Ünlü ve tartışmalı yönetmen Pasolini öldüreli 50 yıl oldu, gizemli cinayet
Ankara24.com, Haber Global kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
Cesedinde sekiz kırık kaburga, ezilmiş bir burun, kırık çene ve sağ el ile çökük bir kafatası vardı. Olay, bir önceki akşam Pasolini’nin akşam yemeğine çıkmasıyla başladı.
Pasolini’nin filmlerinde sıkça rol alan aktör Ninetto Davoli, onu son gören arkadaşıydı.
Yemekten sonra Pasolini arabasıyla Roma’daki Termini istasyonuna gitti ve orada bir seks işçisiyle buluştu.
İkili Ostia limanına doğru yola çıktı ve arabayı olayın geçtiği arsaya park etti. Pelosi’nin ifadesine göre, yönetmen bazı cinsel taleplerde bulununca seks işçisiyle aralarında tartışma çıktı, Pasolini onu dövmeye başladı ve o da bir sopayla karşılık verdi. Daha sonra arabayla oradan kaçtı ve sabah yakalanarak tutuklandı.
Kısa bir yargılamanın ardından dokuz yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Bir edebiyatçının sinemaya dönüşümüPasolini 1922’de Bologna’da doğdu. Küçük yaşlardan itibaren edebiyata ilgi duyan sanatçı, 7 yaşında şiir yazmaya, 20 yaşında (1942) ilk kitabını yayımlamaya başladı.
Kitabı, annesinin konuştuğu Friulano lehçesinde yazılmış bir şiir derlemeydi.
Savaş sırasında, 1945’te Friulano dilini yaşatmak için küçük bir akademi kurdu.
Yaşamı boyunca 30’dan fazla eser yayımladı: şiir, roman, deneme ve dört tiyatro oyunu.
Pasolini, genç yaşta sert bir anti-faşistti.
Faşizme yönelik eleştirilerini hem kitaplarında hem filmlerinde sürdürdü. Özellikle Salò ya da Sodom’un 120 Günü gibi yapıtlarında.
İtalya’nın savaş sonrası döneminde hem sağ hem sol için rahatsız edici bir figürdü.
Kendisini şöyle tanımlıyordu: “Tüm üretimimi karakterize eden şey nedir? Yaşadığım devlete, hem siyasal anlamda hem de ahlaki düzende, duyduğum derin bir nefret.”
Ayrıca açıkça eşcinsel, ateist ve Marksistti.
Katolik Kilisesi’ni sert biçimde eleştirirken, aynı zamanda Matta’ya Göre İncil gibi dindar bir filmi Papa XXIII’e ithaf ederek çekmişti.
Pasolini aynı zamanda ressamdı; Decameron filminde Giotto karakterini bizzat kendisi canlandırdı.
Sinemaya geçiş1950’lerin sonunda Pasolini, sinemayı felsefi açıdan edebiyattan daha güçlü bir araç olarak görmeye başladı.
“Sinemanın dili, gerçeğin yazılı biçimidir. Sinema, gerçekliğin kendisidir.”
Bu inançla yönetmenliğe geçti ve 1960’larda Accattone ve Mamma Roma filmleriyle sinema dünyasına adım attı.
Filmlerinde yoksul mahallelerde yaşayan gençlerin sert ama insani yaşamlarını anlattı.
Yakın dostu Alberto Moravia, onu şöyle tanımlıyordu:
“O genç suçluları destansı bir şekilde anlatıyordu. Bir tür tersine kahramanlık destanı yaratıyordu.”
1960’lar boyunca Teorema, Küçük Kuşlar ve Küçük Kuşcuklar, Domuz Ahırı ve Kral Oidipus gibi filmleri çekti.
1970’lerin başında ise ünlü **“Hayat Üçlemesi”**ni yaptı: Decameron, Canterbury Hikâyeleri ve Binbir Gece. Bu üçleme, erotizmi neşeli ve özgürleştirici bir biçimde anlatıyordu.
Pasolini’ye göre bu filmler, modern tüketim toplumuna karşı bir eleştiriydi:
“Erotizm ve cinsellik, yaşamın temelidir. Fakat bu dönemde beden bile tüketimin bir parçası haline getirildi.”
Ölüm ve gizem“Hayat Üçlemesi”nden sonra Pasolini, “Ölüm Üçlemesi” adlı yeni bir proje planladı.
Bu üçleme, insanın ahlaki çöküşünü ve dehşetini anlatacaktı.
İlk film olan Salò ya da Sodom’un 120 Günü, Marquis de Sade’ın eserinden uyarlanmıştı. Film, İtalya’nın kuzeyinde, II. Dünya Savaşı’nın sonunda kurulan Salò Cumhuriyeti döneminde geçiyordu ve Mussolini rejiminin son günlerini konu alıyordu.
Film, yönetmenin ölümünden birkaç hafta sonra vizyona girdi.
Ancak İtalya’da yasaklandı, yapımcısı Alberto Grimaldi “müstehcenlik” suçlamasıyla hapse atıldı.
Her ne kadar Giuseppe Pelosi cinayeti itiraf etmiş olsa da, zamanla Pasolini’nin politik nedenlerle öldürüldüğü iddiaları güç kazandı.
Sanatçı, hem sağcı faşistler hem komünistler hem de Hristiyan Demokratlar tarafından hedef alınmıştı.
2010’da bir senatör, Pasolini’nin yarım kalan Petrolio adlı kitabının “kayıp bölümü”nü elinde bulundurduğunu iddia etti.
Bu bölümde 1970’lerdeki siyasi cinayetlerle ilgili belgeler bulunduğu ve “gerçek katillere” işaret ettiği öne sürüldü.
Sonsuz tartışmaYıllar geçtikçe cinayetle ilgili farklı teoriler ortaya atıldı. Bazıları, yönetmenin ölümünü bizzat kendisinin planladığını bile iddia etti.
O gün tutuklanan seks işçisi 2017’de öldü, ancak ölümünden önce yeni bir itirafta bulundu: O gece arsada üç yabancı tarafından saldırıya uğradıklarını, kendisinin korkup Pasolini’nin arabasıyla kaçtığını, belki de bu sırada onu yanlışlıkla ezdiğini söyledi.
Bu açıklama, zayıf yapılı bir gencin güçlü bir adamı tek başına nasıl öldürebildiği sorusuna kısmen yanıt oldu.
Pasolini’nin ölümünün üzerinden elli yıl geçti.
Yönetmen Nanni Moretti, Caro Diario filminde ona sessiz ama etkileyici bir saygı duruşunda bulundu.
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:26
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 04 Kasım 2025 14:25 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















