Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye olarak söylediklerimiz Trump ın yanında iz bıraktı
Trthaber sayfasından alınan verilere dayanarak, Ankara24.com haber yayımlıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Haydarpaşa Kampüsü'nde düzenlenen "AK Parti Gençlik Buluşmaları Kampüs Programı" kapsamında gençlerle bir araya geldi.
Ahmet Kaya'nın seslendirdiği "Şiire Gazele" türküsünü dinleyen ve kendisi için hazırlanan videoyu izleyen Erdoğan, programa katılan gençleri selamladı.
Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, Türkiye'nin pırıl pırıl yüzlü üniversiteli gençleriyle birlikte olmaktan büyük memnuniyet duyduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gençlik buluşmaları" programını Türk siyasetine kendilerinin kazandırdıkları, kendileriyle sembolleşen özgün çalışmalardan biri olduğunu belirterek, "Şimdiye kadar Konya'dan Bursa'ya, Samsun'dan Şanlıurfa'ya, Mardin'den Muğla'ya birçok ilimizde gençlerimizle bir araya geldik, hasbihal ettik. Farklı konularda ufuk turu yaptık. Bu buluşmaların şahsen benim de ufkumu açtığını ifade etmek isterim. Gençlerin kalbinde yer edinmeye, gençlerle yoldaşlık etmeye, işte bugün burada olduğu gibi gençlerle ruberu sohbet etmeye siyaset yolculuğumda hep özel önem veriyorum." diye konuştu.
Hayalini kurdukları Türkiye'nin umudu olan gençlerden sadece cesaret değil, aynı zamanda ilham da aldıklarını dile getiren Erdoğan, mesuliyetlerinin büyüklüğünü gördükçe başta gençler olmak üzere 86 milyonunun esenliği için daha çok çalıştıklarını ve koşturduklarını ifade etti.
Erdoğan, bugün gençlik buluşmalarına yeniden "bismillah" dediklerini kaydederek, partisinin gençlik kollarının davetine icabet eden katılımcılara teşekkür etti.
Konuşmasının ardından gençlerden gelecek soruların şekillendireceği samimi bir sohbet yapmak istediğini belirten Erdoğan, "Gençlik Buluşmaları"nın Türkiye'deki tüm üniversitelerden geniş katılımla başlamasını da çok kıymetli bulduğunu anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bugün çatısı altında bir araya geldiğimiz bu tarihi bina, hem şahsımın siyasi hayatında hem de Türk siyasal tarihinde özel bir yere sahip. Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane olarak uzun yıllar hizmet veren, İstanbul'un da simge yapılarından olan bu bina aynı zamanda gazeteci, merhum Mehmet Ali Birand'ın hazırlayıp sunduğu '32. Gün' programının çekildiği mekandı. Burada kendisiyle güzel bir sohbet yaptık. O moderatördü ve sevgili gençler de orada bizi soru yağmuruna tutmuştu." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı olduğu 1998 yılında, bu salonda Birand'ın misafiri olduğunu, üniversite öğrencilerinin sorularını cevapladığını, 27 yıl sonra bu sefer Türkiye Cumhurbaşkanı olarak yine aynı mekanda üniversite gençliğiyle bir araya gelmenin bahtiyarlığını yaşadığını söyledi.
"Gençlere en çok teveccüh gösteren siyasi hareketiz"
Böylesine tarihi bir mekanda bu anlamlı buluşmaya vesile olan AK Parti Gençlik Kollarını tebrik eden Erdoğan, şöyle devam etti:
"Gençler, bakınız. Biz genç dimağların enerjisini ve heyecanını siyasete katarak yola çıkmış bir hareketiz. 23 yıllık iktidarlarımız boyunca da hep gençlerle omuz omuza yürüdük. Siyasetten bürokrasiye ve iş dünyasına her alanda gençlerin önünü açarak yürüdük. Bugün de gençlerin en çok teveccüh gösterdiği, gençlere en çok teveccüh gösteren siyasi hareket biziz. Çünkü biz bu ülkenin en büyük gücünün misyon olarak öz güven ve ideal sahibi bir gençlik olduğuna inanıyoruz. Ve bugüne kadar da yanılmadık, aynı şekilde bu yola devam ediyoruz. Köklerinden güç alan ama gözünü ufka diken, dünyanın dönüşümünü okuyabilen iddialı, şuurlu, ahlaklı ve nitelikli bir gençlik aradık ve bunu bulduk. AK Gençlik, işte böyle bir sorumluluğu omuzlarında taşıyor. Biz, onca imkansızlıklara rağmen surda gedik açmayı başardık. Şimdi o gediği büyüterek zaferi kucaklayacak olan sizlersiniz. Sizlere inanıyorum, sizlere güveniyorum ve bu yolda birlikte emin adımlarla yürümekte kararlıyız. 21. yüzyılı, Türkiye'nin asrına çevirecek gemiyi menzile ulaştıracak ve küresel liderliğini kabul ettirecek bir Türkiye'ye ben sizlerle birlikte kavuşacağımıza da inanıyorum."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu hedefe giden yolda her şeyden evvel gençlerin enerjisine, yeteneklerine, dinamizmine ihtiyaç olduğunu, bu dinamizmin gençlerde olduğuna inanmakta yanılmadığını söyledi.
Türkiye'nin gençlerinin bu milletin geleceğini avuçlarında taşıdıklarını bir an bile akıllarından çıkarmamalarını isteyen Erdoğan, "Ülkemizin yarınlarına damga vuracak siyasetçiler, ekonomistler, kültür ve sanat insanları, bilim insanları, iş insanları ve her türlü konunun uzmanları unutmayın sizlerin arasından çıkacak. Onun için kendinize inanın, kendinize güvenin. Dolayısıyla hangi alanda eğitim alıyorsanız en iyisini almaya çalışın. Hükümet olarak biz de elimizden gelen her türlü imkanla sizin yanınızda olmaya devam edeceğiz." dedi.
December 14, 2025"Kendi geleceğinize de ülkemizin geleceğine de sahip çıkın"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir gerçeği ifade etmekte fayda gördüğüne dikkati çekerek, şu ifadelere yer verdi:
"Türkiye'de gençlere hep 'Elde var bir' mantığıyla bakanlar olmuştur. Bunları 27 Mayıs'tan 12 Mart ve 12 Eylül'e kadar Türkiye'nin demokrasi yolculuğunu kesen tüm darbeciler ve darbelerde görürsünüz. Ama biz böyle bakmadık. Biz, gençlere inandık ve gençlerle yol yürümenin faziletine inandık ve bu gençleri sağcı, solcu, Alevi, Sünni diye kışkırtıp sokaklarımızı alev topuna çevirirken görürsünüz. Bunları Gezi olaylarında ağaç bahanesiyle hükümeti devirmeye çalışırken görürsünüz. Bunları halkın parasını yağmalayan, suç örgütlerini yargıdan kaçırma teşebbüslerinde görürsünüz. Bunları şimdi de sosyal medyada farklı maskeler altında provokatörlük yaparken görürsünüz. Gençlerimizden bu istismarcılara, bu millet düşmanlarına karşı dikkatli olmalarını özellikle rica ediyorum. Sakın bunlara aldanmayın. Kendiniz için, mürüvvetinizi görmek isteyen anne babalarınız için, bu milletin, bu ülkenin aydınlık geleceği için lütfen gençler bunlara fırsat vermeyin. Kendi geleceğinize de ülkemizin geleceğine de sahip çıkın. Allah'ın izniyle daha önümüzde birlikte yürüyeceğimiz uzun bir yol var. Rabbim ömür verirse, sizlerle birlikte daha nice başarılara, nice zaferlere imza atacağız. Bunun hayalini kuruyor, bu güzel ideal için her birinize güveniyorum. Sizlere hayat adına belirlediğiniz hedeflerde başarılar diliyorum."
Programın hayırlara vesile olması dileyen Erdoğan, buluşma için AK Parti Gençlik Kolları Başkanı Yusuf İbiş'i tebrik ederek, 81 ildeki 207 üniversiteden gelen gençlere katılımlarından dolayı teşekkür etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ahmet Kaya'nın "Şiire Gazele" türküsünü bir kez daha dinleyip gençlerin sorularını cevaplamak istediğini ifade etti.
Program soru-cevap bölümüyle devam etti.
Programda söz alan AK Parti Gençlik Kolları Başkanı Yusuf İbiş, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, geçmişte olduğu gibi bugün de gençlerle birlikte olduğu için teşekkür etti.
Erdoğan'ın 1998 yılında gençlerle bir araya gelerek onların sorularını yanıtladığı programı anımsatan İbiş, "1998'deki buluşma, Türkiye siyasi tarihine geçmiş bir buluşma ve ondan sonra bir diğer üniversite grubu gençlerle buluşmanız buradaki arkadaşlarımızla, sizlerle birlikte yenilenmiş oluyor. Biz arkadaşlarımıza özellikle o programın bir benzerini aynı yerde yapacağız deyince, tüm arkadaşlarımız çok heyecanlandı. Herkesin aklında o programa dair Türkiye siyasi tarihine geçmiş bir enstantane var." diye konuştu.
Programda, İbiş'in atıfta bulunduğu 1998'deki buluşmaya ilişkin kısa bir videonun gösterimi yapıldı. Gösterimde, bir öğrencinin İngilizce olarak, ülkelerin liderleriyle hangi dilde konuşacağı yönündeki soruya Erdoğan'ın "Türkçe ile konuşacağım" şeklinde cevap vermesi ve akabinde ülke liderleriyle bir araya geldiği görüntülere yer verildi.
Gençliğin bu öz güveni Erdoğan'ın "Türkçe ile konuşacağım" demesindeki öz güveninden aldığını belirten İbiş, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, "1998'deki kararlılığınızla dünya siyasetine yön verdiniz ama biz çok merak ediyoruz, o günkü düşünceleriniz, bu kararlı ifadenizi söylerken ne hissettiğiniz ve sonrasında bunları gerçekleştirirken, tarihi çıkışları yaparken neler hissettiniz?" sorusunu yöneltti.
Erdoğan, şöyle konuştu:
"Her şeyden önce kendimize inanacağız ve yolculuğumuzu kendimiz olarak yürüyeceğiz. Hiçbir zaman şaklabanlığa prim vermeyeceğiz. Biz olacağız ve biz olarak yolumuza devam edeceğiz. Çocukluğumdan, gençliğimden bu yana hep bu anlayışla büyüdüm. Kimseye prim vermeden, her şeyden önce kendi yağımızla, kendimiz gibi büyüyerek geleceğe yürüdük. Tabii kimlerden hangi terbiyeyi aldık bu çok çok önemli. Hep beni şiirlerimde, yazdığım değil, okuduğum şiirlerimde tanıyanlar, bilenler de 'Erdoğan hep Akif'i okur...' Doğru, hep Akif'i okurum, hep Necip Fazıl'ı okurum. Çünkü onlarla yetiştim, onlarla büyüdüm. Ben bunun aksini inkar edemem ki. İşte 'Yumuşak başlı isem kim dedi uysal koyunum/ Kesilir belki fakat çekmeye gelmez boynum/ Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim/ Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim/ Adam aldırma da geç git diyemem aldırırım/ Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım/ Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu.' Böyle yetiştim."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu anlayışla yetişen bir genç olarak aksini söylemenin mümkün olmadığını dile getirdi.
Bununla birlikte bütün genç arkadaşlarına, gençlik kollarında başkanlık yaptığı dönemler dahil, hep bu anlayışı aşılamanın gayreti içerisinde olduğunu, genç arkadaşlarının da bu anlayışla yetiştiğini kaydeden Erdoğan, 1998'deki söz konusu programda bu anlayışla "Türkçe konuşacağım" dediğinin altını çizdi.
Erdoğan, "Uluslararası toplantılarda bütün liderlerin hepsini görüyoruz. Hepsini tanıdık, bildik. Ben şimdi dikkat ederseniz, orada bayrağımızı yerden kaldırarak aldım ve cebime koydum. Gençler, bu milli ruhtur, bu milliliktir, bu yerliliktir. Yerlere her milletin bayrağını koymuşlar ama kimsenin umurunda değil ama benim umurumda. Benim bayrağım yerde duramaz, onu kaldırmak durumundayım. Bayrakların yanına geldiğimizde baktım benim bayrak yerde duruyor. Niye bayrak yerde duruyor? Koy oraya bir numara. Ama bayrak orada duramaz. Aldım ve hiç unutmuyorum, Angela Merkel ben bayrağı oradan alıp cebime koyunca gülmeye başladı. Şaşkın şaşkın bana baktı ve ben de hamdettim. Çünkü bu bayrak yerde duramaz. Unutmayın, sizler de hiçbir zaman bu bayrağımızı yerde süründürmeyeceksiniz." dedi.
"Terörsüz Türkiye" vurgusuCumhurbaşkanı Erdoğan, etkinliğe katılan öğrencilerin sorularını da yanıtladı.
Orta Doğu Teknik Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi öğrencisi Sıla Alkan'ın, "Terörsüz Türkiye bizim gençlere bırakacağımız en büyük mirastır.' diyorsunuz. Bu sözünüzle tam olarak ne ifade etmek istiyorsunuz? Biz gençler açısından bu ne anlama gelmeli?" sorusunu cevaplandıran Erdoğan, yıllarca Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu bölgelerinin hep terörle yoğrulduğunu söyleyerek, şunları kaydetti:
"Bu terör öyle sirayet etti ki üniversitelerimizin içinde, başta sizin üniversiteniz de olmak üzere, buralarda gençlerimiz sağlıklı bir şekilde okuma imkanı bulamadılar. Tabii halka baktığımız zaman Güneydoğu, Doğu Anadolu, buralarda terör acayip şekilde kan götürdü ve birçok insanımızı buralarda kaybettik. Dedik ki bu işi aşmamız lazım. Oturduk askerimizle, polisimizle, hepsiyle bu işin değerlendirmesini yaptık ve terörsüz bir Türkiye'yi nasıl inşa edeceğiz dedik. Yapar mıyız bunu? Bütün arkadaşlarımız, 'Yaparız' dediler. Bütün istihbarat teşkilatımız, bunun yanında hükümetimiz, kabinemiz hiç hafife almadan adım atacağız dedik, süratle Terörsüz Türkiye'nin adımını atalım dedik ve attık."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu an itibarıyla gerek Güneydoğu, gerek Doğu Anadolu'da belki birkaç mağara kaldığını ama bütün bunların dışında her yeri temizlediklerini vurgulayarak, bu temizlik harekatının devam ettiğini söyledi.
Erdoğan, "Parlamentodaki arkadaşlar da bu 'Terörsüz Türkiye' ile ilgili görevlerini üstlendiler ve bu çalışmaları süratlendirdik. Bu şekilde devam ediyor. Mağaralar boşaldı, silahlar yakıldı, yakılıyor ve şuan itibarıyla da Güneydoğu'ya Doğu'ya artık bir sulh-u sükun gelmiş vaziyette. Güvenimiz var, eminiz ve artık yaylalara, dağlara herkes rahatlıkla çıkıyor. Çobanlar koyunlarını, kuzularını rahatlıkla otlatabiliyor." ifadelerini kullandı.
Ankara Medipol Üniversitesi Robotik ve Yapay Zeka bölümünde okuyan bir öğrencinin ise Türkiye'nin ilk insansız savaş uçağı Bayraktar KIZILELMA'nın havacılık tarihinde görüş ötesi hava-hava füzesi kullanarak jet motorlu bir hava hedefini vuran ilk insansız savaş uçağı olmasına ilişkin sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerek Akıncı'nın gerek KIZILELMA'nın şu anda kendi füzesini havada ateşleyerek vurma noktasına geldiğini belirtti.
Erdoğan, bunun Türkiye için çok önemli bir adım olduğuna işaret ederek, şunları söyledi:
"Bugünleri gördük, Allah'a hamdolsun. Kendi KIZILELMA'mızla, kendi füzemizle havada atışları yapmak suretiyle bununla netice alma konumuna geldik. Bunun için de tabii özellikle Baykar grubuna şahsım, milletim adına çok çok teşekkür ediyorum. Hakikaten nasıl bir heyecan içerisinde olduklarını kendilerinden dinledikçe, gördükçe ben de daha çok heyecanlanıyorum. Bununla birlikte de demek ki bu millet istediği zaman yapar. Yapar mı yapar ama bizim çok daha önemli işlerimiz de var, onu da söyleyeyim. Hafif değil, yapacağımız çok işlerimiz var. Bununla ilgili gerek silahlı kuvvetlerimiz gerek özel sektör, başta Baykar olmak üzere birçok adımları atıyoruz. Yatırımlarımıza devam ediyoruz, devam edeceğiz. Tabii burada özellikle de İsrail'in yaptığı ihanetleri bir kenara koymak mümkün değil. Ama bu ihanetlerin karşısında en büyük güç kimdir, neresidir derseniz, burası. Bunu birlikte yapacağız. Dedim ya sizin gözlerinizde ben o inancı, o güveni görüyorum."
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:76
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 14 Aralık 2025 19:22 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















