İnsanımızı bu duruma düşürenler Sözcü Gazetesi
Sozcu sayfasından alınan bilgilere göre, Ankara24.com açıklama yapıyor.
Sevgili okurlarım kim olursanız olun, hangi partiye destek verirseniz verin, bu memlekette olanlar konusunda herhalde fikriniz vardır.
Bu dönemde yaşadığımız ve tanık olduğumuz olaylar gerçekten muhteşem!..
Muhteşem ama olumlu yönde değil.
Milyonlarca insanımız televizyon kanallarını izliyor, gazete okuyor ve Türkiye’de neler olduğunu kendi çapında görüyor.
Onların bir kesimi her seçimde ısrarla AKP’ye oy verenler.
En çok onların düşüncelerini merak ediyorum.
O vatandaşlar acaba Türkiye’de mi yaşıyor, yoksa uzaydan mı geldiler! Kendilerini bırakalım bir yana, çevrelerinde olup bitenleri bu vatandaşlar acaba halen algılamıyor mu!
Örneğin haberleri izlerken karşılarına çıkan olaylar ve ülke gerçekleri onları utandırmıyor mu, “Bu ne biçim iş arkadaş, biz geçmişte böyle değildik” dedirtmiyor mu!
Evlerimizde her akşam haber saatlerinde cinayetler, tecavüz olayları, yolsuzluklar, devletin ve milletin nasıl soyulduğu, sokaklarda izlediğimiz kavgalar, başta emekliler olmak üzere hayat pahalılığı altında ezilen milyonların haykırışları, katiller, sapıklar, memleketi soyanlar, karşılıklı hakaretler, dolandırıcılar ve özellikle de toplum üzerindeki baskılar, haksızlık ve adaletsizlikler...
Yeni Türkiye, AKP’nin Türkiye’si işte bu!
★★★
Birbirimize karşı saygımız ve sevgimiz kalmadı. Herkes kendi çıkarlarının peşinde.
Suç oranlarında korkunç bir artış var.
Ekranda bazen o sokak kavgalarını, çete savaşlarını izledikçe şaşırıyoruz.
Bazen genç kızlar bile birbirleriyle dövüşüyor.
Her gün kadın cinayetleri var.
Herkes birbirini dolandırıyor.
Yargı derseniz adeta iktidarın sopası olmuş. İktidardan yana olmayan muhalefet kesimi üzerinde anormal baskılar var. Adamına göre yeni suçlar oluşturuluyor!
Seçimle muhalefetin eline geçen belediyeler, Büyükşehirler dahil tek tek baskına uğrayıp yeniden iktidara teslim ediliyor.
Başkanları tutuklu!
★★★
Peki ama böyle bir ortamda biz gazeteciler ne yapıyoruz!..
Hiç kuşkunuz olmasın benzer baskılar bizim üzerimizde de var. Bunu sık sık yaşıyor ve hissediyoruz.
Burada size açıkça bir itirafta bulunayım. İktidar yalakası olmayan, yandaş medyada çalışmayan gazeteciler olarak her haberi veya her siyasi yazıyı yazmadan önce ister istemez düşünüyoruz...
“Başıma iş açılır mı!”
Çünkü gözaltına alındıktan sonra işin nereye varacağını bilmek mümkün değil. Tutuklamaya kadar gider.
Size kendimden bir örnek vereyim...
Yazmı yazıyorum, sonra ne olur ne olmaz diye bir kez daha okuyorum. Okurken bazen ‘Bu bölüm dava konusu olabilir’ diye bazı cümleleri çıkarmak zorunda kalıyorum. Bu saatten sonra ‘kahramanlık’ peşinde koşmanın anlamı yoktur.
Çünkü aksi takdirde başıma ne gibi işler açılacağını geçmişte yaşadıklarımdan yola çıkarak iyi bilen biriyim.
İşin başka bir boyutuna değineyim. Bizim yazılarımız acaba nerede ve kimler tarafından en büyük dikkatle okunuyordur?
Saray’da, konuyla ilgili savcılıklarda ve hükümet kesiminde!
Bakıyorlar yazıda gözaltı ya da dava konusu olması mümkün bazı bölümler var mı diye! Yani o gözle ve büyük bir dikkatle okuyorlar.
Bu iktidarın çok önemli bir taktiği daha var...
Gazeteci ne yazarsa yazsın, kendisine yanıt verilmeyecek. Gerekiyorsa ifade vermeye savcılığa sevk edilecek ama yazının konusu tartışmaya açılmayacak.
★★★
Sevgili okurlarım memleket gerçekleri ortada...
Türk toplumu bu iktidar döneminde cinnet geçiriyor! Milyonlarca insanımızın sinirleri gergin, ruh sağlığı altüst oldu.
Günlük yaşamda hepimiz bu gerçek olguyu her zaman ve sık sık yaşıyoruz.
Toplum ‘manevi değerlerinin’ çoğunu yitirdi. Biz artık eski Türkiye değiliz.
Bazı ülke sorunlarını birtakım önlemler alıp düzeltmek mümkündür. Örneğin enflasyon yükseldiği takdirde mali ve ekonomik önlemler alınır, sorun masaya yatırılır ve çözülür.
Ama bir toplum ahlak değerlerini yitirirse, karşısına her gün çıkarılan bir sürü pislik karşısında çaresiz kalırsa, sömürü düzenine tabi kılınırsa, hukuk ve adalet kavramlarına güvenini yitirirse, o toplumda herkes kendi başının çaresine bakar...
Sinirler artık gerilmiş, bireylerin ruh sağlığı bozulmuştur.
Biz şimdi toplum olarak işte bu aşamaya geldik. Güveneceğimiz kurumlar ve kavramlar özellikle, bilinçli olarak yok edildi. Biz artık eski Türkiye’de yaşamıyoruz, ‘ne derdiniz varsa kendiniz çözün’ anlayışıyla yönetiliyoruz.
Bunun düzeltilmesi çok zor olacak.
Peki ama bu gidiş nereye kadar devam eder?
Onu kimse bilemez ama yazarı bilinmeyen kısa bir şiirde o konuya değinilmiş...
“Hasan dağı arpalıktır
eğer saban yürürse
Her kümesten bir tavuk
eğer köylü verirse
Her derede bir değirmen
eğer suyu gelirse
Güzel gidiş bu gidiş
eğer sonu gelirse.”
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:95
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 07 Kasım 2025 05:01 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















