle, bozulmuş ve kırılmış cihazlarla ilgili konuştuk. Bu konuda beraber sohbet ettik, sohbetimiz sonrası hastaneye, Çin'den alet ve ekipman getirdim. Türkiye'de ilk ve tek yapılmış bir ameliyat var. Bu ameliyat için bir alet aldı hasta, bu aleti hasta almasaydı ben de alırdım. Ameliyatı başarılı bir şekilde gerçekleştirdik. Biz hastalara ameliyat için 1-2 ay sonrası için randevu veriyoruz. Tape kayıtlarında hastaların 3-5 aya randevu verdiğimize dair konuşmaları, 3'üncü başka kişilerin müdahalesi ile böyle konuştuklarını düşünüyorum. Aletleri almamızda ki amaç, daha fazla hasta bakmak içindi. Gizli bir iş yapmıyoruz, WhatsApp grubumuz var, bağışları ve alınan aletleri o gruba atıyoruz. O konuşmaların içeriğinde, menfaat iddiası var biz menfaat sağlamadık, çalıştığımız hastaneye hizmet ettik. Biz meslekte saygınlığı olan insanlardık, itibarımız gerçek olmayan iddialarla yerle bir oldu. Hastalardan birinin tabir ettiği, 'Canımla savaşırken, para istediler' şeklinde beyanı art niyetli bir yaklaşımdır" diye konuştu.
‘VİCDANIM RAHAT ALNIM AK’
Tutuklu sanık Y.S ise savunmasında, “Bir cerrah için hastası candır ve çok değerlidir. Bu nedenle hastalarımın çok değerli olduğunu bilerek ilgilendim. Yedikule özellikle riskli ve çok zor olan ameliyatların yapıldığı referans bir hastanedir. Tarafıma atılı suçları kabul etmiyorum. Sanıklardan 5’ini tanırım 4. Cerrahi ekibidir. Geri kalanlarını bilmem tanımam da. Görevim poliklinik yapmak bana yazılan vakaların ameliyatına girmektir. Klinik şefinden onay almadan bir şey yapamam. Bağış adı altında bir para almadım. İddianame de bahsedilen eylemlerle bir ilgim ve bağım yoktur. Bağış yapanı kayırmak gibi bir şey asla olmaz. Bağış yapmak isteyen hasta olursa ilgili yerlere yönlendiririm. Kanser hastaları önceliklidir hangi hastanın hangi sıraya göre alınacağına M. M. karar verir. Bazı genetik testler vardır ve bunlar Yedikule’de yapılmıyordu ÇAPA’da ise çok uzun zamanda sıra geliyordu bu nedenle farklı kurumlara hastaları yönlendirdim bundan bir gelir elde etmedim. Bir cerrah olarak amacım hayat kurtarmaktır. Vicdanım rahat alnım ak çünkü ne böyle bir örgüt kurdum ne de rüşvet aldım" ifadesini kullandı.
‘KİMSEDEN BAĞIŞ ADI ALTINDA PARA ALMADIM’
Örgüt üyeliği ile suçlanan M.F. ise, “Örgüte üye olmak ve irtikap ile suçlanıyorum. Ben örgüt lideri denen M. M ile aynı klinikte çalıştım o benim büyüğümdü dostluğumuz oldu. Hakkımdaki suçlamaları reddediyorum. M. M. Hoca ile bazı konferanslarla karşılaşırdık o kadar. Bazen bize bazı hastalar gelirdi ve benim çalıştığım kurumda yeterli teknik ekipman yoksa M. M. Hocaya gönderirdim tedavi ve tanısı için. İddia edilen bağış ve paralara dair bir bilgim yok kimseden para da almadım. V.E. ile aramdaki para transferi ile ilgili suçlamaya cevap olarak da, ben uzun yıllardır borsa ile uğraşıyorum sanık V.E. ile de dostluğuma binaen bana para yollar ben de o parayı borsaya yatırırdım. Olay bundan ibarettir" dedi. Diğer sanıklarda üzerlerine atılı suçlamaları kabul etmeyerek tahliyelerini talep ettiler.
DURUŞMA ERTELENDİ
Sanık savunmalarının tamamlanmasının ardından şikayetçi beyanlarının alınması için duruşma Pazartesi gününe ertelendi.
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:50
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 07 Kasım 2025 22:11 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















