SALİH TUNA Okusak da mı ‘boş’ desek okumasak da mı?
Ankara24.com, Sabah kaynağından alınan verilere dayanarak duyuru yapıyor.
Şayet isterseniz 9 milyon harfi, sadece 3 harfle yok edebilirsiniz. Hem de hiçbir hileye, sihre veya illüzyona tenezzül etmeden.
Üstelik de bir çırpıda.
Mesela, İmamoğlu hakkındaki 3 bin 806 sayfalık iddianameyi (ki yaklaşık 9 milyon harfe tekabül eder) 3 harften mürekkep "Boş" kelimesiyle şappadak gömebilirsiniz.
"Gömebilirsiniz" dediğim, önce gözlerinizi yumar, ardından da dilinizle tasdik edercesine "Boş" dersiniz, olur biter.
CHP Genel Merkezi de kuvvetle muhtemel böyle yapmıştır.
Elbette aralarında tartışma çıkmıştır. Ne de olsa (eski genel sekreterlerini ve kimi eski milletvekillerini ihraç etmelerini saymazsak) parti içi demokrasi muazzamdır.
Zavallı muhayyileme göre Genel Merkez'deki söz konusu tartışma üç aşağı beş yukarı şöyle cereyan etmiştir:
"Arkadaşlar, iddianame çok kalın geldi. Klasörleri üst üste koysak nah gırtlağa dayanıyor..."
"Kalınlığı önemli değil, önemli olan içeriği. Baştan sona 'siyasi içerik' deriz, hiçbir hükmü kalmaz..."
"Soruşturma sürecinde hep öyle dedik de ne oldu? Sonuçta elimize 3 bin 806 sayfa iddianame verdiler..."
"Ne olmuş vermişlerse, 'siyasi' diye nitelendirip yüzlerine çarparız..."
"O kadar kolay değil. Her şeyden önce çok tekrara düşmüş oluruz, inandırıcılığımızı da kaybederiz... Ben buraya gelmeden önce hukukçu arkadaşlarımıza sordum. Savcılığın yolsuzluğun kronolojisini tuttuğunu, her iddiayı belgelerle desteklediğini söylediler. Yahu toplam 160 milyar TL ve 24 milyon dolar kamu zararı oluşmuş. Buna 'siyasi' desek ne olacak demesek ne olacak! Rakamlar, belgeler ortada; bizzat bizim partililerimizin itirafları, tanık ifadeleri var. Kaçak hafriyat, raylı sistem kredilerinin amacı dışında kullanımı, lüks villalar, yabancı transferler, siyasi bina kayıtları... Hepsi dosyada net bir şekilde yer alıyormuş..."
CHP Genel Başkanı Özgür Özel daha fazla dayanamayıp arkadaşının sözünü kesti:
"Ne yapacağız peki, kabullenecek miyiz?.."
"Sayın Genel Başkanım, kabullenmek değil de, nasıl anlatsam bilemiyorum... İmamoğlu'nun yolsuzluğunu savunmak gibi bir görevimiz mi var? Kusura bakmasınlar, onlar da biraz dikkat etselerdi..." Herhangi bir tepki almayınca, biraz da alkış alabilme umuduyla kaptırıp gitti: "Biz yolsuzluğu örtbas etme partisi değiliz..."
Alkış yerine salona derin bir sessizlik hâkim oldu.
Neden sonra içlerinden biri tüm cesaretini toplayıp "Biz bizeyiz..." deyince herkes derin bir nefes aldı.
Gevşemenin etkisiyle zihni açılan Ali Mahir Başarır eşzamanlı haykırdı:
"Ben buldum!" dedi, "Boş diyelim..."
Müthiş bir alkış eşliğinde rabarba arz-ı endam etti: "Helal olsun... Yaşa... Nurol... Var ol..."
İçlerinden en yaşlı olanı, "Arkadaşlar, 'boş' demek için önce iddianameyi okusak mı acaba?" demeye kalmadı, Ali Mahir Başarır "Ben okuduktan sonra 'boş' diyemem. Boşuna mı o kadar sayfayı okudun derlerse ne yanıt vereceğim..." diyerek kestirip attı.
Özgür Özel de her zamanki müthiş performansıyla Başarır'a destek verdi:
"Ne olacak okuyunca; iddianame dolu mu diyeceğiz..."
"Yooo..."
"O hâlde boş boş okumaya ne gerek var..."
Görüntülenme:100
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 13 Kasım 2025 07:03 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda
İletişim








En çok okunanlar



















