Halka yalan söylemek suçtur
Ankara24.com, Halktv kaynağından alınan verilere dayanarak bilgi yayımlıyor.
Oyununa yetişebilmek için Erdoğan’ın konvoyunu bekleyen barikata itirazı yüzünden bir kadın sanatçı tutuklandı.
Bu cümleyi üç kez okuyun. Hatta mümkünse bir yere not edin.
Yazımda konu başlığındaki “yalan” sözcüğünü neden değiştirdiğimi anlayacaksınız.
Sağlık sorunlarımın hız kesmediği bugünlerde sevgili arkadaşım Merdan Yanardağ’’ın yanında olamadım. Nerde kaldı ki, tutuklanmayı göze alayım.
O yüzden anlayışınıza sığınarak cümleyi şöyle kuracağım:
“Halka doğruları söylemek lazım!!”
Ne söylemek istediğimi anlamışsınızdır.
Saray’da oturan beyefendi, yine konuştu:
“Şöyle sizleri bir 20 yıl, 25 yıl geriye götürmek istiyorum. Ülkemizde bir toplu iğne üretebiliyor muyduk? Toplu iğne. Silahtan bahsetmiyorum. Hayır. Ama şu anda hamdolsun silahlarını üreten bir Türkiye var. Savunma sanayinde yüzde 20'yi bile üretemiyorduk. Ama şimdi yüzde 80'i yakaladık."
Neymiş?
20-25 yıl önce memlekette bir toplu iğne üretilemiyormuş!
Yıllardır kim bilir kaç kez hatırlattık. Yine hatırlatalım:
“* Ankara Fişek Fabrikası 1924 yılında açıldı. Cumhuriyet henüz 1 (yazıyla bir) yaşındayken..”
* Eskişehir Hava Tamirhanesi de 1925 yılında. Bu, ilk uçakların yapımında son derece önemli bir adımdı. 1936 yılında da ilk uçak fabrikası faaliyete geçti.
“* 1937 yılı, sanayileşme adına çok kritik bir yıl oldu. Karabük demir Çelik fabrikasının temeli atıldı.
* Sonraki yıllarda.. Hangi birini saymalı.. Çimento, Havagazı, şeker, kâğıt fabrikaları.. Bu arada Türkiye’yi tekstil sektörü ile tanıştıran fabrika ve atölyeler peş peşe üretime sokuldu.
Atatürk Cumhuriyeti bir yandan Osmanlı’nın borçlarını ödedi. Bir yandan padişahların sadece askere göndereceği insan deposu gibi gördüğü Anadolu’yu her anlamda kucakladı.
“Tarihçilerin Kutbu” diye anılan Prof. Halil İnalcık o heyecan dolu yılları şöyle anlatmıştı:
“Mustafa Kemal Paşa kürsüye çıkıp coşku ile "Büyük Türk Milleti" diye ilk kez halka seslenince ülkede ne büyük bir dalgalanma oldu şimdi geriye dönük anlayamazsınız.
Herkes birbirine bakıp teaccüp ediyordu. Bu topraklarda son 700 yılda bir tane yönetici yoktur ki konuşmasına Türk diyerek başlasın. Açın bakın fermanlar "Ey kullarım buyruğumdur" diye başlardı.
Anadolunun taşı toprağı bitkisi buna alışkın değildi. Şaşkınlığı atmak hiç kimse için kolay olmadı. Özelliklede asırlarca Saray etrafından geçimini sağlayan "devşirme" tabaka kendini kapının önüne konulmuş hissetti. Bunların bir kısmı boyun eğdi kabullendi, etmeyenlerin kimi "dini" kimi "etnik" bir kimliğe bürünerek yeni kurulan devletle alttan alta uzun bir mücadeleye girişecekti...”
Padişahın kulu olmaktan Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olmaya giden bir yolculuğun ilk kilometre taşıdır 29 Ekim.
İkisi arasında ilkini, yani bir hanedanın kulu olmayı seçenler, elbette geçmişi de geleceği de net seçemez.
Cumhuriyet tarihi boyunca ekonomide görülmemiş rakamlarla.. Paramızın değerinin düştüğü yerle ilgili herhangi bir cümle kuramayacakları için böyle konuşacaklar.
Sahi neyle övünecekler ki!!
Cumhuriyet tarihinin “en çok cezaevine ve tutuklusuna / hükümlüsüne” sahip olmakla mı?
“Bizden önce toplu iğne yapılamıyordu” dediği gün İngiltere başbakanı ile 20 Eurofighter için el sıkışmakla mı?
Yurttaşları yerli ve milli diye kandırdıkları KAAN uçaklarını, ABD motorunu vermediği için hangardan çıkartamamakla mı?
*. *. *
Belki de şu fotoğraftan söz edebilirler. Hani casus ilan edip.. Üstüne manevi annesiyle İmamoğlu’nu ziyaret fotoğrafını da delil diye sundukları Hüseyin Gün’ün yer aldığı kritik kareden:

Londra’da 8 Şubat 2010’da yapılan ve iki gün süren toplantının sonunda hatıra fotoğrafı çekilmiş. Global Strategy Forum (Küresel Strateji Forumu) adlı Londra’daki bir kuruluşun ev sahibi olduğu toplantının üst düzey konukları var:
Egemen Bağış, Kürşat Tüzmen, o günlerde Başbakan Danışmanı olan İbrahim Kalın, AKP’de farklı görevlerde bulunan Yaşar Yakış ve AKP milletvekili Nursuna Memecan.. Ayrıca bazı İngiliz bakanlar ve parlamenterler..
VE HÜSEYİN GÜN!!
Kareye kazara girmiş de değil.
Bu yılın 4 Temmuzunda emniyette verdiği ifadede, toplantıyı organize edenin kendisi olduğunu söylüyor. Dahası, eğer casusluktan - ya da tutmayınca yerine konan - analizden söz edilecekse, bunu İngiltere’den Türkiye lehine yaptığını itiraf ediyor.
halktv.com.tr yazarı Bahadır Özgür’ün bu haberi casusluk balonunu patlattı. Hem de AKP’nin kucağında.
Bahadır Özgür zaten bir süredir, karanlık diye sunulan nice dosyayı aydınlatan, bazılarını çöpe atan bir isim.
Özellikle “Casuslukla suçlanan isim anlattı: AKP’li bakanlarla Londra’da toplantı organize etmiş” başlıklı yazısını okuyun.
Nasıl bomboş ve acemi bir kumpas hazırlandığını göreceksiniz.
*. *. *
Ne yazık ki İmamoğlu ve Necati Özkan zaten başka kumpaslar nedeniyle tutukluydu. Ama sevgili arkadaşım Merdan Yanardağ bu aptal casusluk komedyası yüzünden cezaevinde.
Binbir emekle var ettiği televizyonuna da kayyum atandı.
Umarım tez zamanda serbest kalması sağlanır..
O zamana kadar onun.. Cezaevlerindeki tüm siyasi tutsakların.. Cumhurbaşkanı deyince aklıma gelen tek isim, Ahmet Necdet Sezer’in.. Bizi yeniden umutlandıran Özgür Özel ve ekibinin..
Tüm çocuklarımızın..
29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI KUTLU OLSUN!
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:89
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 29 Ekim 2025 09:24 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















