Hatimoğulları: Ekrem İmamoğlu derhal serbest bırakılmalı
Halktv sayfasından elde edilen bilgilere dayanarak, Ankara24.com duyuru yapıyor.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, 4 Kasım’da yayımlanan 2025 AB Türkiye Raporu’nu değerlendirdi. Hatimoğulları, raporun sadece bir metin değil, “Türkiye’nin bu gününün röntgeni” olduğunu söyledi.
"Tespit net. Her alanda geriye bir gidiş var. Demokraside, hukukta, haklarda, özgürlüklerde geriye gidiş"diyen Hatimoğulları, 2018’den bu yana AB ile müzakerelerin donduğunu hatırlattı.
Raporda, “ciddi ve derin endişelerin” dile getirildiğini belirten Hatimoğulları, şu ifadeleri aktardı:
"YAPILMASI GEREKEN HAKİKATLE YÜZLEŞMEK"“Yargıda kriz var. Demokraside çöküş, temel haklarda alarm var. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi güçler ayrılığını yok etti. İnsan hakları kötüleşiyor. Muhalefete baskılar devam ediyor.”
Dışişleri Bakanlığı’nın rapora “ön yargılı” diyerek yanıt verdiğini söyleyen Hatimoğulları, “Oysa yapılması gereken bu hakikatle yüzleşmek... Ve bu mesaj açıktır. İlerleme yok. Bırakın yerinde saymayı, gerileme var” dedi.
YILMAZ TUNÇ'A YANIT: SİYASALLAŞTIRAN SİZSİNİZHatimoğulları, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Anayasa Mahkemesi (AYM) kararlarının uygulanmadığına dikkat çekti:
“Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve bütün Kobani kumpas davası tutukluları, Osman Kavala, Can Atalay, Gezi direnişi tutukluları bir saniye dahi içeride kalmamalı.”Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un bu kararlarla ilgili “bazı davalar siyasallaştırılıyor” açıklamasını da eleştiren Hatimoğulları, “Yargıyı da, bu davaları da siyasallaştıran düpedüz sizsiniz” dedi.
"İMAMOĞLU DERHAL SERBEST BIRAKILMALI"İBB Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu ve bazı belediye başkanları hakkındaki soruşturmaya da değinen Hatimoğulları, yargının siyasallaşmasının bir başka örneği olduğunu söyledi:
“Ekrem İmamoğlu, seçilmiş belediye başkanları ve belediye eş başkanları pekala tutuksuz yargılanabilirler. Buradan bir kez daha diyoruz ki Ekrem İmamoğlu ve seçilmişler derhal serbest bırakılmalıdır.”
Ümit Özdağ'ın 'Öcalan Ankara'ya gelecek' iddiasına yanıt Abdulkadir Selvi'den geldi
Hatimoğulları, İmralı Süreci'nde terör örgütü PKK'nın lideri Öcalan ile TBMM'de kurulan komisyondaki milletvekillerinin görüşmesi için tekrar çağrıda bulundu.
Öcalan hakkındaki toplum genelindeki fikirlerin farkında olduklarını belirten Hatimoğulları şunları dile getirdi:
"Barışı bu topraklarda tesis etmek hepimizin boynunun borcudur. Ve bizler boynumuzun borcu olan bu görev ve sorumluluğu yerine getirme azim ve kararlılığından asla vazgeçmedik, asla vazgeçmeyeceğiz. Değerli Türkiye Halkları. Bakın önce şunu çok net ifade etmeliyiz. Sayın Öcalan'ın barış için verdiği mücadele, açtığı yollar çok eskiye dayanır.
Bunu doğru okumak lazım. Biliyoruz, Sayın Öcalan'a karşı toplumda farklı algılar var. Çok farklı duygular var. Bunu anlıyoruz, farkındayız ve görüyoruz.
Ama toplum olarak hep birlikte şunu görmeliyiz. Yıllar içinde tutulan bir irade, barış için ısrarla verilen bir mücadele var. İmralı'da geçen çeyrek asrı aşkın bir hayat. Bu sürede kaleme alınan yol haritaları, sunulan çözüm önerileri, sürekli yapılan barış çağrıları var. Bunlar gösteriyor ki barış bir taktik değil. Geçici bir manevra değil, stratejik bir tercihtir.
Sayın Öcalan yaklaşık 30 yıl önce yayınlanan röportajında bile halis muhlis Anadolu çocuğuyum diyor. İstediği barış Anadolu ve Mezopotamya halklarının yararınadır ve bütün Türkiye'nin faydasınadır. 1 Ekim 2024'te başlayan süreçte Sayın Öcalan'ın kararlılığı çok kritik. İlk günden beri pozitif dil kurdu. Yapıcı öneriler yaptı. Her tıkanma tıkanmada yol açtı. Tali konulara takılmadı. Toplumun önüne negatif gündemleri getirmedi. Daima sağduyuyla hareket etti. Sayın Cumhurbaşkanı ne dedi? Şu anda İmralı bu konuyla ilgili her türlü desteği verdi, veriyor. Önemli bir tespit. Sayın Bahçeli ne söyledi bu konuda? Mecliste kurulan komisyondan seçilecek milletvekillerinin İmralı'ya giderek ilk ağızdan mesajları alması süreci güçlendirecektir.
Son derece önemli bir vurgu. Bu soruyu sormaya sanırım hepimizin hakkı var. Devletin gittiği yere siyaset neden gitmesin? Siyaset kurumu böylesi tarihi bir meselede neden en aktif şekilde görev almasın ki? Bakın 13 aydır bu süreç devam ediyor ve bir ölü haberi almadık. Bu bizim için büyük bir mutluluk, büyük bir motivasyon nedeni değil midir? Bu süreç ülkenin yüzyıllık geleceğini kazanma süreci ise siyaset izleyici olamaz. Ve gelin hep birlikte şunu düşünelim. Sayın Öcalan gibi bir aktörü atlamak mı yoksa sürece daha fazla dahil etmek mi doğru?
Yanıt belli. Sayın Öcalan'ın rolünü tam oynayabilmesi, ortaya koyduğu iradenin 86 milyon yurttaşımızın ortak kazancına dönüşebilmesi. Bu sadece bizim talebimiz değil, herkesin talebi olmalı. Komisyonun Sayın Öcalan ile görüşmesi ve onu dinlemesi şuna inanıyoruz. Bu süreci daha da hızlandıracak ve topluma çok daha güçlü bir güven verecektir. Ön yargılarla yol alınmaz, alınamıyor. Barışla dağlar ve denizler aşılır. İşte sağduyu bu, işte gerçeklik bu. Bizler böylece toplumsal dokuyu hep beraber onarabiliriz.
Güvensizliği güvene, nefreti sevgiye böyle dönüştürebiliriz. Sözde değil özde kardeşliği böyle tesis edebiliriz. Ez cümle bu kürsüden bir kez daha diyoruz ki komisyon gecikmeksizin İmralı'ya gitmeli, adada bu görüşmeyi gerçekleştirmelidir. "
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:50
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 11 Kasım 2025 13:29 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















