Tarihi işlerin kadrolu oyuncusuyum
Ankara24.com, Sabah kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi yayımlıyor.
Bu sene kadrosuna dâhil olduğum 'Kuruluş Orhan', 29 Ekim'de seyirciyle buluşuyor. Heyecanlıyız. Devlet Tiyatroları'nda da bu tür tarihi karakterleri canlandırdığım için ve tarihe de ayrı bir merakım olduğu için bütün padişahları oynamak isterim. Böyle tarihi işlerin kadrolusuyum, hatta kadrolu padişah derler bana.
Daha önce Bursa Devlet Tiyatrosu'nda Yıldırım Beyazıt oynadım mesela. Osmanlı'nın başlangıç ve kuruluş aşamasını çok iyi bilirim.
Bursa Tekfuru Saroz karakterini oynayacağım. İçimden birden bire Bizanslı çıktı. Çok güzel bir rol. Çünkü Bursa Tekfuru ayrıcalıklı, Bursa'ya aşık tekfur. Tarihin akışını değiştiren bir adamı oynayacağım. Yine kötü bir adam, kızacaklar yine bana. Zaten kızılmayan rol olduğu zaman yadırgıyorum.
Bu tür rollerde önemli olan bu karakteri yazmaktır. Yazar ve senarist öncelikle çok önemlidir, ikincisi oyuncu kadrosu ve üçüncüsü de bunu uygulayacak hayata geçirecek yapım şirketi önemlidir. Bu üçü birleştiği zaman muhteşem bir iş çıkıyor ortaya. Burada her şey yerli yerinde. Herkes profesyonel.
45 yıllık deneyim. Konservatuvardan mezun olduğumda beri oynamadığım rol kalmadı. Bu konuda geniş yelpazeye sahibim. Babacanlığa, kötü adam oynamaya alışkınım.
PLATO, DÜNYA ÇAPINDA BİR YER
6 sezon devam etmiş bir projeye sıfır hikâyeyle, yeni yüzlerle devam ettirmek çok büyük maharet ister. Çok cesaret isteyen bir iş. Reytingi çok yüksek bir işe girmek çok büyük sorumluluk. Çok mutluyum.
Plato, dünya çapında bir yer. O yüzyıla götürüyor insanı. Otobüslerle insanlar akın ediyor. Çok güzel bir düşünce. Çünkü böyle bir obayı sunup oradaki yaşantıyı sunmak, tarihi anlatmak nereden gelip nereye gittiğimizi gösteriyor. Orayı hissediyorsun.
Kostüm giymenin raconu bir ağırlığı var. Cihan Ünal konservatuvardan hocam. Ondan çok şey öğrendim. Yıllar sonra bir araya gelmek karşılıklı oynamak muhteşem. Eliniz ayağınız titrer hocanızın karşısında. Bize çok büyük hatıra oldu. Çok da yakışmış o rol ona, şahane olmuş.
İzleyici okumayı sevmiyor, görsel bir şey olduğunda ilgi gösteriyor. Bu tür dönem işleri tarihi öğretme misyonuyla çok başarılı oluyorlar. Orhan Beyi merak ediyor belki ama okumaktan ziyade izlemeyi tercih ediyor. O yüzden bu tarihi işler çok önemli.
Annem DOB duayenlerinden, divalardandır. Babam Semih Sergen keza öyle... Hepsi rahmetli oldu. Tiyatroda perde hiç kapanmaz. 3 kişiye de oynarım bin kişiye de. Namus meselesidir, anca ölmeniz lazım. Moliere gibi ben de inşallah sahnede ölürüm.
Basketbol geçmişim de var. Aydın Örs ve Doğan Hakyemez ikisi de benim hocamdı. Keşke basketbolu bırakmasaydım. Gerçekten ümit milli takıma kadar çıkmıştım. Basketbol içimde ukde kaldı. Basketbolcu mu tiyatro mu diye sorsanız basketbol derdim. Ağır bir müfredat vardı, tiyatroya yönelmek zorunda kaldım. Oğlum Cansın Güzel Sanatlar Lisesinde okuyor. Onu hep sporcu olsun diye düşündüm ama kendi seçimi. Genlerde de var.
TÜRK DİZİLERİNE YURTDIŞINDA BÜYÜK İLGİ VAR
Türk dizileri ve sinemamız yurtdışında inanılmaz ilgi görüyor. Eskiden yoktu böyle şeyler. Yurtdışında ilgi gördüğümde şaşırdığımı hatırlıyorum. 2000'li yılların başında oğlumla Madrid'e gittiğimde bir grup beni tanıdı ve o dönem oynadığım karakterin adıyla seslendi, herkes üstümüze geliyor. Çok şaşırmıştım.
1982 yılından beri her yıl iş yaptım. Diziler uzun sürüyor. Herkes dizi değiştirirken ben devam etmiş oluyorum. Bu dizi yoğunluğunun yanına tiyatroyu da katıyorum, ondan besleniyorum. Kendinizi sürekli güncellemeniz gerekiyor. O yüzden hep yurtdışına giderim, oralarda tiyatro izlerim. Bir an bunun dışında kaldığınız zaman, yılı kaçırıyorsunuz. Zaman çok hızlı geçiyor. O yüzden zamanı yakalamak amacıyla çok çalışmak lazım. Sanatın dışına çıkmadan bu sizin hayat tarzınız oluyor.
TEMELİ OLMAYAN SANATÇI KALICI OLMAZ
Bu mesleği seçiyorsanız sahneyi bırakmayacaksınız. Tabi ki dizi reklam film çekin ama sahneyi ana mesleğiniz olan tiyatroyu bırakmayın diyorum öğrencilere. Doktor olmak istediğinizde 6 yıl Tıp okumayayım, 2 sene atölyelerde özel ders alıp doktor olurum diyebiliyor musunuz? Hayır. Oyunculuk da öyle. Bunun okulu var, 4 sene konservatuvarı var. Öğreneceksiniz sonra piyasaya çıkacaksınız. Hemen meşhur olayım dizilerde oynayayım diye düşünmeyeceksiniz. Amacınız imza dağıtıp fotoğraf çektirmekse o ucuz bir yol. Herkes sanatçı olacaksa biz kiminle fotoğraf çektireceğiz. Temelsiz bir bina nasıl yıkılırsa, sanatçı da temel olmadan kalıcı olamaz. Alaylı olmaya karşı değilim. Öyle yetenekliler var ki, okumuşlar kendilerini geliştirmişler, kendilerini buna vakfetmişler. Onda problem yok. Ama hiçbir şey yapmadan çok yakışıklıyım çok güzelim demekle bu iş olmaz. Sanatçı iyi insan olmalı, çünkü sanatçılar örnek alınacak insanlardır.
EVLİLİKTE MUTLU OLMAK İÇİN DENGE ŞART
Evliliğin çok basit bir kuralı var. Evet demeyi öğrendiğiniz zaman gayet güzel geçer evliliğiniz. Onun o sihrini bozmaz, dengeyi tutturabilirseniz mutlu olmamanız için sebep yok. Peki, hiç mi tartışmayalım hiç mi kavga etmeyelim. Bunlar da evliliğin ilişkinin içinde olan şeyler. Ama dozunu ayarlamanız ve sonunda barışmanız kaidesiyle. Evlilikleri parçalayan şey inat. Alanlara fazla girmeden her şeyi birlikte yapmak çok güzel.
Görüntülenme:45
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 26 Ekim 2025 07:01 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda
İletişim








En çok okunanlar



















