Ekrana bağlandı hayatı karardı
Sabah sayfasından alınan verilere göre, Ankara24.com bilgi veriyor.
Ülkemizde 15-24 yaş arası 3 milyon ev genci olduğu biliniyor. Evlerinin sınırları içine çekilmiş bu genç nüfus, toplumsal yaşamdan giderek uzaklaşıyor. Ne çalışıyor, ne okuyor ne de iş arıyorlar. Ekonomik olarak ailelerine bağlılar. Tüm vakitlerini evde, ellerinde kumanda, klavye ve telefonla geçiriyorlar. Eğitim, iş veya sosyalleşme amacıyla dışarı çıkma motivasyonunu kaybeden bu kişiler, kendilerini eve hapsediyor. Fiziksel aktivitelerin yerini, sanal oyunlar, sosyal medya platformları ve çevrimiçi içerikler alıyor.
DİJİTAL BAĞIMLISI OLDU
Hatay'da depremden 2 ay önce kendisini eve kapatan ve 3 yıl boyunca sokağa çıkamayan, tırnaklarını dahi kesmeyen Barış Özbay'ın içinde bulunduğu durum da son yıllarda Türkiye'de artış gösteren ev gençlerini tekrar gündeme getirdi. Kahramanmaraş merkezli depremlerde evini kaybeden ve Defne ilçesinde yaşamlarını sürdüren 50 yaşındaki anne Semra Özbay ve 23 yaşındaki oğlu Barış Özbay, yaşadıkları depremin ardından hayata birlikte tutunarak yaşamlarını sürdürüyor.
Ancak yaşama hevesini kaybeden ve okuduğu üniversiteyi yarıda bırakarak sürekli bilgisayar ve cep telefonuyla oynamaya başlayan Barış Özbay, sanal dünyaya bağımlı hale geldi. Yaşamak için gerekli ihtiyaçlarını gideren genç adam; ne duş alıyor ne de tırnaklarını kesiyor. Evin dışına 3 yıla yakın süredir tek adım dahi atmayan Barış, telefonla ve bilgisayarla oynamaktan boynunu dahi çeviremeyecek hale geldi. Özbay, "Genelde uyanıyorum, tuvaletimi yapıyorum, yemeğimi mecbur olduğum için yiyorum yoksa hiçbirini yapmam. Sonra oturup telefonla oynuyorum. Duvarları izliyorum ve akşam olmasını bekliyorum sonra uyuyorum. Depremden 2 ay önce kendimi eve kapattım. Ondan önce de yavaş yavaş hayata karşı bıkkınlığım başlıyordu. Depremden önce banyo yapıyordum ama şimdi banyo yapmak istemiyorum. Hayalim yok. Hiçbir şey olmasını istemiyorum" diyor. Psikologlar Özbay'ın şahsında, dijital bağımlılığın neden olduğu ev gençleri meselesinin perde arkasını SABAH'a değerlendirdi:

BÜYÜK BİR PSİKOLOJİK SORUN
Klinik Psikolog Mehmet Teber: 'Ev genci' yakın zamanlarda kullanılmaya başlanan bir tanımlama. Ailelerinden aldıkları harçlıklar ile yaşıyorlar. Ülkemizdeki mezun gençlerin üçte birinin ev genci olduğu tahmin ediliyor. Gençleri ev gençleri olmaya iten katmanlı birçok faktör var. Bir başka neden olarak lise sonrasında yetersiz mesleki yönlendirmeyi sayabiliriz. İmkânlara kavuşmak ileride bedel ödenmesi gereken yerlerde aksiyon alamamayı doğuruyor. Mezun olduklarında onları biraz zorlayacak işlerden hemen kaçıyorlar. Tüm bunlar yaşam umudunu da aşağı çekip depresyona bile sürükleyebiliyor gençleri.
Klinik Psikolog Ayhan Altaş:
EV gençleri, çoğunlukla dijital dünyada aktif olup internet, video oyunları, sosyal medya ve çevrimiçi içeriklerle vakit geçirirler. Aslında çocuklarımızın ev genci olması birkaç faktöre bağlı olarak oluşur yani sadece aileden kaynaklanmaz. Sosyal hayatta sorun çözmemiş çocuklar büyüyünce sorunlarla karşılaştığında anne babasının gözlerine bakıyor. Ev gençlerinin hayatla ilgili beklentisizliği ve kolay pes etme eğilimi yaygın bir olgu haline geldi. Bu durum, yalnızca ekonomik koşullardan değil, psikolojik, sosyokültürel ve çevresel faktörlerden de kaynaklanır. Gelecek kaygısı, başarı baskısı, duygusal yalnızlık gibi faktörler hayatla ilgili beklentilerin yok olmasının zeminini oluşturuyor.
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:40
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 16 Ekim 2025 07:01 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















