Uyuşturucuyla mücadeleden fazlası: Trump ın ABD si Latin Amerika yı kolay lokma sanıyor
Ankara24.com, Haber Global kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
14 Ekim 2025’te Trump, CIA’in Venezuela topraklarında gizli operasyonlar yürüttüğünü ve Karayip Denizi’ne ek savaş gemileri gönderdiğini kabul etti. Kısa süre sonra, bir Venezuelalı sürat teknesine yönelik saldırısını yineledi ve Karayip sularında bir Kolombiya gemisini hedef aldığını duyurdu.
Her iki durumda da “uyuşturucu kaçakçılığı rotalarını engelleme” gerekçesi öne sürüldü. Ancak gerçekte bu hamle, ABD’nin bölgesel gücünü yeniden konumlandırma ve Monroe Doktrini’nden bu yana “arka bahçesi” olarak gördüğü Latin Amerika üzerindeki kontrolünü yeniden tesis etme girişimi olarak görülüyor.
Küresel Güç Dengesinin KaymasıTrump yönetimi, artık ABD’nin eşzamanlı çok cepheli savaşları başarıyla yürütemeyeceğini kabul ediyor. Çin, Rusya, İran ve Kuzey Kore’nin oluşturduğu “Şer Ekseni”ne karşı etkili bir yanıt verilemeyeceği gerçeği, Washington’u stratejik bir geri çekilmeye yöneltti.
Trump bu çerçevede, önceliği Latin Amerika’ya verdi. Böylece ABD, Avrasya, Orta Doğu ve Pasifik’teki askeri ağırlığını geçici olarak azaltarak Latin Amerika ve Güney Atlantik’teki varlığını güçlendiriyor. Bu stratejiyle ABD, enerji kaynaklarını, tedarik zincirlerini ve askeri üslerini güvence altına almayı hedefliyor.
Orta Doğu’da Afganistan Savaşı’nın bitişinden sonra uzun süreli işgallerden vazgeçildi; Irak ve Suriye’deki askerî varlık azaltıldı. Avrupa’da Ukrayna’ya verilen desteğin zayıflaması ise ABD’nin uzun soluklu yıpratma savaşlarını sürdüremeyeceğini gösterdi.
Asya’da ise Çin ile çatışma, artık askerî değil, teknolojik ve ticari düzlemde yaşanıyor.
Latin Amerika’ya Güç GösterisiVenezuela ve Kolombiya’ya yönelik tehditler hem sembolik hem stratejik işlev taşıyor: tüm kıtaya “ABD hâlâ buradayım” mesajı veriliyor. Aynı zamanda bu, bölgedeki ülkelerin Rusya ve Çin ile artan yakınlaşmasına karşı bir “önleme doktrini”nin yeniden canlandırılması anlamına geliyor.
ABD için Latin Amerika yeniden, doğrudan veya dolaylı gözetim altında tutulması gereken stratejik bir alan haline getiriliyor.
Uyuşturucu Söylemi Bir BahaneTrump’ın “uyuşturucuyla mücadele” söylemi gerçekte bir maskeden ibaret. ABD’de en ölümcül madde olan fentanil, Venezuela veya Kolombiya’dan değil, Meksika’dan geliyor.
Venezuela’da Başkan Nicolás Maduro’nun yönettiği bir “uyuşturucu karteli” olduğuna dair hiçbir kanıt yok. Bu iddia olsa bile, Caracas’a askerî saldırıyı haklı çıkarmaz. Asıl hedef, ABD’nin güney kanadını zayıflatabilecek yeni bölgesel ittifakları engellemek ve petrol ile nadir mineraller gibi stratejik kaynaklar üzerindeki kontrolü yeniden kazanmak.
Washington, Brezilya ürünlerine %50 gümrük vergisi koydu; Kolombiya’yı “uyuşturucuyla mücadelede güvenilir ortak değil” ilan etti ve Caracas’a yeni yaptırımlar getirdi.
 Ancak bu önlemler beklenen etkiyi yaratmadı: Venezuela, Rusya ile askerî ve enerji anlaşmaları imzaladı, Kolombiya, askerî işbirliği anlaşmalarını yeniden gözden geçireceğini açıkladı, Brezilya ise Trump’ın taleplerine rağmen 8 Ocak darbe girişimi sanıklarını yargılamayı sürdürdü.
Tüm bunlar, ABD’nin 1950–1980 dönemindeki gibi kıta üzerinde tek taraflı hâkimiyet kurma gücünü kaybettiğini gösteriyor.
Yeni Güç Merkezleri ve Latin Amerika’nın SeçimiBugün artık ABD’nin “tüfek diplomasisi” etkisini yitirdi. Yeni üretim ağları, teknolojiye erişim ve ticaretin çeşitlenmesi sayesinde Latin Amerika ülkeleri daha bağımsız karar alma kapasitesi kazandı. BRICS gibi bloklar, bu yeni çok-kutuplu yapının sembolü haline geldi.
Gerçek egemenlik, ulusların kendi kararlarını dış baskılardan bağımsız olarak alabilme yeteneğidir. Ancak birçok Latin Amerika ülkesinde ordular hâlâ sivil iktidardan bağımsız davranıyor ve bu da dış politikada tutarlılığı engelliyor.
ABD’ye doktrinel ve teknolojik olarak bağımlı ordular var oldukça, “egemenlik” bir hayal olmaktan öteye geçemiyor.
Atlantik’te Yeni CepheTrump’ın yeni saldırgan politikası, Güney Atlantik’teki stratejik rekabeti yeniden alevlendirdi. Bölge, enerji ve nadir maden rezervleriyle büyük önem taşıyor. Bu nedenle ABD, Florida merkezli Dördüncü Filo’yu güçlendiriyor.
Bu filo, Karayipler, Orta ve Güney Amerika’nın tamamından sorumlu ve bölgesel deniz yollarının kontrolünü sağlamakla görevli.
Aynı bölgede, Fransa Guyana’da daimi askerî birlikler bulunduruyor; Birleşik Krallık ise Güney Atlantik boyunca adalarda üsler kurarak bir “İngiliz gözetim kemeri” oluşturmuş durumda. Bu yapılar, yeni güçlerin bölgede etkisini sınırlayan bir “stratejik kuşak” meydana getiriyor.
Sonuç: Kimin Karar Hakkı Var?Dünya bir küresel hegemonya krizi yaşıyor, ancak bu kriz aynı zamanda Latin Amerika için bir fırsat da olabilir.
Bölgede ülkeler ya yeniden ABD’nin vesayetine boyun eğecek ya da kendi savunma ve işbirliği mimarilerini inşa edecekler.
Meksika, Kolombiya, Şili ve Brezilya gibi ülkeler ortak hareket ederek bir güney ekseni oluşturabilir. Ancak gerçek çok-kutupluluk, ancak aktif bir Güney sesiyle anlam kazanacaktır.
Bugün Karayipler yeniden savaş gemileriyle dolarken, asıl soru şudur: Bu kıtanın geleceğine kim karar verecek?
 Bu konudaki diğer haberler:
Bu konudaki diğer haberler: Görüntülenme:52
Görüntülenme:52 Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 31 Ekim 2025 13:27 kaynağından arşivlendi
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 31 Ekim 2025 13:27 kaynağından arşivlendi



 Giriş yap
Giriş yap
 Haberler
Haberler Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Hava durumu Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Manyetik fırtınalar Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Namaz vakti Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Değerli metaller Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Döviz çevirici Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Kripto para Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Burçlar Türkiye'de Soru - Cevap
Türkiye'de Soru - Cevap İnternet hızını test et
İnternet hızını test et Türkiye Radyosu
Türkiye Radyosu Türkiye televizyonu
Türkiye televizyonu Hakkımızda
Hakkımızda 
 

 
 
 







 
 En çok okunanlar
En çok okunanlar



















