Dilek İmamoğlu o umudunu açıkladı: Gelecek hafta bir Sürpriz olur mu?
Halktv sayfasından elde edilen bilgilere dayanarak, Ankara24.com duyuru yapıyor.
İBB Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu ve İBB tutukluları için kurulan Aile Dayanışma Ağı, 10’uncu kez Saraçhane’de buluştu.
Buluşmaya CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, Sol Parti'nin önemli isimlerinden Alper Taş, İBB Başkanvekili Nuri Aslan ve eski CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu da katıldı.
Açılış konuşmasını yapan Dilek İmamoğlu, eşi Ekrem İmamoğlu’nun 210 gündür özgürlüğünden mahrum bırakıldığını belirterek şunları ifade etti.
“Her hafta daha büyüyen bir kalabalıkta toplanıyoruz. Her hafta daha güçlü bir dayanışmayı yanımızda hissediyoruz. Aile dayanışma buluşmaları toplum vicdanının sesi olmuştur artık. Saraçhane bu buluşmalarla adaletin sustuğu yerde halkın vicdanının konuştuğu bir alana dönüşmüştür.”Dilek İmamoğlu, önümüzdeki hafta eşinin üç ayrı dava için hâkim karşısına çıkacağını vurguladı:
“Bu üç dava Ekrem İmamoğlu'nun karşı karşıya olduğu yargı tacizinin sadece küçük bir parçası. Çok sayıda davayla siyasallaşmış yargı eliyle yürütülen bir karalama kampanyasıyla mücadele ediyoruz.”"EKREM İMAMOĞLU'NA DEĞİL MİLLETİN İRADESİNE AÇILMIŞTIR"İmamoğlu, bu davaların amacının siyasi olduğunu şu sözlerle ifade etti:
“Yani bu davalar Ekrem İmamoğlu'na değil milletin iradesine karşı açılmış davalardır. Adalet bir kişiye değil hepimize ve bütün topluma lazımdır.”Diploma davasını hatırlatan Dilek İmamoğlu, “Ekrem İmamoğlu'nun alın teriyle kazandığı emeğinin karşılığı olan diplomasına bile göz konuldu” dedi.
Sahte diplomaların meşrulaştırılmaya çalışıldığını belirterek şöyle devam etti:
“Bu çelişki, bu eşitsizlik toplumun vicdanını derinden yaralamaktadır. Yargı bir an önce siyasetin gölgesinden kurtulmalı, herkese eşit davranmaya başlamalıdır.”Son dönemde artan şiddet vakalarına da dikkat çeken İmamoğlu, Gazeteci Hakan Tosun’un öldürülmesini hatırlatarak şunları ifade etti:
“Kadınlar, çocuklar, gazeteciler her biri ayrı adaletsizliğin mağdurları...Uyuşturucu tacirleri, katiller dışarıda Fikrini söyleyen, muhalefet eden, siyaset yapan bu millete barış getirecek ve milleti düşmüş olduğu yoksulluktan ve yoksulluktan kurtaracak olan kişiler içeride rehin tutuluyor. Böyle adalet olmaz.Birileri düşüncelerini dile getirmekten korkarken birileri sokak ortasında can almaktan korkmuyorsa ortada bir adalet sorunu var demektir.Bu hiç kimsenin saklayamayacağı bir gerçektir artık. Masumiyet karinesinin hiçe sayılması, adaletin gecikmesi suçsuz insanların aylarca sebepsiz yere tutsak edilmesi de adaletsizliğin varacağı son noktadır."
Dilek İmamoğlu'ndan 'Sızdırılan iddianame' çıkışı
Dilek İmamoğlu, ortada hala bir iddianame olmadığını ve avukatlarının da tutuklanarak savunma haklarının ellerinden alındığını şöyle ifade etti:
"Bugün 17 Ekim 2025. 30 Ekim 2024'ten bu yana bu sürecin kabusunu yaşıyoruz. Neden? Ekrem İmamoğlu ve çalışma arkadaşları 210 gündür haksız ve hukuksuz biçimde özgürlüklerinden mahrum bırakılıyor. Neden? Ortada hala bir iddianame yok. Aile avukatımız Mehmet Pehlivan tutuklanarak savunma hakkımız bile elimizden alınmıştır. Neden? Türkiye'de barış ve güven ortamının sağlanması için sadece mahkeme salonlarında değil toplumun her alanında eşitsizlikleri sona erdirmeye adaleti sağlamaya ihtiyacımız var çünkü. Milyonlarca insan sokaklarda hak, hukuk adalet ararken ve aylardır bunu devam ettiriyorken çoğunlukla ve kalabalığımız artarak devam ederken bu seslere sağır kalmak neyin inadıdır. Ne yapılmaya çalışılıyor? Gerçekten artık soruyoruz ve bunu anlamakta zorlanıyoruz. Ne yapmak istiyorsunuz bizlere? Hak Hukuk adalet Evet hepimiz artık ezberledik. Bunu biliyoruz herkes biliyor. Adalet sağlanmadan ne ekonomi düzelir, ne demokrasi gelişir ne de gençler, çocuklar geleceği ümitle bakmaya başlayabilirler.""BELKİ DE TUTSAKLARIN SERBEST BIRAKILDIĞI SÜRPRİZİYLE GELECEK HAFTA..."Dilek İmamoğlu sözlerini şöyle bitirdi:
"Aile dayanışma buluşmaları adil, huzurlu, bereketli ve herkesin de eşit olduğu bir Türkiye umudunun sembolü olmuştur artık. Bu ülkenin geleceğini susmayan vicdanlar umudunu yitirmeyen insanlar kurtaracaktır. Tekrar ediyorum. Bu ülkenin geleceğini susmayan vicdanlar kafasını, başını kuma gömmeyen, kafa arkasına perdenin arkasına gizlenmeyen insanlar, vicdanlar ve umudunu yitirmeyen insanlar kurtaracaktır.Biz adaletin, özgürlüğün ve insan onurunun yeniden hüküm süreceği bir ülke için buradayız ve bunun için mücadele ediyoruz. Etmeye de devam edeceğiz. Herkesi bu umuda güç vermeye, dayanışmaya bekliyorum. Önümüzdeki hafta tekrar yine bu dileklerle görüşmek umuduyla belki de tutsakların serbest bırakılmış sürpriziyle hepimize sevgilerimi ve saygılarımı sunuyorum""ONSUZ GEÇEN HER GÜNÜN AĞIRLIĞINI TAŞIYORUZ"Tutuklu bulunan İBB Medya A.Ş. Genel Müdürü Fatoş Pınar Türker’in annesi Kadriye Türker, duygusal bir konuşma yaptı. Kızının, 19 Mart sabahı hiçbir delil gösterilmeden gözaltına alındığını hatırlattı:
“O sabah bizim için hayat durdu. 17 ve 12 yaşındaki torunlarım, polis baskınına tanıklık etti. Kızım özgürlüğünden mahrum, çocuklarına hasret. Bizler ise onsuz geçen her günün ağırlığını taşıyoruz.”Silivri (Marmara) Cezaevi’nden Düzce T Tipi Cezaevi’ne nakledilen kızından günlerce haber alamadıklarını söyleyen Türker, yaşananları şöyle aktardı:
“Yatacak yer olmadığı için 8-10 gün yer yatağında yattı. Eşyaları çöp poşetindeydi. Bir annenin yüreği evladının uğradığı haksızlığı her zerresinde hisseder.”Kızı Pınar Türker’in lise mezuniyet töreninde kızının boş kalan sandalyesini “adaletsizliğin simgesi” olarak tanımlayan Kadriye Türker, şu sözlerle konuşmasını sonlandırdı:
“Adaletin yerini bulacağına, kızım ve onun gibi haksız yere özgürlüğünden mahrum bırakılan herkesin en kısa zamanda sevdiklerine kavuşacaklarına inanıyorum.”Üniversite öğrencisi Meriç Aydın, 19 Mart Saraçhane müdahalesinde gözünden vurulduğunu ve sağ gözünde yüzde 70 görme kaybı yaşadığını belirtti:
“Bu sözler bir kuşağın içinden geçen ama çoğu zaman susturulan sesidir. Sağ gözüm artık yüzde 70 oranında görmüyor. Ama ben hâlâ görüyorum. Bu ülkenin gençlerinin ne kadar onurlu, ne kadar kararlı olduğunu görüyorum.”Aydın, Gezi’yi anma eylemlerinde gözaltına alındığını, saatlerce otobüste ters kelepçeyle havasız bırakıldıklarını anlattı:
“Defalarca su istedik. Ama suyu ancak kameralar açıldığında verdiler. O an bile en basit ihtiyacımızı bir gösteriye dönüştürdüler.”Gençliğin adalet mücadelesinden vazgeçmeyeceğini söyleyen Aydın, konuşmasını şu sözlerle bitirdi:
“Gözüm eksik ama vicdanım tam. Canım yandı ama inancım hâlâ diri. Biz haklıyız, haklıyız kazanacağız.”
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:87
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 17 Ekim 2025 14:22 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















