Cumhuriyet Devrimi kutlu olsun
Halktv sayfasından alınan verilere göre, Ankara24.com bilgi veriyor.
Bugün 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı.
Türkiye, Cumhuriyet’in 102. yaşını kutluyor.
Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı’nı zaferle sonuçlandırdıktan sonra kurduğu Türkiye Cumhuriyeti tüm mazlum ulusların örnek alması gereken bir büyük devrimdir.
İki dünya savaşının ve onlarca bölge savaşının yaşandığı 20. yüzyılda kurulmuş Türkiye Cumhuriyeti’nin bir asır ayakta kalıp ikinci yüzyılına girmesi büyük başarıdır.
Bu başarının nedeni Atatürk’ün ve silah arkadaşlarının Türkiye Cumhuriyeti’nin temel taşlarını sağlam döşemiş olmalarıdır.
Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti üç temel devrime dayanır.
Saltanatın kaldırılması, cumhuriyetin ilân edilmesi, hilafetin sonlandırılması.
Atatürk saltanatı kaldırarak egemenliği halka vermiş, laik bir cumhuriyet kurup hilafeti kaldırarak ümmet yerine millet, kul yerine vatandaşlık hukukunu getirmiştir.
Bu devrimler Türkiye Cumhuriyeti’nin üzerinde yükseldiği temel taşlardır.
Atatürk, Kurtuluş Savaşı’nı başlatmak üzere 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkarken nasıl bir devlet kuracağını da biliyordu.
Samsun’dan Erzurum’a geçerken kurmak istediği cumhuriyeti Mazhar Müfit Kansu’ya kimseyle paylamamak koşuluyla şöyle not ettirmişti:
“Zaferden sonra şekl-i hükümet cumhuriyet olacaktır. Bu bir. İki, Padişah ve Hanedan hakkında zamanı gelince icap eren muamele yapılacaktır. Üç, tesettür kalkacaktır. Dört, fes kalkacak, medeni milletler gibi şapka giyilecektir.”
Atatürk’ün genç bir subayken bile kafasında laik bir devlet ve toplum yapısı tasarladığı biliniyor.
Bu amaca ulaşmak için saltanı kaldırıp, cumhuriyeti ilân ederek iki devrimi gerçekleştiren Atatürk, bu devrimleri tamamlamak için hilafeti kaldırarak üçüncü büyük devrimi de planlıyordu.
Üçüncü devrim en zor olanıydı.
Altı yüzyıl boyunca saltanat ve hilafet altında bulunmuş, büyük çoğunluğu ümmet ve kulluk değerleri dışında bir değer bilmeyen, dini değerlere ve şer’i hukuka göre yaşamış halkın laik bir cumhuriyeti desteklemesini beklemek gerçekçi değildi.
Halkın eğitim düzeyi, ekonomik yapı, feodal düzen laik bir cumhuriyete destek olmasını zorlaştırabilirdi.
Atatürk’ün bu gerçeğin farkındaydı.
Bu nedenle 1 Kasım 1922’da saltanatı kaldırdığında hilafete dokunmadı, Veliaht Abdülmecit Efendi’yi Halife seçtirdi.
Hilafeti kaldırmak bir zamanlama sorunuydu.
Atatürk ekonomik, sosyal ve siyasal gerçeklerden hareket ederek Kurtuluş Savaşı boyunca ulusal Meclis’e büyük önem verdi. Büyük Millet Meclisi’nde toplumun her kesiminden temsilci bulunmasına özen gösterdi. Din adamlarını, alimleri, aşiret reislerini dışlamadı ve halifeliği doğrudan hedef almadı.
Atatürk, saltanatı kaldırdıktan sonra hilafeti kaldırmak için iki yıl daha bekledi.
Zamanı geldiğini düşündüğünde, riskleri de üstelenerek 3 Mart 1924 tarihinde çıkarılan bir yasa ile halifeliği kalırdı.
Üçüncü büyük devrimi de gerçekleştirmişti.
Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel ayaklarını oluşturan bu üç devrimden sonra; bilime dayalı öğrenim birliği yasası, Diyanet İşleri Başkanlığı’nı kuran yasa, kadın erkek eşitliğini esas alan Medeni Yasa, harf yasası,Türkçe alfabeye geçiş, batı takviminin kabul edilmesi, kadınların milletvekili seçme ve seçilme hakkının tanınmasıyla devrimler zincirini tamamlamıştır.
Bu nedenlerle Türkiye Cumhuriyeti bir devrimdir.
Kutlu olsun.
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:24
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 29 Ekim 2025 05:15 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















