İletişim Başkanlığı’na acil çağrı
Ankara24.com, Halktv kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
Trump’ın başkanlığına daha yıllar vardı. Ama biz onu İstanbul’a konduracağı Trump Tower ile konuşmaya başlamıştık.
Tower şehrin kalbine saplanan bir bıçak gibi yükseldi. Bitti. Sıra satış için pazarlamaya geldi.
İşte o günlerden birinde Mehmet Ali Birand müjdemi verdi:
“Doğan Medya’da VİP isimlere özel indirim yapılacak. Ben senin adını da yazdırdım. Aşağıdaki VİP salona koş, kayıt yaptır.”
Önemli kişi listesine girmek iyiydi hoştu da, bende oralardan ev alacak para ne arardı ki!
Zaten, oradan alınacak yere ev dememden belliydi.. Deyip pas geçtim.
Birand ısrar etti:
“Canım sen de 1 artı 1 alırsın. 750 bin dolar bir şey, ayrıca indirimi var!”
“Aaa öyle mi” dedim, “hemen gidip yazılayım.”
Trump’la, kendisinin maalesef haberdar olmadığı böyle bir hatıram var.
TC vatandaşı olarak da kendisini, ailenin tümünü kandırıp tek başına mirasa konan hayırsız dayı gibi görüyorum. Sanki buralardan, içki içmese de her dem sarhoş bir dayı! Çenesi düşük, patavatsız!
Mısır’daki zirve öncesinde İsrail parlamentosunda konuşurken, öyle bir günde bırakın son söyleyeceğini başta söylemeyi.. Asla dile getirilmemesi gerekeni söyleyiverdi mesela:
“Netanyahu beni çok sık aradı. ‘Şu silahı bu silahı bana sağlar mısın’ dedi. Biz de ürettik ve yolladık. Çok iyi kullandınız. Böylelikle barış ortaya çıkabildi.”
Trump bu konuşmasıyla İsrail parlamentosunu karıştırıp Mısır’a uçtu.
Arap dünyasının liderleri ve nedense bizi o dünyaya götürmeye hevesli Erdoğan ile buluştu.
İmzalar, ikili fotoğraflar.. İletişim Başkanlığı’nın üzerimize boca edeceği bol malzeme vardı zirvede. Ama bize sanki BİR ŞEY DAHA LAZIMDI!
Türkiye’de vatandaşın “vay be helal olsun Reis’e” diyeceği bir şey.
Derken akıllı telefonlara mesajlar düşmeye başladı.
Reis’in uçağı tam tekerlekleri açmış inecekken pisti pas geçip yükselmiş. Dakikalarca havada tur attıktan sonra inmiş.
Peki neden?
Bu kritik soru sonrası, geziye katılan önemli gazetecilerden farklı senaryolar dinledik:
“* Netanyahu’nun zirveye geleceği duyumu üzerine, Erdoğan ‘o varsa ben yokum’ dedi. Yanıtını alıncaya kadar da uçağı indirtmedi.”
* Tam Erdoğan’ın uçağı alçalmaya başlamıştı ki, bir başka uçak piste yöneldi. Bu yüzden pas geçildi..
“ * Saray’a en yakın gazetecilerden Abdülkadir Selvi de, yazısıyla ‘ikinci one minute’ heyecanını öldürüverdi:”
“Tam 12.44’te uçağın tekerleri açıldı. Havaalanına doğru inmeye başladık. Tekerler piste değmek üzereyken tam saat 12.47’de uçak burnunu havaya kaldırıp havalandı. O anda Netanyahu’nun zirveye katılmasını protesto edip dönüyor algısı oluştu. O sırada arka kapı diplomasisinde neler yaşandı bilmiyoruz. Uçağımız havada bir tur attı, saat 13.06’da tekrar inişe geçtik. Cumhurbaşkanının uçağının tekerleri piste değerken Netanyahu’nun zirveye katılmayacağı haberi geldi. Derin bir oh çektim. Uçağın pisti pas geçmesinin Netanyahu’nun zirveye katılıp katılmayacağı ile bir ilgisi olup olmadığını o sırada öğrenemedik. O sırada saatler 13.09’u gösteriyordu. Uçak havada 19 dakika tur attı. Erdoğan tam 13.36’da havaalanına indi. Netanyahu’nun zirveye katılacağı haberi ile uçağın pisti pas geçmesi aynı zamana denk gelince, “İkinci one minute” olayı mı yaşandı havası oluştu. Ama uçağın pas geçmesi olayının teknik bir olay olduğu ortaya çıktı. Pistte uçak olduğu için pas geçilmiş.”
Gerçi ilk “one minute” vakasının üzerinden 16 yıl ve çok enflasyon, çok hukuksuzluk, çok dert geçti. Yine de ikincisini görenleri biraz da olsa coşturabilirdi.
Pistte başka bir uçak olduğunu sonradan öğrenir, o zamana kadar Reis’i övebilirdik.
Hatırlarsınız mutlaka, Davos’ta Erdoğan İsrail cumhurbaşkanı Simon Peres’e saydırdıktan sonra sinirle ayağa kalkıp paneli terketmişti de… Nerdeyse anında metro ve otobüs saatleri sabaha karşı 03.00’e kadar uzatılıvermişti de.. İstanbullular o saatlerde nerden bulduysa aynı boyutlarda bayraklarla yollara düşüp havaalanına koşmuştu da..
Zaferi günlerce konuşup yazmıştık! Falan..
Meğer salonun dışında Erdoğan; tepkisinin İsrail halkı ve Şimon Peres'e değil, söz hakkı vermeyen moderatöre olduğunu belirtmişti.
Bana öyle geliyor ki, Erdoğan’a oy veren milyonlar 16 yıl sonra bundan hala haberdar değil. Mısır’daki uçak meselesinin de Netanyahu’ya rest olduğunu düşünüyor.
İşte bu noktada, İletişim Başkanlığı’ndan acil bir açıklama bekliyorum.
Olur da dezenformasyon tuzağına düşerim korkusuyla gerçeği ennn resmi ağızdan duymak istiyorum.
Tamam, Trump’a ne verdiğimizi açıklayacak değiller.. İsrail ile şu son iki yıl içinde ticaret nasıl devam etti, bunu açıklayacak halleri de yok elbette.
Ama uçağın tekerleklerine ne oldu, en azından bunu öğrenmek hakkımız diye düşünüyorum.
“HAK” demişken, Ankara kulislerinde Öcalan’a “UMUT HAKKI” ihtimalinin olmadığı konuşuluyormuş.
Mısır rüzgarı hafifleyince bakalım nasıl bir süreç kavgasına tanık olacağız.
Erdoğan’ın vaktiyle dediği gibi, “KİMLEEER KİMLERLE BERABER” göreceğiz!
Not: Trump Tower’daki 1 artı 1 yerin fiyatından emin değilim. Birand 75 bin dolar da demiş olabilir. Benim açımdan farketmez de fiyatları bilenlerin yalancı demesini istemem!!
Not 2: Hayır! Birand ev ya da ofis, her neyse almış mıdır, hiçbir fikrim yok.
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:97
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 15 Ekim 2025 09:03 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















