Erdoğan İbrahim Kulübünde
Halktv sayfasından alınan bilgilere göre, Ankara24.com açıklama yapıyor.

Fotoğraf bu yılın yaz aylarında İsrail caddelerini süslüyordu. Ortada Trump.. bir yanında Netanyahu diğer yanında Suudi veliahtı Selman.. Onun yanında Sisi ve bir köşede Ahmet El Şara.. Ve bölgenin diğer liderleri.. “İbrahim Koalisyonu” adı altında, “YENİ BİR ORTA DOĞU ZAMANI” için bir aradalar! Erdoğan henüz “tek tanrılı dinlerin atası” diye bilinen İbrahim’in adını taşıyan kulüpte olmadığı için o fotoğrafta da yok.
Ama şimdi Mısır’da. Ve bölgeyi dizayn eden Trump’ın zaferini kutlamakta.
Her ne kadar Netanyahu ile düşmanlık çizgisini aşmasa da.. Mısır gibi, Gezi protestolarından 15 Temmuz’a kritik başlıklarda suçlanan Arap Emirlikleri gibi “eski düşmanlarla” bir arada.
Anlaşılan o günler de unutulmuş.. “Dinler arası diyalog” diye gündeme taşınan dikenli konu da!
*. *. *
(Devam etmeden bir not: Erdoğan Mısır’a iki eliyle birden Rabia işareti yaparak ayak bastı. Mursi günlerini hatırlatan o görüntü kasıtlı mıydı? Yoksa Türkiye’deki son dalgın, kafası karışık halinin sonucu muydu, bilmiyorum. Aslında Trump da uçaktan şişmiş yüzü ve uykudan kapanan gözlerle inmişti. Ne de olsa bu yaşlarda bunlar zor işler!!)
Dönelim dikenli konumuza!
Dinler arası diyalog, 2000’lerin ikinci yarısında Fethullah Gülen tarafından sıkça dile getirilen bir kavramdı. Özellikle bölgemizde çatışmaların, ülkeler ya de hükümetler değil, üç kadim din arasında diyalog ile sağlanabileceği ileri sürülüyordu.
Ne var ki bu önerme, Türkiye’de Gülen Cemaati dışındaki bütün Sünni tarikatların, grupların büyük tepkisine yol açmıştı..
Söylenen şuydu: Allah katında hak dini İslam’dır. Diğerleri ise İslam sonrası hükmü kalmayan inanç sistemleri. Dolayısıyla aralarında diyalog olması söz konusu değildir.
Gülen’in, arkasına ABD’yi alarak, en azından Dalai Lama benzeri ruhani bir kimlik edinmek istediği anlaşılıyordu. Erdoğan’ın ise İslam dünyasının emiri olmaya soyunduğu
zaten biliniyordu.
Gülen ile yollar ayrılınca konu da gündemden düştü.
Sonra bir baktık ”BÖLGEMİZİN EMİRİ” Trump, projeyi hayata geçirmeyi başarmış.
Nobel Barış Ödülü ile vedalaştığına göre bu başarının “getirisi” ne olacak, diyeceksiniz!
Yanıtını Zeynep Gürcanlı’nın Ekonomim’deki yazısından vereyim:
“Zengezur’dan Gazze’ye uzanan Amerikan askeri varlığı, bölge denkleminde güç dengesini değiştiriyor. Gazze ateşkesi yürürlüğe girerken, ABD askerlerinin bölgeye “denetim” amacıyla yerleştirilmesi, Ortadoğu’da İran’ı çevreleme stratejisinin yeni aşaması olarak değerlendiriliyor.
Gazze sınırına Amerikan askeri, Zengezur'a silahlı Amerikan eski komandoları yerleştirilmesi.. Ve İsrail topraklarına konuşlanacak Amerikan askerleri hem İsrail için "güvence" olacak, hem de İran ve İran yanlısı milislerin "çevrelenmesi" için bir adım daha atılacak. Yıllardır İran'ın desteğiyle ayakta kalan Hamas, başını kaldırmaya kalkarsa, bu kez karşısında sadece İsrail değil, Amerikalılar da olacak. Hem Trump, hem Netanyahu yönetimleri için "kazan-kazan" durumu.”
Ya kaybeden? Elbette başta, Suriye’nin el değiştirmesi sonucu Rusya..
Ve bana sorarsanız önce Irak, sonra Suriye’ye Amerikan müdahalesiyle yaşadıklarımızla, Türkiye.
Ama yapacak bir şey yok! El mecbur..
Erdoğan Trump’la öylesine bir ilişki yumağında ki!
Diyalogsa diyalog.. İran’a harekatsa harekat.. Doğal gazsa, Rusya’yı bırakıp ta oralardan doğal gaz.. Hatta belki Çin’in gümrük tarifesine misilleme olarak ihracatını kısıtladığı doğal toprak elementleri..
Günlerdir bu “yakınlığın nedeni Halk Bankası” mı diye konuşulup duruyor. Uzmanların anlattığına göre, o davada ceza çıkarsa ödememiz gereken milyarlarca dolar gerçekten de yeterli bir neden! Sadece para değil elbette. Erdoğan ailesine uzanan yaptırımlar söz konusu deniyor.
* * *
(Bitirmeden bir not daha: Bölgenin askeri, kültürel, inanç tarihine dair araştırmaları okumaya özen gösteririm. Okuduklarımdan pek çoğunda Hz. İbrahim’in yaşadığına dair hiçbir kayıt, bilgi, emare bulunmadığı yazıyordu. Bu arada Göbeklitepe ve Karahantepe’ sonrası peşpeşe “tarih ve ezber bozan” kazılarla ortaya çıkan bir sonuç nedenini anlatır gibi. Binlerce yıl önce oradaki insanların “balık” yediği anlaşılmıştı. İlave araştırmalar da Urfa ve çevresinin çok büyük bir göl olduğu, efsanelerdeki balık motifinin muhtemelen bundan kaynaklandığı düşünülüyordu.)
Tarihi, kimin ne zaman söylediği bilinmeyen hadislerden öğrenmekle yetinenler.. Bugün yaşananları da “dünya lideri Reis” klişesinden öteye göremeyenler..
Bakalım, Reis’in her U dönüşüne daha ne kadar eşlik edebileceksiniz!
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:93
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 14 Ekim 2025 09:08 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















