Güzellik Kraliçelerinin verdiği ders
Halktv kaynağından alınan verilere dayanarak, Ankara24.com açıklama yapıyor.
Türkiye’nin baş döndüren haber trafiğinde dikkatinizi çekti mi bilmem.
Bu yıl Tayland’da yapılan Miss Universe, yani Kainat Güzeli yarışmasında ilk kez bir eyleme tanık olduk.
Miss Universe Tayland Direktörü, Meksika Güzeli Fatima Bosch'u tanıtım içeriklerini paylaşmadığı gerekçesiyle onlarca yarışmacının önünde azarladı. Hatta “aptal kafa” diye hakaret etti.
Bosch tepki gösterince güvenliği çağırdı ve onu destekleyenlerin diskalifiye edileceği tehdidinde bulundu. Bosch salonu terk etti.. Onun ardından direktörün şaşkın bakışları arasında yarışmacıların neredeyse tamamı salondan çıktı..
Neden anlattım bunu, tahmin etmişsinizdir..
Dün, sizlerin de yakından tanıyıp izlediğinizi bildiğim 5 gazeteci şafak vakti evlerinden alınıp Emniyet’e götürüldü. Hangi iddiayla alındıklarını kendilerinin bile anlamadığı bir sorguya tabi tutuldular. Derken tuhaf bir git-gel ile tam bırakılacakken bırakılmadılar. Gazetecilere serbest olduklarını bildiren bir tutanak verdiler.. Ama kâğıt işe yaramadı!!! “Yeni bir talimat var” diye bekletildiler.. Sonuçta gazeteciler bırakıldı ama telefonları tutuklandı!
Üstüne bir de yurt dışı yasağı getirildi.
*. *. *
İşte o anlarda Emniyet’in önüne birkaç yüz gazeteci gitseydi. Diskalifiye edilme tehdidine rağmen güzellik kraliçelerinin yaptığını yapıp meslektaşlarına desteğini gösterseydi.. Sosyal medya paylaşımları ile yetinmeyip “göze batma” tehlikesini göze alsaydı..
Bazı şeyler farklı olurdu.
Galiba Özgür Özel ve ekibinin her yere yetişip bizim adımıza her tepkiyi göstermesine öyle alıştık ki destek nedir unuttuk!
*. *. *
Sevgili arkadaşım Hüsnü Mahalli tutuklandığında yaşadıklarımı yazmıştım. Ertesi gün Halk TV”ye yayına giderken “kapıda kim bilir kaç kişi destek için gelmiştir” diye düşünüyordum. Oysa ne gelen vardı. Ne arayıp mesaj bırakan..
O gün bırakmıştım ekranı. Sonra Şaban Sevinç’in ısrarıyla ve belki ekrandan bir faydam olur diye dönmüştüm.
Ne yazık ki değişen pek az şey oldu.
Dünkü operasyondan önce Tele 1’de de gördük. Ne seyircisi ne meslektaşı.. Her yere koşmaya çalışan birkaç gazeteci ve siyasetçi dışında kim vardı?
Merdan’ı nasıl yalnız bıraktık.
(Tesadüfen yazılarımı okumaya bugün başlayıp da “sen neden gitmedin nine” diye soran olursa tekraren söyleyeyim. Sağlık sorunları nedeniyle pencereye çıkamıyorum. OK mi!!)
*. *. *
Neyse.. Bunlar geçmişte kaldı. Bari şimdi gücümüzü birleştirip tepkimizi göstermeyi başaralım.
AİHM kararıyla Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala’nın acilen serbest bırakılması gerekiyor. Erdoğan dün buna dair sorulara “yargının vereceği karar” diye cevap verdi.
Gerçekten öyle mi?
Hatırlatalım:
Yıl 2020. Osman Kavala 3 küsur yıldır Gezi davasından Silivri’de tutuklu. Mahkeme, bu uzun tutukluluk süresinde bile iddialar kanıtlanamayınca beraat ve tahliye kararı veriyor.
O gün Erdoğan Meclis grup toplantısında karara açıktan tepki gösteriyor:
"Ciddi manada perde arkasında Soros türü, bazı ülkeleri ayaklandırmak sureti ile oraları karıştıran tipler vardır, onun da Türkiye ayağı içerideydi. Bir manevra ile dün onu (Osman Kavala) beraat ettirmeye kalktılar. Onunla beraber başkaları da bu işin içinde.”
Aynı akşam Osman Kavala Silivri’den bırakılacak.. Eşi, arkadaşları, canlı yayın arabaları Onu bekliyor. Osman’ı çıkışa getirecek cezaevi aracı da görünüyor. Ancak Osman o araçtan inmiyor. İnemiyor.
Çünkü yarım gün içinde yeni bir soruşturma icat edilmiş. O dosyadan tutuklama kararı verilmiş.
Osman hala içerde.. Sekizinci yılı bitirdi.
Yüksek yargıya rağmen bırakılmıyor. Tıpkı Selahattin Demirtaş ve Tayfun Kahraman gibi!
Ama Beştepe’deki yargı galiba artık fikir değiştirmiş.
Saray’ın değerli kalemi Abdülkadir Selvi, hem Erdoğan’ın hem AKP’nin nabzını aktardı:
“Erdoğan, Demirtaş’ın tahliyesi konusuna olumlu yaklaştı. Artık tahliye için sayılı günler kaldı. Selahattin Demirtaş, Terörsüz Türkiye sürecine önemli katkı sağladı. Demirtaş’ın tahliyesi de sürece olumlu katkı yapar.
Bu vesile ile AK Parti içindeki bir arayıştan söz etmek isterim. AK Parti’de, “Yeni bir sayfa açalım. Sadece Selahattin Demirtaş’la yetinmeyelim. Bir özgürlük paketi gibi Osman Kavala dahil toplumun beklenti içinde olduğu isimlere de tahliye yolunu açalım. Böylece özgürlükçü bir rüzgâr estirelim” diye düşünenler var.”
Ya “ÖZGÜRLÜK PAKETİ”nin içine alınmayan Gezi “tutuklusu” ve MS hastası Tayfun Kahraman ne olacak?
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Gezi tutuklusu Tayfun Kahraman hakkında Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) verdiği hak ihlali kararı üzerine yapılan yeniden yargılama talebini reddetti. Mahkeme ayrıca infazın durdurulması ve Tayfun Kahraman'ın tahliye edilmesi yönündeki taleplerin de reddine karar verdi.
Yani bir mahkeme bu ülkenin yargıdaki en üst basamağında yer alan ve adı da zaten bu nedenle YÜKSEK MAHKEME diye geçen Anayasa Mahkemesi’ne direndi.
Önemli kalemler, barolar, hukukçular kararı eleştirdi.
Ancak belki de AKP tabanını etkileyecek asıl eleştiri eski milletvekilleri Şamil Tayyar’dan geldi:
"Anayasa Mahkemesi’ni yetki gasbında bulunmakla suçlayıp Tayfun Kahraman’la ilgili yeniden yargılama kararını yok sayması, çok açık ve net hukuk dışı karardır. HSK, bu yerel mahkemeyi incelemeye almalıdır.”
* * *
Yazının başında Miss Universe yarışmasında yaşananları anlattım ya!
Olayın baş kahramanı Meksika güzeli şunları söyledi :
“Buraya tüm kadınlar ve kızlar adına konuşmak, mücadele edenlerin sesi olmak için geldim. Ülkeme bu mücadeleye tamamen bağlı olduğumu göstermek istiyorum.”
İktidar farkında mı, bilmiyorum.
AKP’yi iktidara taşıyan kadınlar hızla ondan kopuyor. Araştırmalara da yansıyan bu tavrın nedeni, kendilerine “hizmetleriniz için teşekkür ederiz, ama artık size ihtiyacımız kalmadı.. Hadi evlerinize” denmesi.
Kadınları cehennemlik varlıklar gibi gören ve gösteren tarikatlara ses çıkartılmaması.
Bizlerin de Meksika güzeli gibi kadınların, gazetecilerin, cumhuriyeti yaşatmak isteyenlerin sesi olmamız gerekiyor.
Tayland’daki o çirkin adama nasıl özür dilettirildiyse, burada da memleketi boğanlara geri adım attırmamız gerekiyor.
Sadece biz kadınlar mı buluşup eylem yaparız..
Ya da adı sadece “CUMHURİYET’I KORUMAK” olan Türkiye çapında bir mitinge mi katılırız..
Bilmiyorum.. Ama hiç değilse güzellik kraliçeleri kadar olmalıyız!
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:74
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 07 Kasım 2025 09:10 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















