Ankara24.com
close
up
Menu

İran: ABD nin nükleer testleri ciddi tehdit Dış Haberler

Beşiktaş Kulübü Yönetim Kurulu Üyesi Uğur Fora: Bahis soruşturmasına müdahil olduk

Bir dönemin efsanesiydi: Telefon devi Türkiye ye geri dönüyor Sözcü Gazetesi

7 yıl NBA de oynamıştı! Milli basketbolcunun yeni durağı açıklandı

Batık aile şirketini AKP de kurtaramadı! Sözcü Gazetesi

Son Dakika Siirt te aile vahşeti: Amcası ve yengesini katletti! Annesi ile birlikte 3 kişiyi de yaraladı!

Ev robotu NEO nun bulaşık makinesiyle imtihanı: 20 bin dolarlık devrim alay konusu oldu VİDEO İZLE

TFF Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu ndan yabancı hakem açıklaması

Son Dakika Ulaştırma Bakanlığı ndan Gebze faciasındaki metro iddiasına yanıt!

Devlet Duması Başkanı Volodin Rusya nın büyük kozunu açıkladı: Batı Putin e diz çöküp yalvarmalı

Beşiktaş ın efsane golcüsü teknik direktör oldu! Yeni takımı şaşırttı

Lüks araçları gören Şara küplere bindi: Bu kadar çabuk mu baştan çıktınız?

Merkez Bankası faizde frene mi basacak? Dikkat çeken açıklama Sözcü Gazetesi

Cumhurbaşkanı Erdoğan: İnsanlığın kaderini 5 ülke belirleyemez Politika Haberleri

Karadağlı’nın Lale Devri ! Harcırah patladı Sözcü Gazetesi

Mehmet Ali Nuroğlu, Kuruluş Orhan kadrosunda!

33 yıl sonra nükleer test edecek Dünya Haberleri

Müjdenin altındaki zammı duyurdu: Elektrik faturalarında yüzde 97 ye varan zam yapıldı!

ATM şifresi tek haneyle başlayan herkese uyarı yapıldı Sözcü Gazetesi

Sürücü belgelerini yenilemek için bugün son gün

Yaşamı da ölümü de değersizleştirilenler Agos

Yaşamı da ölümü de değersizleştirilenler Agos

Ankara24.com, Agos kaynağından alınan bilgilere dayanarak haber veriyor.

“Anneannem” kitabımı okuduklarını, Hrant Dink cinayeti davasını takip ettiklerini söylediler. Bir süre ayakta sohbet ettikten sonra kadın elimden tutarak beni daha tenha bir yere sürükledi, “gel ki sana ne anlatayım” dedi. Hep birlikte oturacak bir yer bulduk ve kadın anlatmaya başladı, eksik bıraktığını düşündüğü yerleri de erkek tamamlıyordu. “Ermenileri vurduklarında bizim köyden birisi güzel bir Ermeni gelinini kuma (ikinci eş) olarak almış, bu gelinin bir de oğlu varmış. Kadın oğlunun da hayatını kurtarma sözü alarak kumalığı kabul etmiş. Maryam’mış adı, bütün yakınları öldürülmüş, o oğluyla birlikte bu adamın evine sığınarak hayatta kalabilmiş. Çok geçmeden bir gün Maryam tarlada çalışırken oğlunu öldürüp kuma olarak gittiği evin ahırına gömmüşler, üzerini de kapatmışlar..."

2016 yılının sonbaharıydı ve o gün benim Akhtamar adasına ilk gidişimdi. Kilisenin dış cephe kabartmalarından birinin önünde ne kadar kaldım bilmiyorum ama birden kulağımın dibinde “nasıl da güzel yapmışlar değil mi, bugün bile yapamazlar” diyen bir erkek sesiyle daldığım düşüncelerden sıyrıldım. Orta yaşlı bir çift duruyordu yanımda. O zamanlar televizyonlarda sıkça görüldüğümden beni tanımışlardı. “Anneannem” kitabımı okuduklarını, Hrant Dink cinayeti davasını takip ettiklerini söylediler. Bir süre ayakta sohbet ettikten sonra kadın elimden tutarak beni daha tenha bir yere sürükledi, “gel ki sana ne anlatayım” dedi.

Hep birlikte oturacak bir yer bulduk ve kadın anlatmaya başladı, eksik bıraktığını düşündüğü yerleri de erkek tamamlıyordu.

“Ermenileri vurduklarında bizim köyden birisi güzel bir Ermeni gelinini kuma (ikinci eş) olarak almış, bu gelinin bir de oğlu varmış. Kadın oğlunun da hayatını kurtarma sözü alarak kumalığı kabul etmiş. Maryam’mış adı, bütün yakınları öldürülmüş, o oğluyla birlikte bu adamın evine sığınarak hayatta kalabilmiş. Çok geçmeden bir gün Maryam tarlada çalışırken oğlunu öldürüp kuma olarak gittiği evin ahırına gömmüşler, üzerini de kapatmışlar. Maryam tarladan dönmüş, oğlunu bulamamış deliye dönmüş, bütün köy bu cinayeti ve cinayeti işleyenleri biliyormuş ama hep birlikte susmuşlar.”

Günlerce, aylarca, yıllarca oğlunu aramış Maryam, feryatları yeri göğü inletmiş, ağlamaktan gözlerine kara sular inmiş ama köylü susmuş. Hakikati öğrenemeden, oğlunun ölü bedenine, kemiklerine bile kavuşamadan bu dünyadan göçüp gitmiş Maryam.

Köylü susmuş, Maryam’a kimse söylememiş ama bu hikâye unutulmamış, bir suç ortaklığının sırrı gibi kuşaktan kuşağa aktarılmış. 

Doksanlı yıllarda, bu cinayetin üzerinden yıllar geçtikten sonra bir gün Devlet, Maryam’ın oğlunu öldürenlerden birinin üç kuşak sonraki torunlarından birini gözaltına aldıktan sonra kaybetmiş. Ocaklarına ateş düşen anası, yakınları ve bütün köy, bir yandan kaybedilen gencin acısını yüreklerinde yaşarken öte yandan Maryam’ı ve oğlunu hatırlamışlar. “Oğlanın hayaleti dolaşıyor köyün üzerinde” demiş biri. Acıları katlanmış, Maryam’ın oğlu için de kendi oğulları için de ağlamışlar.

Anlatıp bitirdiğinde ikimizin de gözleri yaşarmıştı, sarıldık birbirimize. Ona sarılırken oğulları kaybedilen anaların acısı çöktü içime.  

Uzun süre bu hikâyenin etkisinden kurtulamadım. Hayatları paramparça edilen anaları düşündüm, çocuklarının hayatta olup olmadığı bilgisinden mahrum kalan, yaşam ile ölüm arasındaki belirsizliğin kendi varlıklarını da belirsiz ve değersiz kılan anaları, içten içe yaşadıkları kavgadan, kaostan kurtulamayanları…

Maryam’ı düşündüm uzun uzun. Kimsesizdi o, yapayalnızdı, acısını duyacak kulaklardan da yoksundu ve yaşamı boyunca kim bilir kaç defa ahıra girdiğini, oğlunun kemiklerine basarak yürüdüğünden habersiz ahırda dolaştığını düşündüm, içim parçalandı.

Kaybedilen çocukları düşündüm sonra. Biri Ermeni’ydi diğeri Kürt.

Varlıkları inkâr edilen, yaşam hakkından mahrum edilen ötekilerdi onlar. Hayatları da ölümleri de değersizleştirilenler, yası tutulamayan, yaslarının tutulmasına izin verilemeyen çocuklardı…

Yas ve bir mezardan mahrum bırakma, bir insanlıktan çıkarma stratejisi, kaybedilenlerin yakınlarının mahkûm edildiği bir insanlık suçu.

Oysa insan yasını tutmak için ölüsünü gömer, mezar taşına onun hikayesini yazar, eşyalarını dağıtır… Birbirinden farklı kültürlerde ölümden sonra birçok tören gerçekleştirildiğini biliyoruz.

Yas üzerine çalışanlar bu tören ve ritüellerin bir bakıma ölenin hayaletini geri tutmak, dönmesini engellemek gibi düşüncelerden kaynaklandığını söylüyorlar. Yapılan adaletsizliklerin, cinayetlerin bize hayalet olarak geri döneceğine dair korku da buradan kaynaklanıyor belki.

Gözaltında kaybetmeler sadece kaybedilenlerin değil, onların yakınlarının da yaşamını paramparça ediyor. Sürekli ve kesintisiz bir belirsizliğe, şüphe ve endişeye, ciddi zihinsel acı ve ıstıraba mahkûm ediyor. Sevdikleri kişinin hayatta olup olmadığı bilgisinden mahrum kaldıkça hiç bitmeyen bir yasın, içlerinde yaşadıkları bir savaşın içine hapsoluyorlar ve bu bitmiyor.

Öte yandan kaybedilenlerin akıbetinin karanlıkta bırakılması, faillerin korunması, yaraların sarılmasını da engelliyor. Hakikatin gizlenmesi ise toplumsal hafızada derin yaralar açıyor, bu yaralar kuşaktan kuşağa aktarılıyor, kuşaklar arası travmayı kalıcı hale getiriyor.

Cumartesi insanlarından İkbal Eren, bitimsiz yas sürecini, travmayı, ruhsallıklarında yaşadıkları kaosu ve onulmaz acıyı şu sözlerle anlatıyor:

“Hayrettin Eren’i hep canlı bekledik. Yıllar geçti, annem bir mezara razı oldu. 2011 yılında Erdoğan anneleri kabul etmişti. O görüşmeden sonra annem gazetecilere ‘Oğlumun bir kemiğine razı olurum’ demişti.”  

Toplumsal barış talebinin konuşulduğu bu günlerde, kabul edelim ki toplumsal barış, bu acılı, kırgın insanların iç barışa kavuşmalarından hiç de bağımsız değil. Bu topraklar, mezarı olmayan ölüler, tutulamayan yaslar diyarı çünkü.

Unutmayalım ki barış ve adalet yaşama olduğu kadar adaletsiz ölümlere de dairdir ve toplumsal yasın konusudur.

Gaye Boralıoğlu’nun sözleriyle;

“Toplumsal yasta iyileşme ancak ve ancak adaletin tecellisiyle mümkün olur ve adaleti tesis etmek vicdanı olan herkes için tarihsel bir sorumluluktur.”

En son güncellemeleri ve haberleri takip etmek için Ankara24.com'ı izlemeye devam edin, biz durumu takip ediyor ve en güncel bilgileri sunuyoruz.
seeGörüntülenme:82
embedKaynak:https://www.agos.com.tr
archiveBu haber kaynaktan arşivlenmiştir 30 Ekim 2025 10:12 kaynağından arşivlendi
0 Yorum
Giriş yapın, yorum yapmak için...
Yayına ilk cevap veren siz olun...
topEn çok okunanlar
Şu anda en çok tartışılan olaylar

İran: ABD nin nükleer testleri ciddi tehdit Dış Haberler

31 Ekim 2025 00:24see110

Beşiktaş Kulübü Yönetim Kurulu Üyesi Uğur Fora: Bahis soruşturmasına müdahil olduk

31 Ekim 2025 20:10see110

Bir dönemin efsanesiydi: Telefon devi Türkiye ye geri dönüyor Sözcü Gazetesi

31 Ekim 2025 08:52see109

7 yıl NBA de oynamıştı! Milli basketbolcunun yeni durağı açıklandı

31 Ekim 2025 12:36see109

Batık aile şirketini AKP de kurtaramadı! Sözcü Gazetesi

31 Ekim 2025 09:04see108

Son Dakika Siirt te aile vahşeti: Amcası ve yengesini katletti! Annesi ile birlikte 3 kişiyi de yaraladı!

31 Ekim 2025 08:30see107

Ev robotu NEO nun bulaşık makinesiyle imtihanı: 20 bin dolarlık devrim alay konusu oldu VİDEO İZLE

31 Ekim 2025 14:38see106

TFF Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu ndan yabancı hakem açıklaması

31 Ekim 2025 22:18see105

Son Dakika Ulaştırma Bakanlığı ndan Gebze faciasındaki metro iddiasına yanıt!

01 Kasım 2025 12:20see104

Devlet Duması Başkanı Volodin Rusya nın büyük kozunu açıkladı: Batı Putin e diz çöküp yalvarmalı

31 Ekim 2025 13:35see104

Beşiktaş ın efsane golcüsü teknik direktör oldu! Yeni takımı şaşırttı

30 Ekim 2025 21:35see104

Lüks araçları gören Şara küplere bindi: Bu kadar çabuk mu baştan çıktınız?

31 Ekim 2025 13:18see104

Merkez Bankası faizde frene mi basacak? Dikkat çeken açıklama Sözcü Gazetesi

31 Ekim 2025 14:56see103

Cumhurbaşkanı Erdoğan: İnsanlığın kaderini 5 ülke belirleyemez Politika Haberleri

31 Ekim 2025 15:39see103

Karadağlı’nın Lale Devri ! Harcırah patladı Sözcü Gazetesi

31 Ekim 2025 07:24see102

Mehmet Ali Nuroğlu, Kuruluş Orhan kadrosunda!

31 Ekim 2025 11:35see102

33 yıl sonra nükleer test edecek Dünya Haberleri

31 Ekim 2025 04:03see102

Müjdenin altındaki zammı duyurdu: Elektrik faturalarında yüzde 97 ye varan zam yapıldı!

31 Ekim 2025 12:59see102

ATM şifresi tek haneyle başlayan herkese uyarı yapıldı Sözcü Gazetesi

31 Ekim 2025 10:12see102

Sürücü belgelerini yenilemek için bugün son gün

31 Ekim 2025 04:17see102
newsSon haberler
Günün en taze ve güncel olayları