Bin 133 kişi gözaltına alınmıştı: 19 Mart yasağı hukuksuz bulundu
Ankara24.com, Halktv kaynağından alınan verilere dayanarak açıklama yapıyor.
Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP), yurttaşlarla birlikte açtıkları dava sonucunda İzmir Valiliği’nin kent genelinde uyguladığı toplantı, gösteri ve basın açıklaması yasaklarının mahkeme kararıyla iptal edildiğini duyurdu.
CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun 19 Mart’ta gözaltına alınması ve ardından tutuklanmasının ardından, Saraçhane Meydanı başta olmak üzere Türkiye’nin birçok kentinde protesto eylemleri düzenlenmişti. Bu süreçte İzmir Valiliği, 21-25 Mart tarihleri arasında il genelinde her türlü toplantı, gösteri yürüyüşü ve basın açıklamasını yasakladığını açıklamış, söz konusu yasak daha sonra beş gün süreyle uzatılmıştı.
TOPTAN YASAK HUKUKA AYKIRI BULUNDUEGEÇEP’in açtığı dava sonucunda İzmir 6. İdare Mahkemesi, Valiliğin “toptan yasak” kararını hukuka aykırı bularak iptal etti. Mahkeme kararında, Valiliğin dayanak gösterdiği 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 11/C maddesinin, tüm ili kapsayan ve bütün toplantıları hedef alan genel bir yasak için kullanılamayacağı vurgulandı. Bu maddenin yalnızca yer, zaman ve kişi bakımından sınırlı tedbirler alınmasına olanak tanıdığı belirtildi.
EGEÇEP, yasak kararıyla sadece 19 Mart sürecine dair yurttaş tepkisinin kısıtlanmadığını, aynı zamanda Dünya Su Günü kapsamında yapılacak farkındalık çalışmaları gibi çevre etkinliklerini, imza kampanyalarını ve demokratik protesto hakkını da fiilen ortadan kaldırdığını belirterek, iptal kararıyla ilgili şunları kaydetti:
"Türkiye’de 19 Mart 2025’te İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasıyla birlikte, ülke genelinde ifade özgürlüğü ve barışçıl toplanma hakkı kapsamında Bahar Direnişleri başlamış; gelişmeler kamuoyunda geniş tepkiye yol açmıştır. İçişleri Bakanlığı ise 19–23 Mart tarihleri arasında gerçekleşen eylemlerle bağlantılı olarak toplam 1.133 kişinin gözaltına alındığını açıklamıştır.
Bu atmosferde İzmir Valiliği, 21.03.2025 saat 10.00’dan 25.03.2025 saat 23.59’a kadar “il genelinde” her türlü toplantı, gösteri yürüyüşü ve basın açıklamasını yasakladığını basın duyurusuyla ilan etmiş, ardından yasağı beş gün daha uzatmıştır. Bu yasak, yalnızca belirli bir etkinliği değil; Dünya Su Günü kapsamında yapılacak farkındalık çalışmaları gibi tamamen barışçıl çevre etkinliklerini, imza kampanyalarını ve demokratik protesto hakkını da fiilen ortadan kaldırmıştır.
Yurttaşlar ve EGEÇEP Derneği olarak açtığımız davada İzmir 6. İdare Mahkemesi, Valiliğin bu “toptan yasak” işlemini iptal etmiştir.
Mahkeme kararında özetle;
• Valiliğin dayanak gösterdiği 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu m.11/C hükmünün, il genelini kapsayan ve tüm toplantıları hedefleyen bir yasak için dayanak olamayacağını, bu hükmün “yer-zaman-kişi” bakımından sınırları olan önlemler öngördüğünü,
• 2911 sayılı Kanun bakımından da yasaklama yetkisinin belirli toplantı veya ilin bir/birkaç ilçesi ile sınırlı yorumlanması gerektiğini; buna karşın İzmir Valiliği’nin ilin tamamında, belirli olmayan bütün toplantılar yönünden yasak getirdiğini ve bu nedenle kanunilik şartının karşılanmadığını açıkça ortaya koymuştur.
Mahkeme ayrıca benzer bir uyuşmazlıkta Anayasa Mahkemesi’nin Aklime Hanas Ve Diğerleri Başvurusu Kararı’na da atıf yaparak, barışçıl toplanma hakkının “genel ve soyut gerekçelerle” askıya alınamayacağını hatırlatmıştır.
Bu karar neden önemlidir?
1- Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının “il genelinde toptan” yasaklanamayacağı yargı kararıyla netleşmiştir. Bu, demokratik toplum düzeninin asgari güvencelerinden biridir.
2- Çevre mücadelesi de dâhil olmak üzere sivil toplumun barışçıl etkinlikleri “soyut provokasyon” iddialarıyla durdurulamaz. Yasaklar, gerekçeli, ölçülü ve hedefi belirli olmak zorundadır.
3- “Etkisi tükenecek işlem” niteliğindeki yasaklar uygulanırken doğan zararlar telafisi güç sonuçlar yaratır: Nitekim yasak döneminde İzmir’de çok sayıda yurttaş ve avukat gözaltına alınmış, İzmir Barosu da gözaltılara ilişkin açıklamalar yapmak zorunda kalmıştır.
EGEÇEP olarak bu kararın, yalnızca bir davanın sonucu değil; İzmir’de ve Türkiye’de temel haklar bakımından bir “hukuki eşik” olduğunu vurguluyoruz. 20. yılımızda bir kez daha altını çiziyoruz: Doğayı savunmak, yaşamı savunmaktır; yaşamı savunmak ise söz söyleme ve barışçıl biçimde bir araya gelme hakkını savunmayı da içerir.
Kamuoyuna saygıyla duyururuz."
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:26
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 26 Aralık 2025 22:00 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















