Türk tipi dolandırıcılık
Hurriyet sayfasından elde edilen bilgilere dayanarak, Ankara24.com duyuru yapıyor.
DAVA dosyasına göre Ankara’da yaşayan Semra Üstün (53), 2024 yılının aralık ayının ortalarında telefonla arandı. Kendini MİT personeli Koray Şensoy olarak tanıtan kişi, Üstün’ün adının FETÖ’ye yönelik yapılacak bir operasyona karıştığını, bu nedenle telefonun dinlemeye alındığını ve takipte olduğunu söyledi. Kimlik bilgilerinin kopyalandığını da söyleyen sözde MİT’çi, örgüte yönelik gizli bir operasyon yapılacağını, bu nedenle kendisiyle yapılan görüşme hakkında kimseye bilgi vermemesini, telefonun sürekli açık kalmasını söyledi.
20 GÜN BOYUNCA KONUŞTULAR
Bu telefon ve SMS görüşmeleri 20 gün boyunca sürdü. Şüpheliler, Üstün’den kasada tuttuğu döviz cinsindeki paralarının önce fotoğraflarını çekerek kendilerine göndermelerini de istedi. Kadın da kendisine verilen talimatları harfiyen yerine getirdi. Şüpheliler, daha sonra paranın incelenmek için kendilerine teslim edilmesi, ancak parayı kasadan alırken mutlaka eldiven kullanması talimatını verdi.
BANKA KASASINI BOŞALTIP VERDİ
Üstün, banka kasasında bulunan parayı çekti ve 31 Aralık 2024 günü polis sandığı kişiye 6 milyon 250 bin TL değerindeki döviz ve altınlarının bulunduğu çantayı teslim etti. Üstün’e parayı teslim ettikten sonra evine gitmesini, inceleme yapıldıktan sonra paranın kendisine iade edileceği söylendi. Üstün, denildiği gibi parayı teslim ettikten sonra evine giderek beklemeye başladı. Üstün, 3 gün boyunca evinde paralarının gelmesini bekledi. Ancak üçüncü günün sonunda kendisiyle görüşen kişilerle irtibat kesildi. Üstün, dolandırıldığını anlayarak karakola başvurdu.
BİRİ UZMAN ÇAVUŞ
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başlatılan soruşturma kapsamında parayı elden alan kişinin Mehmet Toz olduğu belirlendi. Toz’u yönlendiren kişinin ise Şanlıurfa Akçakale’de görev yapan Uzman Çavuş Yaşar Kundakcı olduğu tespit edildi. İki şüpheli hakkında Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Kimlikleri tespit edilemeyen diğer şüphelilerin dosyası ise ayrıldı. Mahkeme, 18 Temmuz tarihli karar duruşmasında iki sanığa “Kişinin kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta, kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması veya bu kurumlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle dolandırıcılık” suçundan önce 8 yıl ceza verdi. İyi hal indirimiyle cezayı 6 yıl 8 aya düşürdü. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Ceza Dairesi kararı oybirliği ile onadı.
SAVCILIĞIN TESPİTİ: GÜVEN DUYMA NEDENİYLE
Mahkeme kararında son yıllarda artış gösteren telefon dolandırıcılığı konusunda dikkat çeken tespitler de yer aldı. Kararda yer alan savcılık mütalaasında, “Ülkemize özgü olarak da gelişen kendisini polis, jandarma, savcı gibi kamu görevlileri olduğunu ifade ederek daha önceden titizlikle tespit edilen korkutulabilir, faydanılabilir, yaşlı mağdur profil kitlesinin tespit edildiği, bu tür bilgilerin nasıl tespit edildiğinin soruşturma kapsamına alınmadığı/ alınamadığı” ifade edildi.
TELEFONLARI HİÇ KESMEDEN�
Kararda mağdurların kamu ve kamu görevlilerine duyulan güven nedeniyle kolay aldatıldıklarına dikkat çekildi. Kararda, faillerin mağdurlar üzerinde derhal etki yaratıcı iki ana grup psikolojik yöntem uyguladıkları, görüşme halinde oldukları telefonları hiç kesmeden mağdurları denetim altına aldıkları ifade edildi. Kararda ‘mağdurların terör örgütü ile bir ilgileri olmadığını bir an önce göstererek bu kötü şüpheden kurtulma ve bu teröristlerin yakalanmalarını sağlama gururunu hissetme psikolojisi’yle hareket ettikleri vurgulandı.
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:46
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 20 Ekim 2025 07:10 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















