İlhan Selçuk.. Ayşe Barım.. Masumiyetin Katli!
Ankara24.com, Halktv kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
Karanlık Çağ’da kim bilir kaç kadın cadı olmakla suçlandı. Dünyanın en vahşi usulüyle yargılandı.
Kadınlar bağlanarak göl, nehir ya da büyük bir havuzda suya batırılırdı. Eğer bu testten ölmeden geçerse cadı olduğuna hükmedilir ve yakılırdı.
Eğer geçememişse zaten ölmüş olacağı için yargılama noktalanırdı.
Aynı çağda, isterik bir grubun hezeyanı da şüpheli kişinin hemen oracıkta infaz edilmesiyle sonuçlanırdı.
Öyle görünüyor ki yüzyıllar boyu, az gitmiş uz gitmiş… Ve bir arpa boyu yol katetmişiz!
Aydınlanma Çağı’nın hukuku ile gelinen noktadaki “MASUMİYET KARİNESİ” masal olmuş!
Nedir o karine?
Kişi suçluluğu kanıtlanana kadar masumdur.
Oysa bugünkü cadı avında “masumiyetinizi kanıtlayıncaya kadar suçlusunuz”..
İroni falan değil. Ekran tartışmalarından sıradan vatandaşlara kadar, aynı hukuksuz ve ahlaksız yorumlara tanık oluyoruz.
Bugün Ayşe Barım, açık kalp ameliyatı gibi son derece kritik bir işlem için masaya yatacak.
Eğer -ümit ettiğimiz gibi- en azından kalp açısından sağlığına kavuşmuş olarak uyanırsa beynindeki balonlarla cezaevine geri gönderilecek.
Eğer en kötü ihtimal gerçek olursa, masumiyetinin kanıtlanması hakkı elinden alınmış olacak.
İlhan Selçuk’la son konuşmamızı hatırlıyorum. Kalp krizi geçirdikten sonra kaldırıldığı hastanede telefonla aramış.. Şifa dileklerimi iletmiş.. Sonrasında da CNNTÜRK’te devam eden programıma davet etmiştim.
Kibarca gülmüş ve “bu odadan çıkabileceğimi sanmıyorum” demişti. Nitekim çıkamadı ya da öylesine ağır bir darbeye maruz kalmıştı ki, çıkmak istemedi!
O vakitler ERGENEKON adı verilen cadı avında tutsaklığın dışında aşağılamanın da yaygın bir YÖNTEM olduğunu biliyordu. Aşağılanmaktansa ölmeyi tercih etmişti!
Herkesin kötü muameleye, haksız hapse, karanlığa, yasa tepkisi farklıdır.
Kimisi, mesela Selahattin Demirtaş gibi yıllarca ailesinden uzakta hapse dirençle katlanır.
Ya da Osman Kavala gibi süreci okumak ve düşünmekle değerlendirir. (Hücresinden yazdığı son yazıyı okuyun lütfen)
Bazıları da yaşatılan kabustan “ölmek suretiyle” firar etmek ister.
Hele masum olduğunu anlatamıyor, dinletemiyorsa!
Ayşe Barım herhalde son zamanların en ilginç örneklerinden. Ajansına bağlı ünlü isimleri Gezi’ye çağırarak gösterileri kışkırttığı ve bu yolla hükümeti devirmeye teşebbüs suçu işlediği iddia ediliyor.
Ancak yargı, bu iddiayı somut kanıtlarla destekleyemediği gibi, tam aksi bir tablo ortaya çıkıyor. Ne var ki bu, hiçbir işe yaramıyor! Ünlü bir sanatçı, “beni Gezi’ye çağıran Ayşe Barım değil, Yavuz Bingöl’dü” dediğinde kaşlar kalkmıyor.. Yavuz Bingöl ifadeye çağırılmıyor. Çağırılması şart değil elbette.. Ama o da ağzını açıp açıklama yapmıyor.
Sonra zaten bir bakıyoruz ki, makam odasında oturmuş Bahçeli’ye saz çalıp türkü söylüyor.
Bugün, Ayşe Barım için kritik bir gün. O yüzden yazımda daha ziyade ondan söz ettim.
Oysa başta İmamoğlu, sayısız isim, “hadi bakalım masumiyetini kanıtla” diye kilit altında. “Çağdaş hukukta böyle olmaz” demeden, İmamoğlu’nun masumiyetini kanıtlamaya uğraşan avukatı da cezaevinde.
Elde var, yıllar yıllar sonra neyin hesabını sorduklarını bile anlayamadığımız bir DİPLOMA meselesi.. Bir de baştan Erdoğan olmak üzere memleket ahalisinin kibarlıktan döküldüğü bir zamanda, muhatabı ısrarla inkar edilen AHMAK ifadesi..
Kalanı, itirafçılara dayandırılmış, savunmanın pek çok kanıtına rağmen yandaş medya tarafından doğru diye çoktan hüküm verilmiş tuhaflıklar silsilesi..
Yeri gelmişken hatırlatmak isterim. Bu ülke çok büyük acılara sahne oldu. Madımak’tan Kahramanmaraş’a.. Gar katliamından Deniz’lerin idamına.. Uğur Mumcu’dan Abdi İpekçi’ye sayısız gazetecinin, aydının öldürülmesine…
Cumhuriyet’i savunanlar, Atatürkçüler, solcular, sosyalistler, Aleviler yıllardır hedefte.
Biliyorum, 15 yaşımdan itibaren tanık olduğum ve sonrasında bir gazeteci olarak gerçeklerini anlatmaya uğraştığım Kürt meselesi de aynı biçimde çok can aldı, çok can yaktı.
Kürtler kaç nesil acıyla, cezaevlerinde işkencelerle cendereden geçirildi.
Mağduriyet listesi uzayıp gitti.
Siyasal İslamcıların başörtüsü üzerinden yürüttükleri bitmek bilmeyen mağduriyet edebiyatını da hatırlatayım.
“EN MAĞDUR BİZİZ” yarışmasının sonuna gelmeliyiz artık.
DEM’in İmralı heyeti üyesi Pervin Buldan buna dair çok ilginç bir açıklama ile gündeme geldi. Her fırsatta Kürtler’in ve özellikle Öcalan’ın mağduriyetini dile getirirken bir anda karşı kaldırıma geçip “kendilerine yapılmasını asla istemeyecekleri muameleyi” talep etti:
“Sayın Öcalan son görüşmede çok rahatsız olduğu bir mesele üzerinde durdu. Ciddi eleştirileri var. Hala birçok kanalın ve yorumcunun geçmişteki düşmanca dili sürdürdüğünü ve bu çevrelerin derdinin çözüm ve barış olmadığını, hamaset ve düşmanlık olduğunu açıkça ifade etti. Bazı yorumcuların, habercilerin, kanalların sürecin aleyhine yorumlar, ifadeler kullanması bizim çözeceğimiz bir sorun değil. Çünkü baktığımızda bugün medya da hükümetin elinde, yargı da AKP’nin elinde. Her gücü olan, yaşamın her alanına hakim olan bir iktidardan bahsediyoruz. Dolayısıyla bütün bunları iyileştirmek, ortadan kaldırmak yine iktidarın görevi. Ama bu konuda da bir ilerleme kaydedilmediğini de belirtmek istiyorum.”
Süreci eleştirenlerin “İKTİDAR TARAFINDAN SUSTURULMASINI” istemek ne anlama geliyor? Yazmaya bile gerek yok herhalde!
Kendi adıma söyleyecek olursam, sayısız kereler iktidar tarafından susturuldum.
Kah kovulmam sağlanarak, kah RTÜK eliyle programıma verilen ölçüsüz cezalarla.
Biliyor musunuz, bunların çoğunda suçlama “terör örgütü propagandası” yapmaktı. Hatta Medya Mahallesi’nin bir günde buharlaşmasının nedeni de, son derece ilgisiz bir konuda aynı iddiaydı.
Davada beraat kararı verildi ama savcı itiraz etti. Yeniden yargılayacaklar. Bakalım bu sefer, Pervin Buldan’ın ifadesiyle “yaşamın her alanına hakim olan iktidar” ne yapacak!
Ama elbette asıl soru şu: Ekrem İmamoğlu aday olamasın diye başlatılan kumpas kampanyası ile “Türkiye’ye ne yapacak!”
Görüntülenme:59
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 13 Ekim 2025 09:14 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda
İletişim








En çok okunanlar



















