Sosyal medyayı karıştıran iddia: ChatGPT kamerayı izinsiz mi açıyor? Gerçek mi manipülasyon mu? Uzman isim tek tek açıkladı…
Hurriyet sayfasından alınan verilere dayanarak, Ankara24.com haber yayımlıyor.
Yapay zeka günlük hayatımıza hızla entegre olurken, tartışmalar da büyüyor. Bir yandan iletişimden üretkenliğe pek çok alanda işleri kolaylaştıran yapay zeka araçları, diğer yandan gizlilik ve güvenlik konusunda soru işaretlerini de beraberinde getiriyor. Bu tartışmaların son örneği ise sosyal medyada gündeme gelen “ChatGPT kameraya izinsiz erişiyor” iddiası oldu.
PAYLAŞILAN VİDEOLAR KULLANICILARI İKİYE BÖLDÜ
Birkaç gündür Instagram’da sürekli ChatGPT ile ilgili videolar görüyorum. Beğeni, yorum ve izlenme sayıları oldukça yüksek olan bu içerikler kısa sürede geniş kitlelere ulaşmış durumda. Videolarda öne sürülen iddia ise dikkat çekici: ChatGPT’nin kullanıcıları kamera açık olmasa bile “komutla” görebildiği ve izinsiz olarak ön kameraya eriştiği öne sürülüyor.
Bu videoları izledikten sonra yorumlara da göz attığımda kullanıcıların ikiye ayrıldığını fark ettim. Bir grup, uygulamanın gerçekten izinsiz şekilde kamerayı kullandığını iddia ederken, diğerleri bunun teknik olarak mümkün olmadığını belirtiyor. Tartışmanın merkezinde ise şu değerlendirmeler öne çıkıyor:
Bazı kullanıcılar, uygulamanın “kamera açma” komutu verildiğinde ön kameraya eriştiğini ileri sürüyor. Bazı kullanıcılar da hiçbir komut verilmemesine veya çoğu yetkinin sınırlı olmasına rağmen kameraya eriştiğini söylüyor.
Buna karşılık diğer kullanıcılar, kamera aktif olduğunda telefonlarda zorunlu olarak yanan uyarı ışığının yanmamasının gizli bir erişim olmadığını açıkça gösterdiğini ifade ediyor.
VİDEOLAR GERÇEK Mİ YOKSA MANİPÜLASYON MU?
Ancak İletişim Uzmanı Prof. Ali Murat Kırık, söz konusu içeriklerin büyük bölümünün kurgu ya da manipülasyon olabileceğine dikkat çekti.
Kırık, modern mobil işletim sistemlerinin kamera erişimi konusunda son derece katı olduğunu belirterek, uygulamaların kullanıcıdan açık izin almadan herhangi görüntüye ulaşmasının teknik olarak imkânsız olduğunu vurguladı.
Kırık, “İstanbulkart’ın rengini söylemek ya da bardaktaki sıvıyı analiz etmek gibi işlemler ancak kamera izni verildiğinde mümkündür. Bu videoların çoğu sosyal medya etkileşimi uğruna hazırlanmış ve kullanıcıları yanıltıyor” ifadelerini kullandı.
Öte yandan Kırık, kamera izni açık olduğunda bir yapay zekanın nesneleri tanımasının zaten beklenen bir özellik olduğuna işaret etti. Kullanıcıların çoğu zaman daha önce verdikleri izinleri unuttuğunu belirten Kırık, bunun da 'Kamera kapalıyken bile görüyor' şeklinde yanlış bir algı oluşturduğunu söyledi.
Prof. Dr. Ali Murat Kırık, yaşanan karmaşanın teknolojiden değil, videoların gerçeği çarpıtmasından ve kullanıcıların izin yönetimi konusunda yeterli bilgi sahibi olmamasından kaynaklandığını belirterek, “Bu nedenle internette dolaşan videoların büyük kısmı gerçeği yansıtmıyor” dedi.
‘KAMERA VE MİKROFON İZİNLERİNİN YANLIŞ İŞLENDİĞİ VAKALAR OLABİLİYOR’
“Normal şartlarda kamera izni olmadan bir uygulama görüntüye erişemez; bu hem Apple hem Android tarafından sıkı şekilde korunuyor. Benim görüşüm, izinsiz erişimin pratikte mümkün olmadığı yönünde. Fakat teknoloji dünyasında hiçbir şey yüzde 100 değildir” diyen Prof. Dr. Ali Murat Kırık, şu önemli detaya dikkat çekti:
“Çok düşük bir ihtimal de olsa, sistem açıkları ortaya çıktığında kamera ve mikrofon izinlerinin yanlış işlendiği vakalar duyulabiliyor. Yani teorik olarak bir zafiyet üzerinden izinsiz erişim yaşanabilir mi? Evet, ama bu ihtimal son derece düşüktür.”
‘YAPAY ZEKA HER VERİDEN BİR PROFİL ÇIKARABİLİYOR’
Bu tip durumlarda mahremiyet elbette ilk akla gelen çekince. Ancak kullanıcıların endişelenmesi gereken başka meseleler de olduğunun altını çizen Prof. Dr. Ali Murat Kırık, “Keşke tek risk bu olsa... Yapay zeka modelleri yalnızca görüntüyü görmekle kalmıyor; elde ettiği her veriden bir profil çıkarabiliyor. Ev düzeninden ruh hâline, yüz ifadesinden alışkanlıklara kadar pek çok detayı analiz edebiliyor. Yani ‘Beni görüyor mu?’ sorusundan daha önemlisi ‘Gördüğünde benden ne çıkarıyor?’ sorusu haline geliyor” ifadelerini kullandı.
Bir diğer tehlikenin ise verilerin üçüncü taraflarla paylaşılması olduğunu söyleyen Kırık, “Şirketler verilerin eğitim için kullanıldığını söylese de bu süreçlerin şeffaf işlediği söylenemez. Toplanan veriler reklam hedeflemede, davranış yönlendirmede veya siyasi kampanyalarda kullanılabilir. Dolayısıyla tehlike sadece görsel değil; verinin kimlerin eline geçtiği de büyük bir sorun” dedi.
RİSK SADECE CHATGPT’YE ÖZGÜ DEĞİL!
Bu riskin sadece ChatGPT’ye özgü olmadığını da söyleyen Prof. Dr. Ali Murat Kırık, “Gemini, Copilot, Claude ve diğer tüm büyük yapay zekâ modelleri için aynı şey geçerli. Eğer uygulamaya geniş izinler verirseniz, o izinler üzerinden verilerinize erişebilirler. Yakın zamanda gündem olan 'Gemini e-postaları okuyor' iddialarının sebebi, kullanıcıların Gmail ile uygulamayı entegre etmesiydi. Yani mesele uygulamanın gizlice bir şey yapması değil, kullanıcıların verdiği izinlerin kapsamı” dedi.
Riskin sadece iPhone’a özel olmadığını Android için de aynı olduğunu söyleyen Kırık, “Her iki platform da kamera ve mikrofon izinlerini kullanıcı onayıyla açıyor ve ikisinde de verilen izinler aynı derecede önemli. iPhone’un güvenlik protokolleri biraz daha katı olsa da Android’in daha esnek yapısı daha geniş bir risk alanı oluşturabiliyor. Bu da kullanıcıların izin verirken iki kat bilinçli olmasını gerektiriyor” şeklinde konuştu.
SESİMİZ KLONLANABİLİR Mİ?
Ses klonlama teknolojisinin artık çok gelişmiş durumda olduğunu belirten Prof. Dr. Ali Murat Kırık, “Sadece 10-20 saniyelik bir ses kaydı bile bir kişinin sesini gerçeğe çok yakın şekilde taklit etmek için yeterli. Bu durum özellikle telefon dolandırıcılıklarını çok daha inandırıcı kılıyor. Bir dolandırıcı sizin sesinizi klonlayarak ailenizi, bankanızı veya iş yerinizi kolayca kandırabilir” dedi.
“Ses klonlama arttıkça dijital kimlik güvenliği daha hassas hâle geliyor” diyen Kırık, “Çünkü artık yalnızca görüntü değil, ses de mahrem bir veri hâline geldi. Sosyal medyada uzun ses kayıtları paylaşmak bile bir risk. Bu nedenle sesimiz de en az görüntümüz kadar korunması gereken bir kişisel veri hâline dönüştü” şeklinde konuştu.
GENEL OLARAK NASIL ÖNLEMLER ALMALI?
Bu soruma “Tarayıcı üzerinden kullanmak çoğu zaman daha güvenli çünkü tarayıcılar izinleri daha sınırlı ve geçici yönetiyor” cevabını veren Prof. Dr. Ali Murat Kırık, şöyle devam etti:
“Uygulamayı telefona indirdiğinizde kamera, mikrofon ve depolama gibi alanlara daha geniş erişim mümkün olabiliyor. Bu nedenle ben özel bir ihtiyacım yoksa uygulamayı kurmak yerine tarayıcı üzerinden kullanmayı tercih ederim. Yine de en önemli önlem, hangi izni verdiğini bilmek. Kamera ve mikrofonu sadece ihtiyaç olduğunda açmak, uygulamaların arka planda çalışmasına izin vermemek, gereksiz izinleri kapatmak ve güvenmediğiniz uygulamalara hiçbir zaman geniş erişim vermemek gerekiyor. Yani teknoloji değil, bizim bilinçli kullanımımız belirleyici olan şey.”
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:101
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 10 Aralık 2025 09:02 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















