Papel, Yenilikçi Ödeme Teknolojileriyle Standartları Yükseltiyor.
Sondakika sayfasından alınan verilere göre, Ankara24.com bilgi veriyor.
Seyhan İbrahim Yıldırım:
Aslında bizim için teknoloji bir araç değil, bir anlayış. Papel'i kurarken hedefimiz sadece ödeme sistemleri geliştirmek değildi; kullanıcıyı anlayan, ona güven veren bir finansal ekosistem yaratmaktı. Bugün yapay zekâ bu vizyonun kalbinde yer alıyor. Çünkü artık kullanıcı hız, güvenlik ve sezgisel deneyim bekliyor.
Biz de kullanıcıların bu beklentilerini karşılayacak çözümleri adım adım hayata geçiriyoruz. Geçtiğimiz haftalarda müşterilerimize sunduğumuz "Yüz ile Ödeme" teknolojisi bunun önemli bir örneği. Çok yakında kullanıcılarımızla buluşacak Sticker Card ise günlük hayatı kolaylaştıran inovatif çözümlerimize bir diğer örnek. Buna benzer, Türkiye'de daha önce yapılmamış, yenilikçi ürünlerimizi kullanıcılarımızla buluşturmak için çalışmalarımız devam ediyor.
2. Türkiye'ye yeni teknolojiler getirme konusunda Papel nasıl konumlanıyor?
Seyhan İbrahim Yıldırım:
Biz Papel'i yalnızca bir elektronik para kuruluşu olarak değil, finansal teknolojilerin Türkiye'deki gelişimine yön veren bir inovasyon platformu olarak konumlandırıyoruz. Finansal ödeme teknolojilerindeki dünya trendlerini Türkiye pazarında uygulayan öncü şirketlerden biri olmayı önemsiyoruz. Yüz ile Ödeme, Sticker Card, Amani entegrasyonu ve yapay zekâ tabanlı operasyon altyapıları da dünya trendlerini Türkiye'ye taşıma vizyonumuzun sonucu.
3. Sticker Card'dan bahsettiniz… Bu ürün kullanıcılar için nasıl bir yenilik sunuyor?
Seyhan İbrahim Yıldırım:
Sticker Card, ödeme deneyimini daha pratik, daha kişisel ve daha hızlı hâle getirmek için geliştirdiğimiz yeni bir çözüm. Kullanıcı telefonunun veya sık kullandığı pürüzsüz bir yüzeyin arkasına bu kartı yapıştırarak temassız ödeme yapabiliyor.
Bu formatta bir ürün Türkiye'de yaygın olarak kullanılmıyor. Biz yalnızca bir yeniliği "getirmekle" kalmıyoruz, aynı zamanda Türkiye pazarının alışkanlıklarına göre yeniden şekillendiriyoruz. Bu nedenle Sticker Card bizim için yalnızca bir ürün değil; ödeme deneyimini yeniden tanımlayan bir adım.
4. Uzaktan üye kabulü süreçlerinizde Amani ile bir iş birliği başlatıyorsunuz. Amani, global ölçekte çok bilinen, büyük finans markalarına da hizmet veren bir kurum. Bu iş birliği Papel için nasıl bir anlam taşıyor?
Seyhan İbrahim Yıldırım:
Amani bizim için sadece bir çözüm sağlayıcısı değil, stratejik bir teknoloji ortağı. KYC süreçlerinde saniyeler içinde doğrulama yapabilen, tamamen yapay zekâ tabanlı bir sistemi çok yakında devreye alacağız.
Bu entegrasyon sayesinde kullanıcı deneyimini önemli ölçüde kolaylaştırmayı, güvenlik standartlarımızı da bir üst seviyeye taşımayı hedefliyoruz. Dünyada tanınan bir teknolojiyle yapılacak bu iş birliği, Papel'in vizyonunu da global bir seviyeye taşıyacak.
5. Yapay zekâ demişken… bu teknoloji artık neredeyse her yerde konuşuluyor. Papel'de AI nerelere dokunacak?
Seyhan İbrahim Yıldırım:
Aslında her yere. Çağrı merkezinde robot asistanlarımızın müşteriyi tanıdığı, duygusal tonu analiz edip doğru yönlendirme yapabildiği bir sistemi devreye alıyoruz.
Operasyon tarafında süreçleri izleyen ve kendi kendine öğrenen algoritmaların test aşamaları tamamlanmak üzere. Ayrıca teknoloji entegrasyonu tarafında, yapay zekâ destekli asistanlarımız sayesinde müşterilerimizin entegrasyon süreçlerini çok daha hızlı ve kolay hale getireceğiz.
Yakın dönemde yapay zekâyı sadece operasyonel süreçlerde değil, büyüme ve pazarlama tarafında da aktif şekilde kullanmaya başlayacağız. Veri analitiği modellerimizle doğru müşteri segmentasyonunu yapabilecek, kullanıcı davranışlarını analiz ederek kişiselleştirilmiş kampanyalar tasarlayabileceğiz. Böylece kullanıcılarla daha doğru zamanda, daha anlamlı bir şekilde buluşarak etkileşimi sürdürülebilir hale getirmeyi hedefliyoruz.
Kısacası, sistem çok yakında sadece "cevap veren" değil, "anlayan ve önceden çözüm üreten" bir yapıya dönüşecek.
6. Bu noktada güvenlik ve regülasyon uyumu kritik. Papel'in yasa dışı faaliyetlerle mücadeledeki tutumu nedir?
Seyhan İbrahim Yıldırım:
Papel olarak yasa dışı faaliyetle mücadeleye çok önem veriyoruz.Son dönemde sektörde yaşanan elektronik para kuruluşu kapanışları sonrasında kötü niyetli bazı kişi ve grupların şirketimizi hedef almaya yöneldiğini gözlemliyoruz. Fakat aldığımız teknik ve operasyonel tedbirler sayesinde bu kişileri sistem içerisinden hızlı şekilde ayrıştırıyor ve tüm ekosistemin güvenliği adına kararlı bir mücadele yürütüyoruz. Son 14 ayda özellikle sektörde yaşanan gelişmelerden sonra şirketimize yapılan başvuru sayısının artmasının ardından yaklaşık 45.000 hesabı çeşitli nedenlerle kapattık ve yasanın öngördüğü şekillerde ilgili devlet otoritelerine bu kişilerle alakalı gerekli bildirimleri de yapmaktayız. Hesap kapatma konusunda bir tereddüdümüz yok, yasa dışı faaliyetlerle, hukuka aykırı kullanımlarla ve yüksek riskli işlemlerle mücadelede de kararlıyız.
Bizi eleştirenler veya kasıtlı saldırılarda bulunanlar elbette olacak; fakat kurumumuz dışında yapılan söylemler veya girişimler bizim sorumluluğumuzda değil. Bu gibi durumlarda yalnızca gerekli yasal bildirimleri ilgili otoritelere iletmekten sorumluyuz. Bizim asıl odağımız, sistemimize giren kullanıcıların işlem akışlarında veya ürünlerimizden yararlanırken denedikleri olası suistimalleri tespit etmek ve engellemek. Bu doğrultuda da güvenlik önlemlerimizi sürekli geliştiriyor ve yolumuza kararlılıkla devam ediyoruz.
Suistimal girişimleri her zaman olacaktır; fakat sistemimize eriştikleri andan itibaren bu kişiler, belirli süreler içinde tespit edilip halihazırda 45.000'i aşan engellenmiş hesaplar listesine ekleneceklerinden emin olabilirler. Papel, Türkiye'de yasa dışı faaliyetleri ödeme kuruluşları üzerinden yürütmeye çalışan kişi sayısı bakımından en geniş "tespit edilmiş şüpheli kullanıcı havuzuna" sahip kurumların başında gelir. Uyguladığımız tedbirlerin sektördeki en sert uygulamalardan biri olduğuna inanıyoruz ve rakamlar bunu açıkça gösteriyor. Bu tür girişimlerde bulunmayı düşünenlere belirtmek isteriz ki, bu listede kendilerine her zaman yer bulunacaktır. Sistem dışında sahip olduğumuz yetki, yalnızca tespit edilen durumları ilgili otoritelere bildirmekle sınırlıdır; ancak sistem içine girildiğinde, işlemler hem veri tabanına entegre kural setleri ile sınırlanmakta hem de bahsettiğimiz sofistike yazılımlar tarafından anlık olarak analiz edilerek gerektiğinde derhâl sonlandırılmaktadır.
Kapılarımız herkese açıktır, yasanın öngördüğü gizlilik kuralları çerçevesinde randevu alan herkese çabamızı ve sonuçlarını göstermeye açığız.
Hem kullanıcıyı hem ekosistemi hem de finansal güvenliği koruyan bu yaklaşımın, sektörün genel güvenlik standartlarını yukarı taşıdığına inanıyoruz.
7. Peki, bu kapsamlı mücadeleyi yürütürken nasıl bir teknik altyapı ve güvenlik sistemi kullanıyorsunuz? Bu süreçte suistimal girişimlerini nasıl tespit edip engelliyorsunuz?
Seyhan İbrahim Yıldırım:
Sosyal medya veya bir takım zararlı mecralarda ismimiz kullanılarak yapılan yanıltıcı ve zararlı tüm faaliyetleri devlet otoritelerine vakit kaybetmeksizin önlem olarak bildirmekteyiz. Sistemimiz içerisinde ise güvenlik nedeni ile ismini veremeyeceğim otomatik çalışan 3 sofistike uyum yazılımı, veri tabanımıza entegre işlem kısıtlama kuralları ve ek olarak risk ekibimizin kullandığı 2 ek yazılım ile bu tür faaliyetleri tespit edip gerekli önlemleri alıyoruz.
Ayrıca TCMB'nin talep ettiği yasa dışı faaliyetleri tespit ve takip mekanizmalarını uygulamada sektörün en hızlı aksiyon alan kuruluşlarından biri olmaktan mutluluk duyuyoruz. İç tebliğ olduğu için çok bahsedemeyeceğim oldukça titizlikle hazırlanmış kural sertlerinin implementasyon sürecinde Papel olarak gururla söyleyebiliriz ki tavsiye edilen bu önlemleri hayata geçirme konusunda sektörde en hızlı aksiyon alan ve yayınlandığı ay büyük ölçüde adaptasyonu tamamlayan bir kuruluşuz. Uyum ve kural setleri oldukça hassas ve gizlilik gerektiren konular olduğu için buna daha fazla değinemeyeceğim.
Bu başarının merkezinde yapay zekâ tabanlı risk motorumuz ve dijital cüzdan uygulamamıza gömdüğümüz risk ve güvenlik kuralları var. Sistem, potansiyel yasa dışı faaliyetleri insan müdahalesine gerek kalmadan algılayıp anında aksiyon alabilecek şekilde tasarlandı. Bununla beraber, özellikle 18–20 yaş arası gençlerin hesap kiralama yoluyla yasa dışı faaliyetlere yönlendirilmesini engellemek için sektörün ilk özel kural ve limit setlerinden birini devreye aldık. Kural setlerimizi sürekli güncelliyoruz.
8. Biraz da RegTech'ten bahsedelim. 2026 planlarınızda bu kavram sıkça geçiyor. Nedir RegTech ve Papel bu alanda ne hedefliyor?
Seyhan İbrahim Yıldırım:
RegTech, yani "regülasyon teknolojileri", artık sadece global bankaların değil, tüm fintech ekosisteminin gündeminde. Bu alan, finansal sistemleri daha güvenli, şeffaf ve sürdürülebilir hale getiren en önemli dönüşüm araçlarından biri.
Papel olarak amacımız; uyum süreçlerini manuel kontrollerden çıkarıp, yapay zekânın yönettiği otonom bir yapıya dönüştürmek. Yani bir ihlal ya da risk durumunu insan fark etmeden önce sistemin kendisinin tespit ettiği, uyarı verdiği ve aksiyon alabileceği bir model tasarlıyoruz. Böylece hem güvenlik hem de regülasyon uyumu tamamen proaktif bir hale gelecek.
Harvard Business School'da aldığım Fintech Innovation and Strategy eğitimi, bana bu konunun uluslararası yansımalarını yakından görme fırsatı sundu. Dünyada birçok kurum yapay zekâyı uyum süreçlerinin merkezine taşırken, biz de Papel olarak bu dönüşümü Türkiye'de uygulayan elektronik para kuruluşlarından biri olmayı hedefliyoruz.
2026'ya kadar yapay zekâ destekli RegTech altyapımızı tamamlayarak, Türkiye'nin fintech ekosisteminde örnek bir model oluşturmak istiyoruz.
9. Bu sistemlerin temelinde nasıl bir yazılım mimarisi var? AI sonuçta şeffaflık gerektiriyor, değil mi?
Seyhan İbrahim Yıldırım:
Kesinlikle. Biz de yapay zekâ mimarimizi "explainable AI" olarak bilinen, kararlarını açıklayabilen sistemler üzerine inşa etmeyi planlıyoruz. Böylece bir işlemin neden onaylandığı ya da reddedildiği sistem tarafından geriye dönük olarak açıklanabilecek.
Finans gibi güven temelli bir sektörde bu düzeyde şeffaflık büyük önem taşıyor, biz de bu altyapıyı yakın dönemde devreye alarak kullanıcı güvenini daha da güçlendirmeyi hedefliyoruz.
10. Çağrı merkezi, operasyon ve compliance süreçlerinin ortak bir yapıda çalışması size nasıl bir güç kazandıracak?
Seyhan İbrahim Yıldırım:
Tam anlamıyla bütünleşik bir akıl. Yapay zekâ artık sadece veri toplayan bir sistem değil; analiz eden, davranışları okuyan ve her noktada kullanıcıyı koruyan bir yapı haline geldi. Biz buna "finansta empatik teknoloji" diyoruz.
Papel'de hedefimiz, teknolojiyi soğuk bir sistem olarak değil, müşteriyi anlayan, onun dilinden konuşan bir yapı haline getirmek.
11. Bu kadar güçlü bir teknoloji altyapısı kurmak bir fintek için büyük bir adım. Peki sizi diğerlerinden ayıran şey ne?
Seyhan İbrahim Yıldırım:
Bizim farkımız: teknolojiyi amaç değil, değer yaratma biçimi olarak görmemiz.
Kimi sadece ödeme altyapısı kurar, kimi sadece regülasyon tarafına odaklanır… biz bunların hepsini yakın gelecekte tek çatı altında, yapay zekâyla harmanlamayı planlıyoruz. Amacımız, kullanıcının güvenini kazanmak, hızı korumak ve aynı zamanda regülasyonlara yüzde yüz uyumlu kalmak — işte bizi farklılaştıran denge bu.
12. Son olarak, Papel kullanıcılarına bu dönüşümle ne söylüyor olacaksınız?
Seyhan İbrahim Yıldırım:
Aslında çok net: "Sizi tanıyan, sizi koruyan ve sizinle birlikte gelişen bir teknoloji deneyimi sunuyoruz."
Yapay zekâyı sadece sistemimize değil, deneyimin kalbine entegre edeceğiz. Çünkü teknoloji, insanı anladığında gerçekten anlam kazanıyor.
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:19
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 20 Kasım 2025 17:08 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















