Erdoğan’dan ateşkes mesajları: İnsanlık cephesi rehavete kapılmasın
Hurriyet kaynağından alınan verilere dayanarak, Ankara24.com açıklama yapıyor.
Şarm El-Şeyh’teki zirvenin dönüş yolunda gazetecilerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, özetle şu mesajları verdi: “Varılan mutabakatın harfiyen uygulanması, bu süreçte Amerika’nın İsrail hükümeti üzerindeki etkisini sürdürmesi çok önemli. Gerçekleşen rehine ve mahkûm takası son derece mühimdi. Anlaşmaya Filistin sorununu çözen bir belge gözüyle bakmak yanlış olur. Varılan bu mutabakat özü itibarıyla bir ateşkes düzenlemesidir.
ÖNÜMÜZDE ÇETİN BİR SÜREÇ VAR
Bize göre Filistin davasının yegâne çözümü, 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız egemen ve coğrafi bütünlüğü haiz bir Filistin devletinin kurulmasıdır. Önümüzde çetin bir süreç var. Evvela İsrail hükümetinin verdiği sözleri tutması temin edilmelidir. Çünkü İsrail tarafının bu konudaki sicili son derece kötüdür. Bu konuda Amerika başta olmak üzere İsrail üzerinde etki sahibi aktörlerin gerekeni yapmaya devam edeceklerine inanıyorum.
GAZZE’YE 102 BİN TON YARDIM
Gazze devasa bir enkaz yığınına dönmüş durumda. Türkiye, 102 bin tonla Gazze’ye en fazla insani yardım gönderen ülkelerden biri. Son birkaç gündür 350 civarında insani yardım TIR’ımız Gazze’ye giriş yaptı. Belgede günlük asgari 600 yardım TIR’ının geçişi öngörülüyor. Biz şu anda oraya bütün engellemelere rağmen AFAD’ımızla 10 bin civarında çadırı depolamış durumdayız. Kış gelmeden Gazzelilerin barınma ihtiyaçlarını gidermek için canla başla çalışacağız. Orada sadece yaraları sarmayacağız. Aynı zamanda geleceği inşa edeceğiz. Filistin davası uzun yıllar sonra ilk defa bu derece insanlığın ortak gündemine oturmuş durumda. Sumud ve özgürlük filoları ile dünyanın en ücra bölgelerinde kefiye takan insanlar, İsrail zulmüne karşı ortak vicdanı temsil ediyor. Gazze’deki sükunet ortamı insanlık cephesini rehavete sevk etmemeli.
İSRAİL’İN ATEŞKES SİCİLİ KÖTÜ
Her şeyden önce bu ateşkesin kalıcı olması ve ihlallerin yaşanmaması önemli. İsrail’in ateşkes ihlalleri konusunda bildiğiniz gibi sicili kötü. Bu durum bizi daha ihtiyatlı ve daha titiz olmaya zorluyor. Türkiye, ABD ve diğer ülkeler bu ateşkesin korunması konusunda kararlı. Yeniden soykırıma dönerse bunun bedelinin ağır olacağını aslında İsrail de biliyor. Şimdi daha güçlü ve müşterek bir irade söz konusu. Bu ortak tavrı Mısır’daki zirvede bir kez daha gördük.
TRUMP TAKİPÇİSİ OLACAK
Gazze’de şu an itibarıyla çatışmalar sona ermiş durumda. Bunun Sayın Trump tarafından ilan edilmiş olması çok çok önemli. Bu işin birinci derecede takipçisi Sayın Trump olacak. Bunu kendisiyle yaptığımız görüşmelerde de ifade etti. En son ayrılırken ayaküstü de ‘Bu süreçte bana ne düşüyorsa telefonla irtibatlarımızı kuralım ve bu telefon diplomasimizi ihmal etmeyelim’ dedi. Görüşmelerimizi her seviyede sürdüreceğiz. Sayın Trump ile kurduğumuz bu diplomasi çok çok önemli. Mısır’da bir araya gelen tüm ülkeler, bu huzur ikliminin güvencesi olacaktır.”
ATTIĞIMIZ İMZALAR SIRADAN DEĞİL
ABD Başkanı Sayın Trump, Mısır Cumhurbaşkanı Sayın Sisi, Katar Emiri Sayın Al Sani ve şahsım dörtlü bir imza uygulaması yaptık. Attığımız bu imzalar sıradan değil. Bu imzalarla da artık bu barış iradesi, tarihin kayıtlarına girmiş durumda.
Altına imza attığımız metin şöyle: “Kalıcı Barış ve Refah İçin Trump Anlaşması. Biz aşağıda imzası bulunanlar iki yılı aşkın süredir devam eden derin acı ve kayıpları sona erdiren ve bölge için umut, güvenlik ile barış ve refah için ortak bir vizyonla tanımlanan yeni bir sayfa açan Trump Barış Anlaşması’na tüm taraflarca gösterilen tarihi taahhüdü ve anlaşmanın hayata geçilişini memnuniyetle karşılıyoruz. Başkan Trump’ın Gazze çatışmasını sonlandırmaya ve Ortadoğu’ya kalıcı barış getirmeye yönelik samimi çabalarını destekliyor ve arkasında duruyoruz. Bu anlaşmayı Filistinliler ve İsrailler dahil olmak üzere bölgedeki tüm halklar için barış, güvenlik, istikrar ve fırsat sağlayacak şekilde birlikte uygulayacağız. Kalıcı barışın hem Filistinlilerin hem de İsraillerin refah içinde yaşayabileceği, temel insan haklarının korunduğu, güvenliklerinin garanti altına alındığı ve onurlarının muhafaza edildiği bir sulh olacağı anlayışındayız. Anlamlı ilerlemenin ancak işbirliği ve devam eden diyalog yoluyla gerçekleşebileceğini ve uluslar ve halklar arasındaki bağların güçlendirilmesini bölgesel ve küresel barış ile istikrarın kalıcı çıkarlarına hizmet ettiğini vurguluyoruz. Aralarında Hıristiyanlık, İslamiyet ve Yahudiliğin de bulunduğu kökleri bu topraklarda iç içe geçmiş inanç toplulukları için bu bölgenin derin tarihi ve manevi öneminin farkındayız. Bu kutsal bağlara saygı gösterilmesi ve kültürel miras alanlarının korunması, barış içinde bir arada yaşama taahhüdümüzün temel önceliği olmaya devam edecektir. Aşırıcılık ve radikalleşmenin her türünü ortadan kaldırma kararlığında birleşmiş bulunuyoruz. Şiddetin ve ırkçılığın normalleştirildiği ya da radikal ideolojilerin sivil yaşamın dokusunu tehdit ettiği hiçbir toplum gelişemez. Aşırıcılığı mümkün kılan koşullara eğilmeyi ve kalıcı barışın temelleri olarak eğitimi, fırsat eşitliğini ve karşılıklı saygıyı desteklemeyi taahhüt ediyoruz. Bu vesileyle gelecekteki anlaşmazlıkların güç kullanımı veya uzun süreli çatışmalar yoluyla değil, diplomatik temaslar ve müzakere aracılığıyla çözülmesi yönünde taahhütte bulunuyoruz. Ortadoğu’nun sürekli savaşlar, tıkanmış müzakereler ya da başarılı şekilde müzakere edilmiş ancak parçalı, eksik veya seçici biçimde uygulanan anlaşmalar şeklinde cereyan eden döngüyü daha fazla kaldıramayacağının bilincindeyiz. Son iki yılda tanık olunan trajediler gelecek nesillerin geçmişin başarısızlıklarından daha iyisini hak ettiğine dair acil bir uyarı işlevi görmelidir. Bu bölgenin ırk, inanç ve etnik kökene bakılmaksızın herkesin barış, güvenlik ve ekonomik refah arzularının peşinden gidebileceği bir yer olmasını sağlayarak herkes için hoşgörü, haysiyet ve fırsat eşitliği istiyoruz. Bölgede karşılıklı saygı ve ortak kader ilkelerine dayanan kapsamlı bir barış, güvenlik ve ortak refah vizyonunun peşindeyiz. Bu anlayışla Gazze Şeridi’nde kapsamlı ve kalıcı barış düzenlemelerinin tesisine yönelik kaydedilen ilerlemeyi, ayrıca İsrail ile bölgedeki komşuları arasındaki dostane ve karşılıklı faydaya dayalı ilişkiyi memnuniyetle karşılıyoruz. Gelecek nesillerin barış içinde bir arada yaşayabilecekleri kurumsal temeller inşa ederek bu mirası hayata geçirmek ve sürdürmek için hep birlikte çalışacağımıza söz veriyoruz. Kalıcı bir barış geleceğine kendimizi adamış bulunuyoruz.”
MEHMETÇİK GAZZE’YE GİDECEK Mİ
“Görev Gücü’nün yapısına dair değerlendirmeler devam ediyor. Gazze’de yapılması gereken çok kritik işler var. Gerek inşa gerek ihya konuları önemli. İnşa konusunda Körfez ülkelerinden tutun Amerika başta olmak üzere Avrupa ülkelerine varıncaya kadar hepsinin desteklerini istiyoruz. İhya olayında da ‘Neleri birlikte yapabiliriz?’ konusunu liderlerle yaptığımız ikili görüşmelerde konuştuk. Onlar da ‘Biz burada rolümüzü üstleneceğiz’ diyorlar. Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanımız Yaşar Güler, MİT Başkanımız İbrahim Kalın başta olmak üzere arkadaşlarımız muhataplarıyla görüşecek. Ben de liderlerle temas halinde olacağım. Gazze’de barış düzeninin kurulması için fevkalâde heyecanlıyız.”
SIK SIK SDG’Yİ UYARIYORUZ
“Suriye’nin ve bölgenin kazanımlarının korunması için yakın eşgüdüm ve işbirliğini güçlendirmekte de kararlıyız. Suriye Cumhurbaşkanı Sayın Ahmed Şara’yı, arkadaşlarını yalnız bırakmak diye bir durum söz konusu değil. Sık sık SDG’yi yanlış yollara tevessül etmemesi, Suriye’nin birlik ve bütünlüğüne destek olmaları konusunda uyarıyoruz. Umarız Suriye’nin toprak bütünlüğü, bir ve beraber, müreffeh geleceğe ulaşmaları yolunda tutum takınırlar. Yönünü Ankara’ya ve Şam’a dönenler kazanacak, kendilerine başka hamiler arayanlar kaybedecek.”
ÖZGÜR ÖZEL’İN BRÜKSEL SEYAHATİ
“CHP bizi şaşırtmıyor. Geçmişte de kendi halkından bulamadığı karşılığı hep yaban ellerde arardı. Yurtdışına şikâyet turları düzenliyorlar. Böyle rezillik olur mu? Biz aslında Sayın Özel’den, Avrupalı Türklerden özür dilemesini beklerdik. Biliyorsunuz 2 ay önce milletvekilleri çıktı gurbetçilerimize, afedersiniz ‘zırzop’ dedi. CHP yönetiminden bu konuda bir açıklama, bir düzeltme gelmedi. Madem Brüksel’e gittin, en azından bunun için bir özür dile. Sayın Özel, bu erdemi göstermediği gibi yoldaşlarına Türkiye Cumhurbaşkanı’nı yuhalatarak çok daha büyük bir skandala imza attı.”
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:31
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 15 Ekim 2025 07:03 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















