‘Her şey güllük gülistanlık olduğu zaman vardığın yerin çok anlamı olmuyor’
Ankara24.com, Hurriyet kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
Bu, Görkem Sevindik’le ilk röportajımız. Ekrandaki karakteri çok sert mizaçlı biri olduğunu düşündürebilir ama o kendisinin de söylediği gibi komik, güler yüzlü biri. Uzun boyuyla modellere taş çıkarıyor. Hayatını anlatırken “Çok dingin, durağan, sistemli yaşıyorum” diyor. Görkem Sevindik’le muhabbete başlıyoruz...
Kanal D’de.
◊ Oyunculukta 15’inci yılın, sonunda yollarımız kesişti. Birçok iyi işte yer almışsın. KanalD’de yayımlanan ‘Eşref Rüya’daki Kadir karakteriyle de yıldızın iyice parladı. Gerçi Kadir izleyicinin sinirlerini zıplatıyor...
Kadir sandığınız kadar kötü değil!
◊ Sen karakterini cansiperane savunan oyunculardansın galiba...
Korurum çünkü öncelikle çok iyi yazılmış bir karakter, kötü ama bir altmetni ve yaptıklarının sebepleri var. Seyirci neden kötü olduğunu anlıyor. Kadir’in sevgisizliği, hazmedemediği bazı durumlar söz konusu. O yüzden kaos yaratıyor ve kaostan besleniyor.
◊ İlk defa kötü bir karakteri canlandırıyorsun. Sevdin mi kötüyü oynamayı?
Kötülük yapmak keyifli değil ama o karakteri canlandırmak çok keyifli. Ben de kötüyü ilk defa keşfediyorum. Keşfettikçe çok hoşuma gidiyor ve daha derinliklerine inebiliyorum. İndikçe Görkem’den Kadir’e neler katabilirim diye düşünüp bir şeyler harmanlamaya, biraz tadını da çıkarmaya çalışıyorum. Uluç (Bayraktar) Hoca da çok iyi alan tanıdı. O alanı değerlendirerek güzel bir şey çıkardık diye düşünüyorum.
◊ Bu karakteri canlandırırken iç dünyandaki karanlıkla yüzleştiğin oldu mu?
Hepimizin içinde yaratılışımızda olan, bize kodlanmış mutlaka iyilik ve kötülük vardır. İnsan hangisini tercih ederse o yönde ilerler. Hepimizde olan bir duygu olduğu için var olanları Kadir’in üstünden dışarı çıkarıyorum, gündelik hayatımda değil.
◊ Kadir karakteri kaostan besleniyor dedin. Sen kaos sever misin?
Bunu beş sene önce sorsan “Kaosu sevmem” derdim. Ama bir şeyi fark ettim, bence insan olarak bazen kaosa ihtiyacımız var. Onu yönlendirebilirsek hayatımıza olumlu katkılarda bulunduğuna inanıyorum. Bunu şöyle anladım; küçük bir süre kaos yaşadım, o sayede bazı şeylerin farkına varabildim. Bu durum farkındalığımı açtı. O yüzden bence kaostan beslenme dönemi ara ara olabiliyor.
◊ Sokakta aldığın tepkiler nasıl?
Genelde kahraman hikâyelerinde yer aldığım için bugüne kadar hep olumlu tepkiler aldım.
◊ Şimdi?
“Kadir Baba hoşgeldin”, “Baba bir isteğin var mı” diyenler oluyor, demek karakterde bir sempati yaratabilmişim. “Sana çok gıcık oluyoruz ama bir o kadar da seviyoruz”, “Seni bulup parçalayasımız var ama bir o kadar da tatlısın” diyorlar.
◊ Demet Özdemir ve Çağatay Ulusoy’la çalışmak nasıl?
Çok keyifli, ikisi de çok disiplinli, iş ahlakı olan insanlar. Bu işte tanıştık, kimyamız ve enerjimiz uydu. Bizim setimizin en büyük özelliği çok iş odaklı insanların bir arada olması. Çağatay popülaritesi yüksek olan biri, başlarda acaba nasıl diye düşünüyordum, ama dünyasına girdiğimde inanılmaz mütevazı, çalışkan, disiplinli birini gördüm. Demet de aynı şekilde.
‘Yakışıklıyım diyemem ama sempatik, tatlı, güler yüzlüyüm’
◊ Sosyal medyada seni yakışıklı bulanlar var. Kendini yakışıklı buluyor musun?
Yakışıklılık olayı ‘Eşref Rüya’dan sonra parladı, böyle konuşmalar benim de kulağıma gelmeye başladı. Ve gözlemlediğim kadarıyla hem iyi oyuncu hem yakışıklı falan gibi şeyler söyleniyor. Bu gururumu okşuyor, hoşuma gidiyor. Kendime yakışıklı diyemem ama sempatik, tatlı, güler yüzlüyüm diyebilirim.
◊ Peki, hiç jön olmak istemedin mi?
Jön olmak gibi bir derdim hiç olmadı. Ben her zaman dış görünüşten çok oyunu, yani performansı önemsedim. Rolün büyüklüğü ya da başrol olup olmaması benim için hiçbir zaman belirleyici olmadı. Önemli olan karaktere bir şey katabilmek ve izleyicide bir duygu bırakabilmekti. Zaten artık sektörde de bu algı çok değişti; iyi oyunculuk, tipten ya da kalıplardan bağımsız şekilde değerlendiriliyor.
◊ Bunca yıllık oyunculuk deneyimi sana ne öğretti?
Ahlaki değerlerinin olması gerektiğini öğretti. Özellikle set ahlakından bahsediyorum. Set içinde çalışanlarla iyi ilişkiler kurmayı ve bulunduğun iş ortamında disiplinli olmayı öğrendim. Çalışkan olmak ve sebat etmek gerekiyor.
◊ Sen neden hiç magazinde yoksun?
Çünkü çok magazinel bir hayatım yok. Gerçekten çok dingin, durağan, sistemli
yaşıyorum. Magazin denince akla çapkınlık, bir yerlerde yakalanma falan geliyor, o taraklarda da bezim yok. Dediğim gibi işimle anılmak beni inanılmaz mutlu ediyor. İşkoliğimdir.
‘Aşk tatil gibi olmalı’
◊ Instagram’da bol bol çocuğunla paylaşımların var...
Bana kalsa daha çok koyarım.
◊ Bebek fotoğraflarıyla pozların sence kadınlara daha mı çekici geliyor?
Hiç bilmiyorum, fotoğrafları koyarken öyle bir mesaj verme derdim hiç olmadı.
◊ Ne zaman boşandınız?
1,5 sene oldu.
◊ Şimdi aşk hayatın nasıl gidiyor?
Şu an sadece iş odaklıyım, hiç kimse yok. Zaten uzun bir ilişkiden çıktım, ayrılma süreci biraz ağır geçti. İşe yoğunlaştım.
◊ Hiç çapkınlık yok mu?
Bir dönem çapkın olduğumu inkâr edemem. Şimdi duruldum, çocuğun verdiği bir baba olgunluğu da gelmiş olabilir. Daha nahif, sakin, dingin bir hayatı tercih ediyorum.
◊ Hep böyle aşksız mı kalacaksın?
Aşksız kalmayacağız, kısmet bakalım.
◊ Nasıl anlatırsın aşkı?
Aşk tatil gibi olmalı. Bodrum’a, Çeşme’ye hevesle gidersin ya, bir haz vardır, âşık olduğun kişinin yanına giderken de öyle olmalı.
◊ O tatillerin dönüşü üzüntülüdür...
Ama bu dönüşü olmayan tatil olmalı. Yanına gittiğinde keyif alacağın, heyecanlandığın, yüzünde bir tebessüm oluşturan şey aşk.
◊ Seni ne tavlar?
Çok zor biri değilim. Anne-babamızdan gördüklerimiz var. Güler yüz, tatlı bir muhabbet, güzel bir yemek... Yani bir aile olabilme sıcaklığını hissettiğim biri beni cezbeder.
‘Mütevazı hayatı seviyorum’
◊ Bir röportajında “Şöhret kelimesi bana afili geliyor” demişsin...
Evet, bana çok afili geliyor, o yüzden kullanmıyorum.
◊ Yerine ne diyorsun?
Tanınırlık diyorum. Daha mütevazı buluyorum, zaten mütevazı bir hayatı seviyorum.
◊ Tanınırlığı sevdin mi?
Tanınma işi hoşuma gitmiyor diyen bence yalan söyler, kesinlikle güzel bir şey. Sonuçta hayata sevmek ve sevilmek için gelmişiz.
◊ ‘Eşref Rüya’daki karakterinden dolayı biraz sert birini bekliyordum...
Dizide öyle görünüyor ama sosyal medyama bak, çok da sert bir mizacım olduğunu düşünmüyorum.
◊ Nasıl birisindir?
Ahlaki değerleri olan biriyim. Sempatik biri olduğumu düşünüyorum. İyi bir insan olduğuma, en azından iyi olabilmek için çaba sarf ettiğime inanıyorum.
‘Şefkatli ve eğlenceli bir baba olduğumu düşünüyorum’
◊ 4 yaşında, Marsel adında bir oğlun var. Bekâr bir babasın... Marsel kiminle kalıyor?
Paylaşıyoruz. Haftanın belli günleri annesinde, belli günleri bende kalıyor.
◊ Nasıl bir baba çıktı içinden?
İnanılmaz sevecen, oyuncu, şefkatli, eğlenceli bir baba olduğumu düşünüyorum. Çok güzel paylaşımlarımız oluyor. O kadar keyfi yerinde ve özgüveni öyle gelişti ki anlatamam.
◊ Daha çok küçük ama ona vereceğin öğüt nedir?
Öğütten ziyade biraz eylem içerisinde olmam gerektiğini düşünüyorum. Ben ne kadar “Ahlaklı bir insan ol” desemde bende görmediği sürece faydası yok. O yüzden onunla beraberken mesela insanlarla bir şeyler paylaşmaya çalışıyorum, ihtiyaç sahiplerine bir şeyler veriyoruz. Bazen onu camiye götürüyorum, akşam namazlarına. İyi geldiğini düşünüyorum, bizi izlemesini istiyorum.
‘Oyuncular olarak biraz kıymet bilmemiz gerekiyor’
◊ 1986, Adana doğumlusun. Nasıl bir hayatın vardı?
Bir abim var. Annem ev hanımı, babam da ticaretle uğraşıyordu.
◊ Gözünü kapattığında o döneme dair neler hatırlıyorsun?
Babam mangalı çok severdi, aklıma direkt aile sofrası geliyor. Mahalle kültürüyle büyüdüm, gecenin geç saatlerine kadar mahallede top oynayabiliyordum.
◊ Oyunculuk nereden çıktı?
Küçükken stand-up gibi bir şeyler yapmanın peşindeydim.
◊ Komik miydin?
Komiktim. Adanalı kadınların balkon muhabbetleri olurdu. Çay içilirdi, börek yenirdi, ben de gider komiklikler yapmaya çalışırdım. Annem beni çok desteklerdi, arkadaşları da “Seni ekranda görmek isteriz” derlerdi.
◊ Lise sonrası geldiğin İstanbul’da ne okudun?
Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nde okudum. İşler rast gitti, ‘Kurtlar Vadisi’ne başladım.
◊ Bu kararından memnun musun?
Bambaşka bir hayatım olsa daha iyi olurdu dersem nankörlük etmiş olurum. Şu an olduğum konumdan çok mutluyum. Günümüzde istediği işi yapamayan o kadar insan var ki, ben istediğim işi yapıyor ve keyif alıyorum. Oyuncular olarak kıymet bilmemiz gerekiyor.
◊ Adana’dan İstanbul’a geliyor ve hayallerinin peşinden gidiyor, oyunculuk yapıyorsun. Her şey böyle tatlı mı ilerledi?
Tabii, tozpembe değildi. İyi ki değildi.
◊ Neden?
İnsanların bir yere gelirken bir problemle karşılaşması gerektiğini düşünüyorum. Her şey güllük gülistanlık olduğu zaman vardığın yerin çok anlamı olmuyor. Çok kolay geldiğin için çok kolay kaybedebilirsin. Ben de İstanbul’a geldiğimde Adana’dan bir arkadaşımın yanında kalıyordum. Bilmediğin kocaman bir şehir İstanbul. Ama odağım hep bu işi yapmaktı. Çıkan engeller beni yıldırmadı.
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:56
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 09 Kasım 2025 08:18 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















