Ankara24.com
close
up
Menu

T.C. ESKİŞEHİR 1. AĞIR CEZA MAHKEMESİ

Estetik bağımlısı sosyal medya fenomeninin şüpheli ölümü tartışma yarattı

Lokanta sahibi fenalaşan müşterisini kalp masajıyla hayata döndürdü

Afyon da Zihinsel Engelli Adamın Ölümü: Aile Üyeleri Tutuklandı

Bilgili’den de 500 bin dolar rüşvet almış Yerel Gündem Haberleri

Paslanmaz çelikte ek vergi gelirse 300 bin kişi işini kaybedebilir

Bakan Ersoy dan Kültür ve Turizm Bakanlığı bütçesinin kabul edilmesine ilişkin açıklama

Bakan Kacır: Sanayi üretiminde katma değerimiz 241 milyar dolara yükseldi

Bakan Bak: 1 milyon öğrencimizi yurtlarımızda ağırlıyoruz

35 kişiye mezar olan Ezgi Apartmanı davasında bilirkişi krizi

Otomobil tırın dorsesine saplandı:1 yaralı Önce sürücü sıkıştığı araçtan sonra da otomobil, sıkıştığı tırdan kurtarıldı Bartın Haberleri

Kaçak tekne operasyonu: 15 yıldır ilk kez böyle bir olay yaşıyoruz Kocaeli Haberleri

Almanya, katil İsrail den Batı Şeria’da yeni yerleşim yerleri kurulması kararını derhal durdurmasını istedi

Geminid meteor yağmuru Türkiye den görülecek mi? Geminid meteor yağmuru ne zaman, saat kaçta? Yılın son meteor yağmuru Geminid!

Menteşe de motosiklet tıra çarptı: 1 ölü Muğla Haberleri

TIR servis minibüsüne çarptı! Feci kazada 9 kişi yaralandı

AK Partili Türkyılmaz dan İSPARK a fahiş zam eleştirisi!

Bir Akdeniz de bir Karadeniz de: 10 dakika geçmeden iki deprem üst üste!

İBB dosyasında uydurma beyan tarih çelişkisi ne takıldı: Bir gün sonra yeni ifade alındı

Kentte bir ilki başaran kadın, nazara geldi

Hera Büyüktaşcıyan Arter’de: Görünür ile görünmez arasında bir yolculuk Agos

Hera Büyüktaşcıyan Arter’de: Görünür ile görünmez arasında bir yolculuk Agos

Agos sayfasından elde edilen bilgilere dayanarak, Ankara24.com duyuru yapıyor.

Arter’in üçüncü katında izleyicileri bekleyen “Hayalet Kuartet” sergisi sanatçı Hera Büyüktaşcıyan’ın hafıza, kimlik ve doğa katmanlarını görünür–görünmez sınırlar üzerinden yeniden yorumlayan eserlerini bir araya getiriyor.

Hera Büyüktaşcıyan’ın  Arter’deki yeni sergisi “Hayalet Kuartet”, kentin tam ortasında, iki tepe arasına sıkışmış güçlü bir hafızayı yeniden tartışmaya açıyor. Sanatçı, kişisel belleğiyle Kurtuluş ve Tarlabaşı’nın sarsıntılarla dolu geçmişi arasında kurduğu bağ üzerinden, görünmeyen katmanların bugüne nasıl sızdığını takip ediyor. Büyüktaşçıyan’ın Arter koleksiyonundaki eserlerinin yanı sıra bu sergi için özel üretimlerini bir araya getiren sergi, mekânı dört bölgeye ayırarak izleyiciyi zamanın, seslerin ve izlerin birbirine karıştığı çok katmanlı bir yolculuğa çıkarıyor.

Taşçıyan’la Arter’in 3. katında izleyicileri bekleyen sergisini konuştuk.
Sergiye hazırlık sürecini sizden dinleyebilir miyiz?

"Hayalet Kuartet" bir nevi, hayatımın büyük bir kısmının geçtiği iki tepe arasında yerleşmiş olan Arter’in konumunun yarattığı çağrışımlar, tezahürler ve yüzleşmeler üzerinden şekillendi. Serginin küratörü Nilüfer Şaşmazer ile sergi mekanında yaptığımız ilk keşif buluşmalarında ve sohbetlerimizde, bu alanın bende bıraktığı izlenimlerin tetiklediği çeşitli anlar ve anılar su yüzüne çıkmaya başladı. Çoğunlukla mekânla düşünen birisi olarak, mimarinin yapısal unsurlarıyla dışarıdaki alan arasında kurduğum benzerlikler zamanla benim için, öznel, toplumsal ve çevresel katmanların iç içe geçtiği farklı zaman dilimlerini birbirine bağlayan bir rotaya dönüştü. 

Sergide bazı eski tarihli eserler yer aldığı gibi, oluşan bu yankılardan yeni üretimler de ortaya çıktı. Ve bu vesileyle birbirinden farklı yer ve zamansallıklardan gelen yaratımların yan yanalığı bahsettiğim bütün bu zamanlar, varoluşlar ve karşıtlıklar arası eşikleri, bu iki tepenin ortasında bulunan müzenin içinde akıtarak, bir tür peyzaj içinde peyzaj yaratmış oldu. Yani dıştakini içe alan, içtekini dışa çıkaran hibrit bir ortam inşa etmesine vesile oldu da denebilir. Sergi kurgusu kendi içinde barındırdığı katmanlarla melezleşmiş bir yan yana duruş önerirken, bir yandan da üzeri örtülü olanları sesler, formlar, renkler, elementler ve izler ile yüzeye taşıyor da diyebilirim. Sergi, galeri mekânını Nekropolis, Avlu, Cadde ve Bakış olmak üzere dört bölgeye ayırıyor. Her biri mekân içinde alt mekânlar, zaman içinde zaman dilimleri inşa ediyor ve bunu yaparken de görünen katmanların ötesinde saklı ve artık sadece cadde ve sokak isimleriyle varlıklarına dair ipuçları sunan doğa tahayyüllerine yer veriyor. Bu anlamda dört farklı zaman dilimine ve dört elemente de işaret ederek, doğa, tarih, bellek ekseninde şekilleniyor.

Kurtuluş ve Tarlabaşı’nın kişisel tarihinizdeki yeri serginin omurgasını oluşturuyor. Bu iki semtin hafızasında size en çok çarpan ‘kırılma anı’ neydi ve bunu mekâna nasıl taşıdınız?

Dolapdere eksenindeki Kurtuluş ve Tarlabaşı tepeleri benim için her zaman iç içe geçmiş bir eşikler bütünü gibiydi. Her ne kadar bu iki bölgeyi hayatımın farklı dönemlerinde deneyimlemiş olsam da birini diğerinden ayrı düşünemiyorum. Bunu hem kent deneyimi üzerinden hem de tarihsel bağlamda söylüyorum. Her iki tepe arasında dolanarak geçirdiğim tüm zamanları düşündüğümde, gördüğüm, gözlemlediğim her bir detay duyusal bir külliyatın parçası olarak içimde yer etmiş gibi. Bu oraya dair hissettiğim aidiyetin de ötesinde, biriktirmiş olduğum tüm kayıp hikâyelerini ve yokluk olgusunu burada benimsemem ve onlarla büyümemden kaynaklı sanırım. Yani yoklarla (veya artık olmayanların izleriyle) beraber yetiştiğim ve onları görmeyi öğrendiğim topografik bir eksen söz konusu. Ancak şu an düşündüğümde Kurtuluş kendi içinde tüm kırılmalara rağmen halen kendini var etmeye çalışan bir alan olarak bir nevi yaşayanların dünyası gibiyken, Tarlabaşı daha çok görünmezlerin diyarı gibi hissettiriyor bana kimi zaman. Ancak sayısız sarsınıtlara tanıklık etmiş bu eksen içerisinden sanırım beni en çok sarsan, 1929 yılında gerçekleşen Tatavla Yangını ve ardından gelen artçı sarsıntılar diyebilirim. Özellikle müzenin, bu felaketin yaşandığı tepenin eteklerinde yer alması ve bir nevi sergi katında dışarıyı gösteren tek pencereden bu külliyata bakma hali beni derinden etkilemişti. Gözümüzün önünde yükselen kentsel yüzeyler bütününün ardında saklı olanın ne kadar görünür olup ne kadar bilinmezliğe gömüldüğünü ve bir nevi bizi çevreleyen yüzeylerin biriktirdiği gerilimi bana sıkça düşündürdü diyebilirim. Bu bir şekilde Ateş Kuşları isimli yerleştirmenin ortaya çıkmasına vesile oldu. Sergi mekanının çeşitli yerlerinde kırılgan koloniler olarak toplaşmış bir grup porselen kuş ağızlarında adeta bir felaketin ardından toplanmış gibi bir izlenim veren hafif yanık parçalar biriktirerek, yeni temeller inşa etme çabasındalar. Diğer bir yandan, Bir Takımada Fügü isimli eser, sergi mekanında dış dünya ile bağımızı oluşturan tek pencerenin olduğu odada yerleşerek, zamanın ve sarsıntıların döngüselliğinin beden bulduğu eski Tatavla tepesiyle bakışımız arasında bir aracıya dönüşüyor. 

Sergininin edebiyattan da beslendiğini görüyoruz. Siz bu beslenme halini nasıl anlatırsınız?

Edebiyat, özellikle de şiir, çevremi ve kendi dünyamı anlamlandırmam kadar bir şeyleri söküp yeniden inşa etmeme de alan açıyor ve farklı görme biçimleri sunuyor. Tanıdık bir hissiyatın, anlatının veya tarihsel deneyimin beklenmedik bir coğrafyadaki yankısının size ulaşmasını sağlıyor ve görünenin ardına bambaşka bir yerden bakmayı öneriyor aslında. Birbirinden farklı durum ve zamansallıklardan gelen unsurların aynı düzlemde var olmaları ve çatışmaları, kelimeler dünyasındaki yansımalarıyla bir nevi malzemeye ve forma bakışımı etkileyebiliyor; zamanla da görsel dilimde çeşitli biçimlerde su yüzüne çıkıyor.
 Yol gösterici olarak gördüğüm sayısız şair ve yazar var elbette. Ancak bu sergi bağlamında bahsedebileceğim başlıca isimlerden biri, sergi isminin ortaya çıkmasına vesile olan ve bir nevi kavramsal alt yapısının temelini oluşturan T. S. Eliot’un Dört Kuartet ’ine yaptığım göndermedir.
Eliot ’un zamansallıklar arası geçişi, görünmeyen ritimleri ve doğa, mekân ve bellek arasında kurduğu o katmanlı dil, serginin düşünsel zeminini şekillendiren ve eserleri, farklı zaman ve yerlerden gelmelerine karşın, yan yana duruşlarını destekleyen bir aracı oldu diyebilirim. 
Aynı şekilde Kathleen Raine, Virginia Woolf gibi yazarların da yankılarını gerek kimi eser isimlerinde gerekse serginin düşünsel belkemiğinde hissetmek mümkün. Doğa, tarih ve insan deneyimi arasındaki döngüsel kader birliklerine, zamanın külliyatını kaydediş ve bedenleştirme biçimlerimize, hafızanın ve üzerinde durduğumuz zeminin tekinsizliğine sıkça işaret ettikleri üretimleri, kendi mekân ve zaman ile kurduğum ilişkiyi uzun bir süredir besliyor. 
Bu açıdan, görünmeyeni fark etmeme, tarihsel kırılmaların titreşimlerine kulak verme ve bütün bu katmanları bir araya getiren bir ritim kurma sürecimde önemli bir eşlikçi diyebiliriz.

Kollektif hafızanın silinme, yer değiştirme ve yeniden inşa süreçleriyle ilgilenen çalışmalarınız, güncel politik ve kentsel dönüşüm pratikleriyle de bir bağ kuruyor. Bu sergide özellikle hangi güncel sorunsallar sizin için belirleyici oldu?

Buna güncel sorunsal demek çok doğru olmaz kanımca. Çünkü yıkım, silinme, yerinden edilme, iktidarsızlaştırılma, bağlamından kopartılma ve yeniden inşa/ temellenme, tarihten bugüne ve geleceğe- daimî olarak kendini tekrarlayan bir döngüsellikte hareket eden unsurlar. Bu açıdan bu unsurların zamansızlığı ve sürekli tekrarına ve ortaya çıkardıkları gerilim, ortaklık ve ikilik hallerine baktığım söylenebilir. Bunu aynı zamanda insan ve insan olmayanın paylaştığı tekinsiz zeminler ve beraberinde getirdiği kaçınılmaz kırılmaların yarattığı kader birlikleri üzerinden okumaya çalışıyorum da denebilir. Bu bir nevi hem tarihi hem de tüm yıkım-yeniden inşa mekanizmalarını kavramama da vesile oluyor. Yerinden edilmiş bir toplumun yansımasını bağlamından kopartılmış bir tuğla parçasında veya yeni temeller inşa eden bir kuş kolonisinin birlikteliğinde görmek gibi.. veya sessizleşmiş olanın bir ağaç kabuğunda dile gelip yeniden ayaklanması gibi…Kaybolanın izlerini ölüm ve yaşam, rüzgar ve nefes, taşlaşma ve akışkanlık, unutma ve hatırlama arasında okumak gibi de aynı zamanda. 

Ülke gündemi, dünyanın gidişatı... Fırtınalı ve zor dönemlerden geçiyoruz.  Bir sanatçı olarak bu dönemde üretmek nasıl?

Elbette ki bitmeyen bir sarsıntı durumunun akışı içinde üretmeye çalışmak zorlu bir şey. Zira sanatsal üretimin kendi içsel döngüsü, zaten inişli çıkışlı yollardan, feragatalardan, belirsizliklerden ve kendini sürekli olarak yapı bozuma uğratan yollardan geçiyor çoğu zaman. Gerek kendi zeminimizin tekinsizliği içerisinde köklenmeye çalışma çabası - gerekse dünyada eş zamanlı olarak süregelen kırılmalara uzaktan tanıklık etme hali insana yaptıklarını ve duruşunu sorgulatabiliyor. Sanatçılığın dışında, birey olarak zaten bütün bu tanıklıklar hepimizin bedenlerine, belleğimize, gündelik ritimlerimize de işliyor. Bu yüzden üretmek, bazen bir tür direniş, bazen de görünmeyen çatlakları beklenmedik perspektiflerden okuma biçimleri hâline geliyor. Bu anlamda hem içe doğru bir yolculuk hem de dünyayı yeniden anlamlandırma çabasını da barındırıyor. Tarihsel tekrarlara ve hafızasızlaştırılmanın meşrulaştığı bir zamana tanık olduğumuz bu dönemde, her tür yaratım, derinliklerde yatan izleri,  sessizlikleri, ve bastırılmış olan her tür unsuru duyusallık yoluyla görünür kılabiliyor. Bu da kırılgan yapıların içinden yeni sorular, yeni bağlar ve yeni varoluş biçimleri doğurmaya vesile oluyor diyebiliriz.

Sergi, ziyaret eden izleyicilerde nasıl hisler, düşünceler yaratsın istersiniz? 

Bu serginin izleyicide belli duygular veya anlamlar bırakmasından ziyade, bir eşik hâli yaratması benim için daha anlamalı sanırım. Hayalet Kuartet, görünmeyenle görünen arasındaki geçirgen bir alan. Bir nevi sayısız tezahürlerin oluşabildiği mekan içinde bir mekan diyebiliriz. Bu açıdan izleyicinin bu sonsuz manzaralar ve duyusallıklar bütünü içerisinde dolaşırken kendi yansımalarıyla, sessizlikleriyle, izleri ve yüzleşmeleriyle karşılaşma olasılıklarını ve temas edebilmelerini çok önemsiyorum. 

En son güncellemeleri ve haberleri takip etmek için Ankara24.com'ı izlemeye devam edin, biz durumu takip ediyor ve en güncel bilgileri sunuyoruz.
seeGörüntülenme:57
embedKaynak:https://www.agos.com.tr
archiveBu haber kaynaktan arşivlenmiştir 07 Aralık 2025 14:10 kaynağından arşivlendi
0 Yorum
Giriş yapın, yorum yapmak için...
Yayına ilk cevap veren siz olun...
topEn çok okunanlar
Şu anda en çok tartışılan olaylar

T.C. ESKİŞEHİR 1. AĞIR CEZA MAHKEMESİ

13 Aralık 2025 00:20see148

Estetik bağımlısı sosyal medya fenomeninin şüpheli ölümü tartışma yarattı

13 Aralık 2025 00:08see147

Lokanta sahibi fenalaşan müşterisini kalp masajıyla hayata döndürdü

13 Aralık 2025 00:52see144

Afyon da Zihinsel Engelli Adamın Ölümü: Aile Üyeleri Tutuklandı

11 Aralık 2025 22:01see136

Bilgili’den de 500 bin dolar rüşvet almış Yerel Gündem Haberleri

13 Aralık 2025 04:02see133

Paslanmaz çelikte ek vergi gelirse 300 bin kişi işini kaybedebilir

12 Aralık 2025 17:52see132

Bakan Ersoy dan Kültür ve Turizm Bakanlığı bütçesinin kabul edilmesine ilişkin açıklama

13 Aralık 2025 00:57see132

Bakan Kacır: Sanayi üretiminde katma değerimiz 241 milyar dolara yükseldi

11 Aralık 2025 21:50see132

Bakan Bak: 1 milyon öğrencimizi yurtlarımızda ağırlıyoruz

13 Aralık 2025 00:40see125

35 kişiye mezar olan Ezgi Apartmanı davasında bilirkişi krizi

13 Aralık 2025 00:28see123

Otomobil tırın dorsesine saplandı:1 yaralı Önce sürücü sıkıştığı araçtan sonra da otomobil, sıkıştığı tırdan kurtarıldı Bartın Haberleri

13 Aralık 2025 00:31see123

Kaçak tekne operasyonu: 15 yıldır ilk kez böyle bir olay yaşıyoruz Kocaeli Haberleri

13 Aralık 2025 00:39see123

Almanya, katil İsrail den Batı Şeria’da yeni yerleşim yerleri kurulması kararını derhal durdurmasını istedi

13 Aralık 2025 00:47see118

Geminid meteor yağmuru Türkiye den görülecek mi? Geminid meteor yağmuru ne zaman, saat kaçta? Yılın son meteor yağmuru Geminid!

13 Aralık 2025 00:34see118

Menteşe de motosiklet tıra çarptı: 1 ölü Muğla Haberleri

13 Aralık 2025 01:45see117

TIR servis minibüsüne çarptı! Feci kazada 9 kişi yaralandı

13 Aralık 2025 00:02see116

AK Partili Türkyılmaz dan İSPARK a fahiş zam eleştirisi!

13 Aralık 2025 03:48see116

Bir Akdeniz de bir Karadeniz de: 10 dakika geçmeden iki deprem üst üste!

12 Aralık 2025 20:54see116

İBB dosyasında uydurma beyan tarih çelişkisi ne takıldı: Bir gün sonra yeni ifade alındı

11 Aralık 2025 17:51see115

Kentte bir ilki başaran kadın, nazara geldi

12 Aralık 2025 20:19see115
newsSon haberler
Günün en taze ve güncel olayları