Erdoğan PKK’nın restini görecek mi?
Halktv sayfasından alınan verilere dayanarak, Ankara24.com duyuru yapıyor.
Aylardır yazıyorum. Erdoğan sonunda “terörsüz Türkiye” adını alan süreçten güya tek bir şey bekliyor: DEM’in Anayasa değişikliğinde ya da seçimde desteği.
Erdoğan’ın Meclis komisyonun arkasına sığınıp bölgede kalmaya çalışmasından gidişat az çok belli olunca, Bahçeli’nin kucağına bıraktığı el bombasının er ya da geç patlayacağı anlaşılmıştı. İmralı ziyaretiyle patladı.
Bırakın Cumhur ortaklarını, İmralı AKP’yi fena karıştırdı. Saray’ın gözde isimlerinden Cem Küçük bile açık konuştu:
“İmralı’ya gidilmesine halktan destek yüzde sıfırdır. Sokakta bir kişinin bile ‘iyi oldu’ dediğini görmedim.”
Tsunami facialarında tanık olduk. Denizin kabarmasından anlarsınız az sonra başınıza gelecektir. Ama ne engel olabilirsiniz ne de kaçabilirsiniz…
Bunu elbette DEM de biliyordu.
AKP’nin zaman oynamayacağını, ilk fırsatta da birinci süreçte olduğu gibi DEM’i yolda bırakıp, belki de suçlayarak cezaevine göndereceğini hesaba katmışlardı. İşte muhtemelen de bu yüzden Erdoğan’a rest çektiler...Ve “oyalama bizi” diye çok net bir mesaj verdiler.
Kandil'de Fransız AFP haber ajansına konuşan PKK yöneticileri, örgütün,
“Abdullah Öcalan serbest bırakılana kadar adım atmayı bıraktığını” söyledi.
Amed Malazgirt kod isimli bir PKK yöneticisi, “Lider Apo’nun başlattığı tüm adımlar atıldı. Başka bir adım atılmayacak” dedi.
Yani.. Ya Öcalan İmralı’dan çıkartılacak ya da süreç sona erecek.
****
Tam da bu sırada Barzani Türkiye’yi ziyarete gelip.. Şırnak’ta Kürt bayrakları ve silahlı koruma ordusu ile boy göstermez mi!
İlk süreçteki Habur krizini hatırlatan görüntüler anında eleştiri sağanağına tutuldu.
Cumhurbaşkanı baş danışmanlarından Oktay Saral ise Saray’ın nabzını kibar kibar şöyle yansıttı:
“Şırnak’ta Mesud Barzani’nin misafir edilmesi, kuşkusuz misafirperver milletimizin asaletidir. Biz hoş geldin demeyi biliriz; ama devletimizin çizgisini, protokolünü ve vakarını kimseye çiğnetmeyiz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin protokol kuralları dün başka, bugün başka değildir. Barzani bugün ne Kuzey Irak yönetiminde ne de Irak Merkezi Hükümeti’nde herhangi bir resmî göreve sahiptir.”
Bu nedenle gösterilecek muamele de en fazla eski bir devlet adamına gösterilecek seviyede olur; fazlası devlet ciddiyetini zedeler. Ancak görüyoruz ki, Türk topraklarında yabancı kişilerinin askeri üniforma ve uzun namlulu silahlarla dolaştığı görüntüler ortaya çıkmıştır.
Bu tablo yalnızca teamüllere değil devletimizin köklü itibarına da gölge düşürür. Türkiye Cumhuriyeti, misafirini ister Şırnak'ta olsun, ister Bağdat'ta ister Erbil’de… Her yerde koruyacak güçte ve kudrettedir. Biz kendi vatanımızda güvenliği başka ellere bırakacak bir devlet değiliz!"
Eeeee!
Ne anladık bu açıklamadan?
Erdoğan incinmiş mi! Elimize geçirirsek fena yaparız mı? NE!
İnsan merak ediyor, değil mi!
Vaktiyle Irak topraklarında başlarına çuval geçirilerek esir alınan Türk askerlerini koruyamayan AKP iktidarı değil miydi?
Ya bugün: Son bir haftada yaşananların ne kadarı Saray’ın kontrolü altında.
Acaba Amerika'ya verilen.. Ne olduklarını arada sırada koloni valisi (!) Tom Barrack'ın açıklamalarından anlayabildiğimiz vaatler mi söz konusu.
Trump'ın.. Hatta doğrudan Netanyahu'nun bölge tasarımında Kürtlere biçtikleri rol ne?
KCK Yürütme Konseyi eşbaşkanı Bese Hozat'ın birkaç gün önce söyledikleri bir fikir veriyor sanki:
"Türkiye üzerinde çok ciddi bir tehlike var. Eğer Türk devleti adım atmaz, Kürt sorununu demokratik temelde çözmez, Kürtlerin varlığını ve kimliğini tanımazsa Türkiye'nin geleceği çok karanlıktır. Türkiye, varlığını ancak Kürt-Türk birliğini demokratik temelde sağlayarak koruyabilir. Devlet Bahçeli tehlikenin derinliğini görüyor ve kendince bir rota çizmeye çalışıyor. Ancak iktidar halen kararsız, bir çözüm programı ve politikası yok. Konjonktüre bakarak 'bir şeyler buluruz' yaklaşımı Türkiye'ye kaybettirir."
***
Erdoğan "bir şeyler” bulabilir mi gerçekten.. Yoksa kimilerinin “YENİ HAÇLI SEFERİ" diye gördüğü hamleleri görmezden gelmeye devam mı edecek?
Burada pek çoğumuza şaka gibi geliyor ama hem ABD hem de İsrail yönetiminde bir "armageddon beklentisi” var. Yani Evangelistlere göre İsa'nın dünyaya döneceği güne!
Beyaz Saray'da, oval ofiste, Trump'ın etrafını sararak ayin yapanlar buna içten inanıyor mu, bilmiyorum. Ama ABD sağ seçmenini inandırdıkları ortada.
Tıpkı bizde siyasal islamı savunduklarına inanmamızı bekleyenler gibi.
Sosyal medya platformlarına bakın.. Neyi savunduklarını, nasıl lüks yaşayıp nelere para harcadıklarını görünce anlayacaksınız.
Onlar çok sevdikleri bu yaşam tarzından.. Erdoğan da koltuğundan olmamak için susmaya devam edecekler herhalde.
Öyle ki, Trump efendi Müslüman Kardeşler'i terör örgütü ilan etti. Erdoğan'ın çıtı çıkmadı. Oysa Esad döneminde aralar, Suriye yönetiminde Müslüman Kardeşler'e kontenjan verilmedi diye savaş boyutuna kadar gelmiş.. Sonrasında zaten savaş çıkartılıp Suriye eski teröriste teslim edilmişti.
Bese Hozat, talepleri yerine getirilmezse "Türkiye'nin geleceğinin karanlık olduğunu" söylerken boş bir tehdit mi savuruyordu.. Yoksa Barrack tarafından Ankara'ya iletilen mesajları bildiğini mi ima ediyordu?
***
Şurası açık: Erdoğan ve kurmayları artık yeni proje ya da politika üretemiyor. Saray'da sadece günü kurtarma telaşı var.
Anayasa değişikliği.. Ve bunun için DEM desteği de lafügüzaf, yani boş lakırdı!
Erdoğan elindeki Anayasa'yı uygulamıyor.. Anayasa Mahkemesi'ni dinlemiyor.. Yargı bağımsızlığının üzerinde tepiniyor.. Yeni bir anayasayı ne yapsın!
Maksat içerde ve dışardaki müthiş çöküşü kamufle etmek... "DEM ile görüşüyor, İmralı'yı ziyaret ediyorsak, her şey Atatürk Cumhuriyeti anayasası yerine inancımıza uygun bir anayasa yapmak için" masalı anlatmak!
Ancak, PKK aslında anlamak isteyen herkesin gördüğü oyunu çözdü. Belli ki arkasına ABD'yi de alarak resti çekti.
Erdoğan nasıl karşılık verecek diye beklerken dün gece kabine toplantısından sonra süreçle ilgili olarak "girdiğimiz yoldan dönecek değiliz" deyiverdi.
Bugüne kadarki en büyük riski göze almasının nedeni bana göre iki şıktan biri:
A) Erdoğan'a PKK'nın resti haber verilmedi
B) Büyük bir abi, "isteneni yapın dosyalarınızı açtırmayın" dedi!
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:102
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 02 Aralık 2025 09:29 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















