Ekonomi siyasi strese ne kadar dayanabilir? Sözcü Gazetesi
Ankara24.com, Sozcu kaynağından alınan verilere dayanarak açıklama yapıyor.
Ekrem İmamoğlu’na ilişkin iddianameye piyasanın tepkisi, ekonomi çevrelerinde tartışılıyor. İddianameye ilk anda tepki vermeyen piyasalar, CHP’ye kapatma talebi ortaya çıkınca hızla bozuldu. Genel beklenti; “piyasaların zaman zaman sert hareketlere neden olan, uzun süreli bir stres süreci yaşayacağı” yönünde.
İddianameye piyasaların ilk andaki tepkisinin nötr olması, ister istemez, “piyasaların İmamoğlu davasını kanıksadığı, bu nedenle tepki vermediği” düşüncesini akla getirdi. “CHP’nin kapatılmasının siyasi iklimi iyice bozacağı” düşünüldüğü için de büyük tepki geldi.
Piyasaların verdiği kapatma tepkisinin büyümesini önlemek için, savcılık alelacele “bunun Yargıtay’a öneri olarak sunulduğu” açıklamasını yaptı. Bunun üzerine piyasalar yumuşasa da, bankacıların hala “CHP’yi bile kapatabilirler mi?” sorusuna yanıt aramaya devam ettiklerini, ilk elden biliyoruz.
19 Mart’tan bu yana yaşananlar nedeniyle, artık kimse “CHP’nin kapatılmasına kadar gitmezler” diyemiyor. Bunun ne kadar zor olduğu, bedelinin büyük olacağı, cesaret edilemeyeceği söyleniyor ama kimse “olmaz” diyemiyor. Çünkü şimdiye kadar, bir hukuk devletinde “bu da olmaz” denilecek o kadar çok şey yaşandı ki...
Küresel şartlara baktığımızda; durum net değil ama bir ay öncesine kıyasla riskler daha az gözüküyor. Ticaret krizi yumuşadı, savaşlar azaldı ama şimdi de ABD’de tırmanan iç kriz, İsrail’in durmak bilmeyen saldırıları, hâlâ sakin ve öngörülebilir bir küresel sürece girilmediğini gösteriyor.
Küresel ekonomideki gelişmelerin, Türkiye’nin, daha doğrusu iktidarın işine yaradığı söylenebilir. En azından altın fiyatlarının yükselmesiyle döviz rezervlerinde yaklaşık 40 milyar dolar düzeyinde artış oldu. Tabii ki altın fiyatları eski seviyelerine geri dönerse, bir o kadar da düşüş görünecek ama şimdilik rezerv tablosunu iyi gösteriyor.
SICAK PARAYA DEVAM
Bunun yanında Türkiye’ye sıcak para girişinin devam ettiği görülüyor. Özellikle swaplar yoluyla giriş sürerken, brüt rezervler yeniden 190 milyar dolar eşiğine geldi.
Yabancı para hesapları büyümüyor, yani dövize talebin artmadığı izlenimi var. Ancak özel sektörün, rezerve büyük katkı yapan, kısa vadeli dış borçlanmaları çok büyüdü, sıcak para da eklenince, rezerv üzerinde baskı hissedilmiyor.
Buna karşılık döviz ve altın yatırım fonlarındaki artış, swapların çok kısa süreli olması, kısa vadeli döviz borçlarındaki artışlar, ayrıca TL yatırım fonlarından hızla dövize dönme riski, mevcut durumun sürdürülebilirliğini tartışmaya açıyor.
İşte devam eden siyasi krizin ekonomiye olası etkilerini tahmin etmeye çalışırken, bu unsurları da hesaba katmak gerekiyor. Enflasyondaki düşüşün yavaşladığı, yüzde 16’lık hedefe rağmen “yüzde 25’te enflasyonun takılı kalacağı beklentisinin hakim olduğu” bir süreçteyiz.
Enflasyondaki bu kötümserliğe rağmen, siyasi baskıların da etkisiyle, Merkez’in, 1’er puan da olsa, faizlerdeki düşüş sürecini devam ettireceği beklentisi hakim.
İddianameye ilk aşamada tepki vermeyen piyasaların, stresin birikmesi halinde; daha küçük bir habere bile, çok büyük tepki vermeyeceğini kimse garanti edemez.
Sistemin döviz borcu hem çok yüksek, hem de kısa vadeli olunca; verilecek büyük tepkilere rezervler dayanamayabilir. Siyasi krizin tetikleyeceği panik piyasalarda ve ekonomide tahminlerin ötesinde etki yaratabilir.
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:20
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 14 Kasım 2025 06:22 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















