Satır aralarındaki kin ve öfke
Ankara24.com, Hurriyet kaynağından alınan verilere dayanarak duyuru yapıyor.
İSTANBUL Gaziosmanpaşa’da 1998’in sıcak bir yaz gününde doğdu. Güllü’nün ilk çocuğuydu. Adını ‘isyan’ anlamına gelen ‘Tuğyan’ koydu. Sonradan açıklamalarına da yansıyacağı gibi o gün Güllü için hayatının en mutlu günlerinden biriydi. Sonra da bir oğlu oldu. Ama Güllü için her şey o kadar da iyi gitmiyordu. Kocası, çocukları henüz birkaç yaşlarındayken onları terk etti. Tuğyan da Tuğberk de çocukluğunda babasını hiç görmemişti. Güllü çalışmak zorundaydı. Tuğyan’ı anneannesinin yanına verdi, Tuğberk’e ise bakıcı tutuldu.
Güllü’nün çalışma hayatı hep zorluklar içinde geçmişti. Pavyonlar, özel geceler derken hep çalışmak zorundaydı. Bir süre sonra evli biriyle Güllü’nün Sarıyer’deki evinde yaşamaya başladılar. Güllü’nün mutluluğu yine kısa sürdü. Eşinden şiddet görmeye başladı. Tuğyan’ın iddiasına göre o adamın yakın bir arkadaşı da sık sık evlerine gelmeye başlamıştı. Hatta aşırı alkol aldığı zamanlar Tuğyan ve Tuğberk’e şiddet bile uyguluyordu. Çocuklar bu durumu annelerine anlatınca, Güllü hemen o adamdan ayrıldı. Sonra İlker diye bir adamla yaşamaya başladı. Tuğyan ve Tuğberk’i alan dayıları onları yine anneannelerine götürdü.
TUĞYAN İSMİ GİBİ TAM BİR ‘İSYANKÂR’
Tanıyanların anlattığına göre anneanne ile Güllü’nün arası çok da iyi değildi. Kız kardeşiyle de aralarında sorunlar çıkıyordu. Hatta Tuğyan’ın iddiasına göre alkol bağımlısı olan teyzesi annesi Güllü’yü de anneannesini de birçok kez dövmüştü. Ama anneanne Tuğyan’ı, Tuğyan da anneanneyi çok seviyordu. Tanıyanların iddiasına göre Tuğyan’ın annesine karşı mesafesi bu yıllarda oluşmaya başladı.
Güllü, özellikle kızı Tuğyan’ın iyi bir eğitim alıp bir meslek sahibi olmasını çok istiyordu. Bu yüzden Tuğyan’ın hemşirelik diplomasını aldığı günü doğumundan sonraki en mutlu ikinci gün olarak tarif etti. Ama Tuğyan bu işte çok fazla tutunamadı. Bir süre özel bir hastanede ardından özel bir huzurevinde çalıştı. Aylık 22 bin lira geliri vardı. İşten ayrıldı, annesiyle yaşamaya başladı.
İFADESİNDE SÜREKLİ ANNESİNİ SUÇLADI
‘İsmiyle müsemma’ denen türden ‘isyankâr’ ve baskın bir karakteri vardı. Annesinin çok da istemediği bir evlilik yaptı. Azra adında bir kızı oldu. Uyuşturucu suçundan cezaevine giren eşinden boşandı. İşinden de ayrılıp annesiyle yaşamaya başladı. Güllü de güçlü bir karakterdi. Kızının arkadaşlarına ve özel ilişkilerine dikkat ediyordu. Tuğyan’ın arkadaşlarından bir tek Sultan Nur’u benimsemişti. Tuğyan ile eve bir tek Sultan gelebiliyordu. Zaten annesini küçük yaşta kaybeden Sultan’ı da Güllü bulup ‘manevi evlat’ gibi korumaya almıştı. Tuğyan’ın özel hayatındaki ilişkiler aralarında hep sorun oldu. Son nişanlısı da Güllü’nün tasvip ettiği biri değildi. Ondan hamile kalıp çocuk aldırmıştı. Güllü’nün bunlardan haberi yoktu. Ama İstanbul’daki nişanlısıyla görüşmeye giderken de Güllü’den izin almak zorundaydı. Aralarındaki kavga ve gerilim hiç bitmedi. Güllü bazen onu evden kovuyor sonra da bir akşam yemeği yapıp geri çağırıyordu. Güllü torunu Azra’ya da çok düşkündü. Tuğyan’ın bakıcıya verdiği Azra ile de yeterince ilgilenmediğini düşünüyordu. Tekrar evlenip torununu da kendi yanına almayı planlıyordu.
27 yaşındaki Tuğyan Ülkem Gülter’in Azra adında bir kız çocuğu bulunuyor.
Ama Tuğyan’ın emniyetteki ifadesi çocukluğundan itibaren annesine karşı gizli bir öfke duyduğunu da gösteriyor. İfadelerin her satırında annesine suçlamalar var. Annesi için “Çocukluğumdan itibaren düzenli bir hayatım olmadı. Çocukken büyük dayaklar yedim. Kemerle, tahta kaşıklarla bizi döverdi” diyor. Ona göre annesi zor bir hayat yaşamış bu zorlukları da çocuklarına yansıtmıştı. Çok sinirli, öfkeli biriydi ve psikolojik sorunları da vardı. Hatta ‘uyuşturucu’ niteliğindeki bazı ilaçları reçetesiz ‘illegal’ bir şekilde alıp kullanıyordu. Kimseyle geçinemiyor herkesle kavga ediyordu. Bir dönem işleri kötüye gidince tefeciden borç almıştı, evlerine de haciz gelmişti.
KRİMİNAL BİR ÇEVRE
SORUŞTURMA dosyasındaki ifadeler, itiraflar, ihbarlar, ses kayıtları; ardından sosyal medyaya yayılan dedikodular, kadın programlarından taşan iddialar gösteriyor ki Tuğyan’ın çevresindeki neredeyse herkes bir şekilde suça bulaşmış veya bulaşmaya meyilli. Güllü ne kadar korumaya çalışsa da kızının etrafı kimi uyuşturucu, kimi şiddet, kimi şantaj meraklısı tiplerle dolmuş. Tuğyan, Güllü’nün cinayetinden sonra da bu ağın içerisinde dolanıp durmuş.
Tuğyan ifadesinde, Güllü’nün kendisi ne zaman pencereye yaklaşsa ‘Aman düşersin’ diye endişe ettiğini söyledi.
KIZINI SAKINIYORDU KENDİ SONU OLDU
TUĞYAN her ne kadar annesini derinden suçlasa da Güllü kızını hep korumuş, onun için en iyisini yapmaya çalışmıştı. Hatta yine Tuğyan’ın ifadesine göre Tuğyan ne zaman pencereye yaklaşsa ‘Aman düşersin’ diye endişe ediyor, onu tutarak korumaya çalışıyordu. Bir gün kızını sakındığı o pencereden kızı tarafından atılacağını nereden bilebilirdi ki.
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:86
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 15 Aralık 2025 07:09 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















