NEBİ MİŞ Yeni yılda Ankara Şam eşgüdümünden ne beklenmeli?
Sabah sayfasından elde edilen bilgilere dayanarak, Ankara24.com duyuru yapıyor.
Takvime bağlanmış süre doldu. SDG, şu ana kadar mutabakatı çözüm için değil, geciktirici bir kalkan olarak kullandı. Yeni yönetime entegre olma konusunda somut bir adım atmadı.
10 Mart Mutabakatı'nda SDG'nin en önemli yükümlülüğü, "tüm sivil ve askeri kurumların, Suriye devletinin yönetim yapısına entegre edilmesi; sınır kapıları, havaalanları ile petrol ve gaz sahalarının devlet kontrolüne" geçmesiydi. Bunların hiçbirinde ilerleme sağlanmadı.
SDG, bu konuları, Şam ile derinlikli müzakere etme yerine, İsrail'e danışarak, Tel-Aviv ne dediyse onu uyguladı. Anlaşmaya yanaşmayacağını maksimalist taleplerle gösterdi. Hatta bir önceki gün Halep'te olduğu gibi Suriye ordusuna bağlı askerlere ya da sivillere saldırarak niyetini pekiştirdi.
Türkiye SDG'nin niyetini aslında uzun süredir biliyor. Ancak buna rağmen, istikrar çabalarında yeni yönetime zarar vermemek ve Şam'ın istikrarı ve meşruiyeti tahkim etmesine yardımcı olmak için iyi niyetli bir yaklaşım sergiledi. Müzakere yollarının ve süreçlerinin tümünün tamamlanması için zaman tanıdı. Ayrıca, içeride yürüyen terörsüz Türkiye sürecine zarar gelmemesi için azami bir çaba gösterdi.
Gelinen süreçte, SDG yönünü Ankara ve Şam'a döndürmedi. Türkiye'nin "Türk, Kürt ve Arap olarak bu coğrafyada hep beraber yaşama" çağrısına hâlâ olumlu cevap vermedi.
Önceki gün, Dışişleri Bakanı Fidan, Milli Savunma Bakanı Güler ve MİT Başkanı Kalın, Suriye Cumhurbaşkanı Şara ile görüştü. Dışişleri Bakanı Fidan yaptığı açıklamada, SDG'nin "entegrasyon görüşmelerinde ilerleme kaydetmeye niyeti olmadığını" bir kez daha açıkladı.
Suriye Dışişleri Bakanı Hasan Şeybani de benzer bir vurgu ile, "SDG'den anlaşmayı hayata geçirmeye yönelik bir girişim ya da ciddi bir irade görmedik. Sistematik bir oyalama söz konusu" dedi.
Her iki bakanın açıklaması bire bir aynı. Bu açıklamalar, mutabakatın son durumu ile ilgili tek taraflı bir bakış açısına dayanmıyor.
Yılın sonunda güvenlik, istihbarat ve siyasi ayakları olan bu ziyaretin, Türkiye'nin güvenliği ve Suriye'nin istikrarı için yeni adımların hazırlığı olarak görmek gerekir. Yeni adımı sadece, yakın dönemde bir askeri operasyon üzerinden okumamak gerekir. İki ülkenin güvenliği için daha uzun dönemli ve kalıcı unsurların hayata geçirileceğini öngörmek zor değil.
Suriye'nin yeniden yapılmasında Türkiye'nin tüm alanlarda katkı verdiği biliniyor. Bu sektörlerin en öne çıkanı askeri ve güvenliğe yönelik somut işbirliği alanlarını güçlendirmek.
Suriye'nin savunma ve güvenlik kapasitesinin artırılması için şu ana kadar yürütülen hazırlıklardan somut çıktılar görülmeye başlanacaktır. Bugüne kadar müşterek yol haritalarının oluşturulmasında epeyce mesafe katedildi. İstikrar ve güvenlik konusunda Suriye ordusunun eğitimi ve lojistiği konularında Türk ordusunun daha sistematik bir katkı vereceğini tahmin etmek gerekir.
Ayrıca Ankara, askeri olarak Suriye'nin bütünlüğü ve Türkiye'nin güvenliği için sınır ötesinde farklı şekillerde varlığını tahkim edecektir. Bu bağlamda, 2026 yılında birçok yeni gelişmenin yaşanacağını kestirmek zor değil.
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:41
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 24 Aralık 2025 07:00 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















