‘Krizler kaos yaratmıyorsa, bazen dönüştürücü olabilir’
Hurriyet sayfasından alınan bilgilere göre, Ankara24.com açıklama yapıyor.
Ekonomiyi yalnızca tablolar ve göstergeler üzerinden değil, bunları ortaya çıkaran davranışlar ve ilişkiler üzerinden de okuyan bir isim Prof. Dr. Emre Alkin. Bu yaklaşımını yeni kitabı ‘Menfaat Ekonomisi’nde daha geniş bir çerçeveye taşıyor. Prof. Dr. Alkin’le buluştuk; ona kitabını, ekonomik atmosferi ve bizleri ekonomik olarak nelerin beklediğini sorduk.
◊ Kitabın sorduğu bir soruyu sorarak başlayayım: Krizler sistemi ayakta mı tutuyor?
Krizler, eğer büyük bir kaos yaratmıyorsa sistemi dinç tutan süreçlerdir. İnsanların üzerinde verimli bir baskı oluşturur, çözüm yolları üretmeye zorlar, hareketlendirir. Kaosun olduğu yerde sistem, daha önce bulunduğu istikrar seviyesinde kalamaz; mutlaka aşağıya düşer. O yüzden krizler bazen dönüştürücü bir güç taşırken kaos, sistemi zayıflatır, kalıcı hasar bırakır. Kriz zamanlarında çok kolay para kazanıp bunun hep böyle süreceğini düşünenler büyük bir yıkım yaşar.
◊ Neden böyle bir yıkım yaşarlar?
Bu insanlar gelirlerini ya da varlıklarını koruyacak bir B planı yapmamışlardır. Kriz gelir ve gelir el değiştirir. Buna karşın çok zeki insanlar krizlerden menfaat sağlayabilir. Açlık sınırının altında yaşayanlar için kriz, sonrasında doğabilecek yeni düzenin kendi lehlerine olabileceği umudunu da barındırır. Kriz dönemleri bir yandan büyük kayıplar yaşanan, bir yandan da gelir seviyesi düşük insanların umutlarının arttığı zamanlardır.
◊ Ahlaki erozyonla ekonomi arasında nasıl bir bağlantı var?
İktisat kitaplarında ahlaktan pek bahsedilmez. Bunun nedeni iktisadı bilim olarak göstermek ve matematiksel modellemelere dayandırmaktır. Ama bu, iktisadın ahlaksızlığa izin verdiği anlamına gelmez. Kimse fakirin parasını çalmayı, vicdansızlık yapmayı teşvik etmez. Problem, kişisel menfaatlerin çoğu zaman toplum menfaatiyle çatışmasıdır.
◊ ‘Artık mesele, büyümenin rakamlarını değil, niteliğini tartışmak’ da diyorsunuz...
Kitap, insanların geleceği anlamadan yatırım yapmalarının onları yanlış kararlara sürüklediğini; kişisel menfaatlerin, firmaların menfaatlerinin, siyasetçilerin menfaatlerinin nerede konumlandığını, bunların nasıl sonuçlar doğurduğunu duygusallıktan uzak şekilde anlatıyor. Büyümenin niteliği refah artışıyla ölçülür. Ekonomi büyüyebilir ama adil dağılmıyorsa refah artmaz; bazı kişilerin serveti artar. ‘Menfaat Ekonomisi’ gelecekte iktidara talip olanların refahı nasıl arttırabileceklerine dair yol haritası sunuyor. Menfaat kavramının kötü bir şey olmadığını, meselenin bunu kurallı ve adil bir çerçeveye yerleştirmek olduğunu anlatıyor.
◊ 2026’da bizi neler bekliyor?
Merkez Bankası’nın yaptığı anketlerde bugünden bir yıl sonrası için yüzde 50’nin altında hayat pahalılığı bekleyen kimse yok. Sanayi de en az yüzde 40 civarında bir artış bekliyor. Ekonomi yönetiminin öngörüleri isabetsiz çıktığı zaman vatandaş kendi başına karar vermeye başlıyor. Bugün ihtiyacı olmasa bile üç ay sonra alacağını ‘gelecekte daha fazla para ödemeyeyim’ diyerek alıyor. Eskiden krizler aniden gelirdi. Bugün öyle değil. Yavaş yavaş sanayi tesislerinin, büyük müesseselerin ya ülkeden çıktığını ya da kapandığını göreceğiz. Türkiye sıkıntıya alışkın bir ülke. O yüzden 2026’da, 2025 kadar yüksek sesle şikâyet edeceğimizi sanmıyorum. Ama işlerin ciddi biçimde ferahlayacağı, “Sıkıntıdan kurtulduk” diyebileceğimiz bir tablo da beklemiyorum.
◊ Düşük maaşlar, barınma krizi, umutsuzluk... Dünyadaki gençler bu döngüden nasıl çıkabilir?
Bir işten aldığınız ücret sizi refaha ulaştırmayacaktır. Bazı kabiliyetlerinizi eğitimlerle sivrilterek, ek gelir elde etme imkânı oluşturmalısınız. Önemli olan ‘Neye kabiliyetim var’ sorusunu sormak, bu kabiliyeti kendinizi daha iyi hissettirecek bir değere dönüştürmek için nasıl kullanabileceğinizi düşünmek. Asıl tehlike, çare aramaktan vazgeçip alışılmış mutsuzlukta ısrar etmek.
◊ Geçen ay Gustav Klimt’in ‘Elisabeth Lederer’in Portresi’ isimli eseri modern sanat tarihinin en pahalıya satılan eseri (236,4 milyon dolar) oldu. Sonrasında benzer rekorlar kırıldı. Uzmanlar büyük buhranlar ve savaşlar öncesi bu tarz rekorların kırıldığını söyledi. Netflix’in HBO Max gibi büyük bir şirketi satın alması, şirketlerin ortaklaşmasıyla ilgili de ‘Ekonomik kriz ya da savaş alameti’ dendi. Sizce de öyle mi?
İktisat tarihine bakıldığında, büyük buhranların gelişini sanat eserlerinin aşırı değerlenmesinde değil, her gelir düzeyinde insanların satın alabileceği mal ya da hizmetlerin fiyatlarının aşırı yükselişiyle gözlemliyoruz. Belki bu esnada sanat eseri gibi tam olarak paha biçilemeyen varlıklar olmayacak fiyatlara yükselip el değiştirmiştir. Ciddi kaynak taraması yapmadan böyle bir iddiada bulunmayı riskli buluyorum. Dünyanın en büyük sorunu hem kamu hem özel sektörün ciddi bir borçluluk içinde olması. Firmalar belki ülkelerin milli gelirlerinden daha fazla piyasa değerine kavuşuyor ama likidite açısından hep sıkıntıdalar. Şirketler, aynı piyasada birden fazla mecrada olarak yüksek gelire kavuşmaya ve likit kalmaya çalışıyorlar. ‘Batmayacak kadar büyük’ deyimi artık geçerli değil. 2008 krizinde dünya öğrendi bunu. Ancak tarih tekerrürden ibarettir. Bu bahsettiğimiz dev firmaların dev de borçları var. Dolayısıyla ölçeğe ulaşmak başarının tek anahtarı değil.
‘Rektörlük bir orkestra yönetmeye benziyor’
◊ Çoklu kariyer yolunu seçmiş bir isimsiniz. Sosyal medyada ürettiğiniz içerikler, akademisyenlik, yazar-lık derken 2021 yılından beri Topkapı Üniversitesi’nin rektörlüğünü yapıyorsunuz. Rektörlük nasıl gidi-yor? Burada yönetim, bir orkestrayı yönetmeye benziyor. Orkestra şefi, beraber çalıştığı insanların eğitimini ve kalitesini mümkün olan en üst düzeye çıkarır ve en zor işi, o insanların kendi içinde, uyumla bitirme-sini sağlar. Kendimi onların üzerinde oturan bir otorite gibi değil, bir katalizör gibi görürüm. Hayal ettik-leri şeylere ulaşmaları için gereken hızlandırıcı etkiyi sağlamak benim görevimdir. Yönetim anlayışımı da bu çerçevede kuruyo-rum.
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:73
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 21 Aralık 2025 07:25 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















