DEM Parti den CHP ye Öcalan çağrısı! Barış korkusu olarak algılanır
Halktv sayfasından alınan verilere dayanarak, Ankara24.com duyuru yapıyor.
DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan konuşuyor:
Ana muhalefet Partisi.... Çünkü kendilerine yakışan da, yaraşan da tam olarak bunun en ön safında yer almaktır. Aksi takdirde Öcalan'ın siyasi muhataplığını inkar etmek üzerinden kurulan, kurulmaya çalışılan her cümle siyasetsizlik olarak algılanır. Çözümsüzlük olarak algılanır. Barış korkusu olarak algılanır.
Biz böyle bir tuzağa düşmeyecek iradeyi tüm siyasi partilerin göstereceğine, göstermeleri gerektiğine inanıyoruz. Dil dedik sevgili arkadaşlar. Yine Merkez Yürütme Kurulumuzun önemli gündemlerinden biriydi bu. Barışın konuşulduğu bir zamanda hiç de barışa yakışır, yaraşır bir dil kullanılmıyor. Birebir konuşmalarda barıştan yana olduğumuzu söylemek yetmiyor. Bunun açıklanması da gerekiyor. Bunun ifade edilmesi de gerekiyor. Dil yalnızca daha önce de söylediğimiz gibi bir ifade aracı değil, yalnızca konuşmak için kullandığımız bir şey değil. Ezber bozmaktan bahsediyoruz. Siyasi çıkarlara değil, toplumsal çıkarlara odaklanmaktan bahsediyoruz. Partilerin siyasi ikbal hesaplarına göre pozisyon almaktan değil toplumsal bir pozisyon almaktan bahsediyoruz. Cesur olmaktan bahsediyoruz. Tabuları yıkmaktan bahsediyoruz. Eski yöntemlerle yeni inşa edilemez diyoruz. İşte tüm bunlar için yalnızca zaman zaman güzel sözler söylemek yetmiyor. Somut adımlar da gerekli. Zaman zaman güzel sözler söyleyeceğimiz ve sorunları palyatif bir şekilde çözmeye çalışacağımız ya da bunları çözüm önerileri gibi kamuoyuna anlatmaya çalışacağımız dönemi çoktan geride bıraktık. Bizden parti olarak hazırız. Bir daha söyleyelim. Tüm hazırlıklarımızı tamamladık. İlk günden beri komisyon üyelerinin bu gündemde toplanması gerektiğini söylüyorduk ve bunun çok geciktirildiğinin de çokça altını çizdik. Yarın nihayet komisyon bu gündemde toplanıyor. Bu gündemde toplanacağını da kamuoyuyla paylaştı. Şimdi orada bulunan üyelerin karar verme zamanı. Üyelerin vereceği karar Türkiye'nin geleceğini ilgilendiriyor. Önümüzdeki yüzyılı ilgilendiriyor. Bu kadar kritik, bu kadar tarihi, bu kadar önemli bir kararla karşı karşıya komisyon üyeleri. Yine çok söyleniyor. Elimizi taşının altına koyduk deniyor sıkça. Hatta bazen gövdemizi de taşının altına koyduk diyenler oluyor biliyorsunuz. Bizden parti olarak yalnızca elimizi değil bedenimizi onlarca yıldır taşın altına koymuş vaziyetteyiz. Yalnızca bugün değil. O yüzden hazırız biz. O yüzden bu görüşmenin öneminin idrakindeyiz ve bunu savunmaktan vazgeçmiyoruz ve bunun gerçekleşmesi için elimizden geleni de yapmaya çalışıyoruz. Korkmuyoruz çünkü bu bir korku meselesi değil. Burada korkulacak bir şey yok. Asıl korkması gerekenler barışı, demokrasiyi, eşit bir arada yaşamı ve özgürlüğü savunamayanlardır bugün. Bu konuda çekingen, çekimser kalanlardır. Bu konuda mütereddit tavır sürdürmeye eğilimi olanlardır.
Bu bir risk değil. Bir fırsat. Tüm siyasiler için bir fırsat. Tüm siyasetçiler için bir fırsat. Toplumsal bir fırsatı kalıcı hale getirmenin imkanını doğru zamanda, doğru yerde değerlendirmenin olanağı bu. O nedenle biz bu fırsatı pekiştirecek adımları atmaktan, bunları teşvik etmekten, bu konuda sorumluluk üstlenmekten kaçınmıyoruz.
"GÜLİSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT O HEYETTE YER ALACAK"Ayrıca şunu da hep hatırda tutuyoruz. Kaybettiğimiz binlerce cana borcumuz var. Onurlu bir barış, demokratik bir yaşam borcumuz var. Nice Türk ve Kürt gencine böyle bir borcumuz var işte. Sevgili arkadaşlar, komisyon tabii ki yarın takdir edecek. Toplanacaklar ve bu konuyu konuşacaklar. Ama bizden parti olarak komisyonun oluşturulacak heyette İmralı adasına gidecek komisyon üyemizi de belirledik aynı zamanda Merkez Yürütme Kurulumuzda. Eğer bir kişiyle temsil edilirse Parti, Grup Başkanvekilimiz aynı zamanda komisyonda da koordinatör Grup Başkanvekili olarak görev üstlenen arkadaşımız Gülistan Kılıç Koçyiğit bizi temsilen o heyette yer alacak.
Bu tartışmada hem komisyon koordinasyonumuz hem Merkez Yürütme Kurulumuz tarafından yapıldı, nihayetlendi. Eğer birden fazla kişiyle temsil edilecek olursak Parti olarak bu heyetin içinde o zaman komisyon üyelerimizden bir isim daha belirleyeceğiz ya da gerektiği kadar isim belirleyeceğiz. En geniş katılımla, en geniş temsiliyetle kurulacak bir heyetin İmralı adasında Sayın Öcalan'la görüşmesinin önemli olduğunu düşünüyoruz. Şimdi tabii değerli Türkiye halkları sizlerin de gözü kulağı bir yandan Ortadoğu'daki gelişmelerde.
Tabii ki bizim de öyle. Ortadoğu'da pek çok parametre değişiyor. Değişen bu parametrelerde Türkiye'nin dış politikası artık bir iç politika haline geldi ya da iç politikadaki bazı gelişmeler Türkiye'nin yakın komşularını çok yakinen ilgilendiren hale geldi. Bir yandan Meclisteki komisyon, Plan Bütçe Komisyonundan bahsediyorum. Görüşmeleri sürüyor ve çoğu zaman bu tartışmaları Plan Bütçe Komisyonunda da bakanlar geldiğinde duyuyoruz. Beraber takip ediyoruz. İstediklerimiz var, taleplerimiz var.
Bugüne kadar bu konuya dair pek çok manipülasyon, dezenformasyon oldu biliyorsunuz. Çok spekülatif konular. Suriye ve özelde de Kuzeydoğu Suriye ile ilgili gelişmelerden bahsediyorum. Ve tabii Irak Kürdistan bölgesindeki gelişmelerde aynı dikkatle izleniyor. Bir yandan Kürtler arası ilişkilerde böyle bir hassasiyetle takip ediliyor. Öte yandan Türkiye'nin Kuzeydoğu Suriye Özerk yönetimiyle nasıl bir ilişki kuracağı, Kuzeydoğu Suriye Özerk Yönetiminin yine Suriye'deki geçici hükümetle yaptığı görüşmeler, söz edilen mutabakatlar, anlaşmalar. Bütün bunlar neye evrilecek, nasıl olacak, nasıl orada Suriye'de herkesin haklarının garanti altına alındığı, demokratik bir Suriye nasıl inşa edilecek sorusu hepimizin temel merak ettiği konuların başında geliyor. Bunu da uzun uzun değerlendirdik şu saatlere kadar Merkez Yürütme Kurulumuzda. Şimdi değişen bu parametreler içerisinde şöyle bir gerçeklik de oldu. Hiç yan yana gelmeyeceğini düşündüğümüz, belki müzakere girişiminde dahi bulunmayacaklarını düşündüğümüz gruplar, siyasi partiler görüşmeler yapıyor. Ancak değişmeyen bir durum var sevgili arkadaşlar, değerli Türkiye halkları. Değişmeyen bu durumda Türkiye'nin Suriye'de özel olarak da Kuzeydoğu Suriye'ye yaklaşımı.
Tek tutarlı tutumu Suriye politikasında bu olabilir galiba Türkiye'nin. Bugüne kadar değişen Dışişleri Bakanlıklarına rağmen en istikrarlı tutumu bu konuda gösterdi. Kürtlerle kurduğu ilişki konusunda gösterdi. Ne yazık ki bugüne kadar hep bir güvenlik meselesi, hep böyle bir tehdit unsuru ya da tehdit oluşturan bir varlıkmış gibi anlatmaya çalışageldi sevgili Türkiye halklarına. Bakınız sizlerle paylaşmak istiyorum. Dün Demokratik Suriye Güçleri Genel Komutanı Mazlum Abdi Kürdistan bölgesinde gerçekleştirilen Ortadoğu Barış ve Güvenlik Forumu için Duhok'taydı. Kendisine Kuzeydoğu Suriye Demokratik Özerk Bölgesi Dış İlişkiler Dairesi Eş Başkanı İlham Ahmet de....
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:71
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 20 Kasım 2025 15:28 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















