Faşizmin başkenti: Google
Halktv sayfasından alınan verilere dayanarak, Ankara24.com haber yayımlıyor.
Dijital çağın en tehlikeli yanı, sansürün artık siyah bantlarla, polis baskınlarıyla, matbaa mühürleriyle, ekran karartmayla gelmemesi.
Günümüzün sansürü çok daha sessiz, çok daha steril, çok daha kibar! Bir algoritmanın canı sıkılıyor ve gerçek ölü taklidi yapıyor.
Google tam da bu noktada devreye giriyor.
Öyle bir güç ki elinde, haber yok etmek için artık “çaba” bile gerekmiyor.
Haber mi yayınladınız?
Google yüzünü buruşturuyor, “Hımm… Polikalarımıza aykırı olabilir” diyor.
Ve sonra puf! Haber yok.
Buna mühendislikte “buharlaştırma” denir.
Siyasette “sansür”…
Google’ın versiyonunda ise “algoritmik temizlik.”
Nazilerin propaganda bakanı Gobbels bugün yaşasa, Google’ın yöntemlerini görüp utanırdı.
“Biz ne kadar uğraşmışız ya yıllarca… meğer bir satır kod yetiyormuş.”
Çünkü bugün sansür cihazınızın içine yerleşmiş durumda.
Siz fark etmiyorsunuz ama o sizi izliyor, ölçüyor, sınıflandırıyor, uygun bulmuyorsa görünmezliğe gönderiyor.
Otoriter rejimler matbaaları basardı, bugün Google haberi indekslemeden kaldırıyor.
Sansür de çağ atladı yani.
Pudralandı, makyajlandı, “algoritma” parfümüyle piyasaya sürüldü.
Bugün Türkiye’de bile bir platformu kapatmak için hâlâ mahkeme kararı gerekir.
Ya Google’ın uyguladığı gölge sansür için?
Kem küm yok, gerekçe yok, muhatap yok.
Telefon yok, insan yok, hukuk yok.
Sadece gri bir kutu ve buz gibi bir cümle:
“Politikalarımıza aykırı.”
Ne politikası?
Kim yazdı?
Neye göre yazdı?
Hangi topluluk karar verdi?
Bu sorulara cevap yok; ama şikâyet butonu hep var, içi boş bir dekor olarak.
Bir tiyatronun sahne aksesuarı gibi.
Aylardır Halktv'nin haberlerini görülmez yapan Google adını, matematikte “1’in yanına 100 sıfır eklemek” anlamına gelen googol kelimesinden aldı.
Yani: Sonsuz bilgi, sınırsız veri, evrenin toplam atom sayısından bile daha fazla bir büyüklük.
Şimdi gelin şu ironinin güzelliğine bakın.
Adı sınırsız bilgi olan bir şirket, bugün bilgiyi sınırlamakla meşgul.
Sonsuzluğu simgeleyen bir sayıdan ilham alıp, gerçeğin görünürlüğünü sıfıra çekmek…
Dijital çağın kara mizahı budur.
Google’ın vaadi: “Evrenin tüm bilgisi burada.”
Google’ın pratiği: “Ama hangisini göreceğinize ben karar veririm.”
İnsan düşünmeden edemiyor:
Belki de googol denilen o dev sayı, Google’ın çöp kutusuna attığı haberlerin toplamı.
Bugün Halk TV’nin bir içeriği arama sonuçlarında kayboluyorsa, bunun adı “teknik problem” değildir.
Bunun adı:
Algoritmik karartmadır.
Bir haberi yüzde 90 görünmez hâle getirirseniz, onu öldürmüş olursunuz. Dijital matbaanın kapısına kilit vurmak tam da budur.
Üstelik hiçbir sansürcü ortaya çıkmadan, hiçbir el kirlenmeden, hiçbir imza atılmadan.
Bu digital faşizmdir.
Ve bu faşizmin başkenti Google'dır.
Peki biz gazeteciler ne yapıyoruz?
Daha güçlü geri dönüyoruz.
Onlar görünmez duvarlar örüyor, biz yeni pencereler açıyoruz.
Onlar "algoritma gereği” diyor, biz “kamunun hakkıdır” diyoruz.
Çünkü bir şirketin algoritması, halkın haber alma hakkından büyük değildir.
Biz o hakkı savunmaya devam ediyoruz.
Google sansürden vazgeçmiyor diye biz gazetecilikten vazgeçecek değiliz.
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:34
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 02 Aralık 2025 09:40 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















