Özel sektörün döviz riski büyüyor Sözcü Gazetesi
Sozcu sayfasından alınan verilere dayanarak, Ankara24.com duyuru yapıyor.
Özel sektörün yurt dışı kredi borcu, ulaştığı tarihi zirve seyrini sürdürüyor. Türkiye ekonomisinin önümüzdeki yıl, sadece özel sektör borcunun geri ödenmesi için, 64 milyar dolarlık döviz kaynağına ihtiyaç duyulacak.
Eylül itibarıyla özel sektörün yurt dışından sağladığı toplam kredi borcu 206.2 milyar dolara yükseldi. Bir ay öncesine kıyasla, borç yaklaşık 4 milyar dolar daha arttı.
İçeride, TL kredilerdeki yüksek faizler, özel sektörü giderek dışarıdan daha fazla borçlanmaya itti. Bu durum ekonomi yönetiminin işine geliyor. Çünkü dışarıdan alınan döviz borçlarının büyük bölümü, Türkiye’ye getiriliyor ve içerideki döviz rezervlerinin artmasını sağlıyor.
Ancak, geçmiş kötü hatıraların bize hatırlattığı gerçek; bu artışın kontrollü sürdürülmesi gerektiği yönünde. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, daha önceki Maliye Bakanlığı döneminde, özel sektör dış borcu fazla yükseldiği için sınırlama getiren yetkiliydi. Şimdi ise o eski düzeylere ulaşmasına rağmen Şimşek’in bu gelişmeden fazla kaygı duymadığını biliyoruz.
Konuyla ilgili olarak Bakan Şimşek’in görüşünü şöyle özetleyebiliriz: O yıllarda milli gelir rakamı şimdikine kıyasla çok düşüktü. O nedenle özel sektörün dış borcunun milli gelire oranı, o döneme kıyasla, şimdi çok daha küçük seviyede. Ayrıca şu anda kimlerin döviz kredisi aldığını çok daha yakından izleyebiliyoruz ve tehlikeli bir tablo gözükmüyor.
İTHALATÇI BİLE ALABİLİYOR
Yakından takipte, daha çok büyük şirketlerin yurt dışından döviz kredisi kullandığı, ayrıca döviz kazandırıcı işlem yapan, yani daha çok ihracatçı şirketlerin dışarıdan döviz kredisi kullandığı tespit edilmiş. Bu nedenle de artan döviz kredisi hacmini, ekonomi yönetimi, şimdilik, tehlikeli görmüyor.
Bakan Şimşek’in konuyla ilgili bu görüşlerini, yakın çevresine bu konuda yaptığı değerlendirmelerden biliyoruz. Bu değerlendirmenin doğru olduğu, eskisine kıyasla döviz kredisi borcunun, tehlikeli bir seviyede görülemeyeceği görüşüne katılıyoruz.
Ancak, yine de çok yakından takip edilmesi gerektiğini, kriz dönemlerinde, daha doğrusu panik halinde bu tablonun bile tehlikeli hale gelebileceğini hatırlatmak gerektiğini düşünüyoruz.
Çünkü bu durumu konuştuğum bankacılardan biri, “artık herkesin döviz kredisi almak için çalıştığını, çünkü çok kârlı hale geldiğini” belirterek şöyle bir örnek verdi: “Bildiğim bir ithalatçı şirket, zamanında ihracat belgesi de almış ama ihracat yapmıyor. Ama aldığı ihracatçı belgesini ibraz ederek, yurt dışından döviz kredisi kullandığı biliniyor.”
Yurt dışıyla yoğun ilişkileri olan şirketler zaten uzun zamandır, kârlı olduğu için, bu yolu deniyor. Son dönemde tek başına dışarıdan döviz kredisi alamayan şirketler de, aracı bankalar kanalıyla döviz kredisi temin etmeye çalışıyorlar. İhtiyacı olmadığı halde yurt dışından aldıkları kredileri içeride para ve sermaye piyasalarında değerlendirip, bu yoldan para kazanan şirketler olduğu da biliniyor.
Bir yıl içerisinde ödenmesi gereken 64.1 milyar doların, 41.1 milyar dolarlık büyük bölümü bankalara ait. Bankaların kredileri yenilemeleri, çok büyük bir kriz yaşanmadığı sürece, sorun olmayacaktır.
Yine de, burası Türkiye ve “Rahip Brunson” olayı nedeniyle çıkan ekonomik krizin hâlâ etkilerini yaşadığımızı unutmamak gerekiyor.
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:95
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 18 Kasım 2025 05:03 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















