Hayat kısa sevdiklerinizle vakit geçirin
Ankara24.com, Hurriyet kaynağından alınan verilere dayanarak bilgi yayımlıyor.
◊ “Senden Kalan” vizyona girdi. Duygusal bir hikâye. Sizi rollerinizde cezbeden ne oldu?
- İlayda Çevik: Bahar, dışarıdan çok güçlü görünen bir kadın. Hayatla ilgili kurduğu hayaller materyalist temellere dayanıyor. Kariyerinin en parlak döneminde bir hastalıkla yüzleşiyor ve onun için her şey değişiyor. Hayata bakışı, insanlarla, kendisiyle ve geçmişiyle kurduğu ilişki biçimi değişiyor. Bahar’la ilgili o gücün içindeki kırılganlık beni cezbetti diyebilirim.
- Cemal Hünal: Ben, Bahar’ın aynı zamanda sevgilisi olan menajerini oynuyorum. Bahar’ın hayatında çok dominant bir etkisi varmış gibi görünüyor. Senaryoyu okurken gerçekten çok kalpsiz bir karakterle karşı karşıyaydım. Ama sete gidip yönetmen ne istiyor, nasıl bir hikâye anlatıyor, onu gördükten sonra Bahar’a zaafı olan bir karaktere dönüştü. İyi hikâyeler süreç içerisinde gelişebiliyor ve değişebiliyor. Soğuk, otoriter, kalpsiz bir karakter düşünüyordum ama aslında yumuşak noktaları da bulunan ve güçlü görüntüsünün ardında korkuları, zafiyetleri olan bir karakter çıktı.
- İlayda Çevik: Aslında bir “insan”a dönüştü diyebilir miyiz?
- Cemal Hünal: Evet ama yine de sevimsiz herifin teki! (Gülüyor) Yönetmenimiz Ümit’le çalışmak keyifliydi. Çok iyi bir görüntü yönetmenimiz vardı. Güzel mekânlarda çalıştık, özgün resimler çıktı. Sevdiğim oyuncularla bir aradaydım. Ferhat Bey’le çalışmak da çok enteresandı. Soğukkanlı, durgun, bambaşka bir duruşu var.
Fotoğraflar: Levent KULU
EN KEYİF ALDIĞIM PROJEM OLDU
◊ İlayda Hanım’la çalışmış mıydınız?
- İlayda Çevik: Çok kısa bir süre aynı projede çalıştık ama aynı sahnede bulunmamıştık. Benim için hepsiyle çalışmak çok kıymetliydi.
- Ferhat Gündoğdu: Benim bu zamana kadar çalıştığım işlerin içinde en keyif aldığım projeydi. Gerek İlayda, gerek Cemal, gerekse diğer oyuncularla birlikte çok keyifli bir çalışma oldu. Ben Murat karakterini canlandırdım. 20’li yaşlarda hayata tutunmak için verdiği mücadele Murat’ın yaşam hikâyesi oldu. Hayat Murat için ya heptir ya hiç... Benim hayat felsefem de öyle. Ondan dolayı bu karakteri sevdim ve bu projede olmak istedim. Herkesin kendinde bir şey bulabileceği, duygusal, akıcı bir film oldu.
◊ Cemal Bey’in canlandırdığı menajer Çetin, Bahar’ın hastalanmasına rağmen işi ön planda tutuyor, hırsları tüm duygularını bastırıyor. Gerçek hayatta da sektörde böyle durumlar yaşanıyor mu?
- Cemal Hünal: Gerçek hayatta da çok hırslı menajerler var ama filmdekinin başka kişisel sebepleri de var. Aşırı da kıskanç aynı zamanda. Son derece sevimsiz bir karakter.
◊ Ümit Bey’in ilk film deneyimi. Bu oyuncu açısından risk değil mi?
- İlayda Çevik: Bence tam tersi, kolektif bir üretim alanı sağlıyor. Zaten filmler ekip işidir. Bir ürünü hep birlikte ortaya koyarız.
- Cemal Hünal: Ümit Gündoğdu ile çalışmak çok keyifliydi. Yönetmen olarak çok net beklentileri vardı. Oyun kurabileceğimiz ferah bir çalışma alanı sundu. Bununla her sette karşılaşmıyoruz. Çoğu zaman birçok sette bir anda kameranın önünde buluyoruz kendimizi. Gelip de bir sahnede bizden beklentisini anlatan yönetmen beş kişide birdir. Ümit sorular sormaktan, fikir almaktan çekinmeyen biri. Fikri beğenirse sahne akışını değiştirip “Bu sahneyi böyle çekiyoruz” diyebilecek cesur bir yönetmen olduğu için çekimler de çok keyifli oldu tabii.
SAĞLIK SORUNLARI NEDENİYLE SİNEMADAN UZAK KALDIM
◊ Ferhat Bey uzun zamandır sektörden uzaktınız. Sebebi neydi bu aranın?
- Ferhat Gündoğdu: Sağlık sorunlarım nedeniyle uzun süre sinemadan uzak kaldım. Şimdi bu filmle beyazperdeye dönüş yapıyorum.
◊ Ümit Gündoğdu sizin oğlunuz. Sektöre oğlunuzun filmiyle dönmeyi özellikle mi istediniz?
- Ferhat Gündoğdu: Evet, biraz öyle oldu. Kendimi şu an çok iyi hissediyorum. Sağlığım el verdiği müddetçe de güzel işlerde yer alacağım. Bu filmin benim için en önemli noktası, oğlumun gözüyle beyazperdeye aktarılıyor olması. Çok iyi bir iş çıkardı.
◊ İlayda Hanım, Bahar karakteri kanserle mücadele ediyor. Onun bu zorlu mücadelesi, çekim sürecinde sizi nasıl etkiledi?
- İlayda Çevik: Karaktere hazırlanırken çok hassas bir süreç geçirdim. Oyuncu Hülya Duyar benim çok yakın arkadaşım. Birkaç yıl önce bu hastalığı canım arkadaşım Hülya’yla deneyimlemek durumunda kaldım. O anlamda da benim için çok enteresan bir süreç oldu. Hülya’yla olan ilişkimi de değiştirdi. Kişisel olarak bütün noktalara dokundu. Oyuncu arkadaşlarımın da bahsettiği gibi; hem Ümit Hoca’nın ilk filmi olmasıyla gelen o kolektif yaratım sürecimiz, hem birbirimize alan tanıyarak, birbirimizi dinleyerek kurduğumuz sahneler en az zararla atlatmamı sağladı diyebilirim. Ama tabii ki çok hassas ve yıpratıcı bir süreçti.
◊ Saçsız halinizi görmek ne hissettirdi peki?
- İlayda Çevik: Aynada kendimi öyle görünce tuhaf oldum. Saç-makyaj ekibimiz çok uğraştı.
YAKLAŞIK 1 SENE KEMOTERAPİ GÖRDÜM
◊ Filmin baş karakteri Bahar büyük bir sınavla yüzleşiyor. Siz hayatta karşılaştığınız zorlu sınavları nasıl atlatırsınız?
- İlayda Çevik: Hepimiz mutlaka zorlu sınavlar yaşıyoruz. Kendini tanımak, ne istediğini bilmek, sevdiklerine yer açmak, iyileşmeye çalışmak önemli diye düşünüyorum. Size iyi geleni bulmak gerekiyor.
- Cemal Hünal: Ciddi kazalar sonucunda uzun ve zorlu tedavi süreçlerinden geçtim. Çok sevdiğim bir Japon atasözü var: “7 kere düş, 8 kere kalk.” Başka hiçbir şey demeyeceğim.
- Ferhat Gündoğdu: Benim için çok yabancı bir durum değil. Ben öyle bir süreç geçirdim. Hastanede yaklaşık 1 sene kemoterapi sürecim oldu. Filmin çekimlerinde de o hastane sürecimi yeniden yaşadım. Bu hastalıktan sonra herkese hayatın ne kadar kısa olduğunu, sevdikleriyle vakit geçirmeleri gerektiğini anlatıyorum.
◊ Seyirci bu filmi neden izlemeli?
- Cemal Hünal: Çok özgün bir yolculuk, çok kendine özgü bir hikâye. İlayda’nın güçlü performansları var. Keyifle izlenebilecek bir film oldu.
BU ROLÜ BAŞKASI CANLANDIRSA KISKANIRDIM
◊ İlayda Hanım sizin sinemadaki ilk başrolünüz. Nasıl bir heyecan?
- İlayda Çevik: Çok büyük bir heyecan. Tabii bir oyuncu için bence tiyatro, sinema, televizyon diye ayırmak teknik anlamda doğru olmaz ama sinema gerçekten benim en büyük hayalimdi. Kendimi beyazperdede izlemek... O anlamda bu ekiple bir arada olduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum. Hem Bahar’ı başka birisi canlandırsa çok kıskanırdım. Kendimi bu rolde hayal ederdim, ben oynasam ne yapardım diye merak ederdim.
Cemal Hünal - İlayda Çevik - Ferhat Gündoğdu
SİNEMA ÇOCUKLUK AŞKIM
◊ Cemal Bey; kılıç kullanma, gitar çalma, at binme... Her alanda yetenekli misiniz?
- Cemal Hünal: Otomotiv tamiri filan hiç beceremem mesela. Elektrik verirsen kesin çarpılırım! Sevdiğim şeylerle uğraşabiliyorum.
◊ Müzikle alakalı bilmediğimiz çalışmalarınız var mı?
- Cemal Hünal: Çoğunlukla kaydetmiyorum çaldığım şeyleri. Benim için hepsi bir gelişme süreci. Bir şey başarmak istiyorsun ve onu yakaladığın zaman büyük bir mutluluk yaşıyorsun. Ama kibrit gibi bir anda yanıyor ve bitiyor. Bu sefer “Sırada ne var?” diyorum. Hep arkasını getirebileceğim şeylerle uğraşmayı seviyorum. Başka meraklarım da var ama hayatımda farklı şeyler deneme şansım oldu zaten. Şu anda uğraştıklarım uzun süre geliştirebileceğim şeyler, çorbayı fazla karıştırmak istemiyorum.
◊ Bir popüler kültür işi yapıyorsunuz ama bir o kadar uzak duruyorsunuz. Bunu nasıl yapıyorsunuz?
- Cemal Hünal: Aslında çok içinde yaşıyorum. İşim, hayatımın çok büyük bir parçası. Yazmayı, tiyatro yapmayı seviyorum. Oyunculuk eğitimi veriyorum. Bunların hepsi aynı iş benim için.
◊ Yazdığınız senaryolarla ilgili bir planınız var mı?
- Cemal Hünal: Mutlaka olacaktır. Kendim çekmek; yönetmenliğini, yapımcılığını yapmak istiyorum. Sinema benim için bir çocukluk aşkı. Oyunculuk her zaman kendimi geliştirdiğim, geliştirmeye uğraştığım bir alan. Çünkü iyi bir yazar, iyi bir yönetmen olabilmek için, dramayı iyi anlamak için sahne temel olarak başlamam gereken yerdi. Ama benim için bir kariyer planı değildi.
SANATSIZ BIRAKILAN TOPLUM SAĞLIKSIZ TOPLUMDUR
◊ Ferhat Bey siz bir yandan ticaretle de uğraşıyorsunuz değil mi?
- Ferhat Gündoğdu: Sanatla uğraşan herkesin seçici olabilmesi için maddi yönünü çözmesi gerekir. Ben sanatın dışında ticaretle de uğraşıyorum. “Sanatı ne için yapıyorsun?” derseniz de; sanat toplum için çok önemli. Sanatsız bırakılan bir toplum düşünemeyen, sağlıksız bir toplumdur. Ben de olabildiğince sinema adına bir şeyler yapmaya çalışıyorum.
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:45
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 19 Ekim 2025 09:01 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















