Belediye çalışanı Şeyda Yılmaz’ın dava dosyasında flaş gelişme
Halktv sayfasından alınan verilere dayanarak, Ankara24.com duyuruda bulunuyor.
İstanbul Anadolu 14. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davaya konu olay 18 Eylül 2020 yılı gecesi yaşandı. Eşinden 2016 yılında boşanan ve bir çocuğu ile birlikte annesi ile yaşayan Şeyda Yılmaz (53), mesai arkadaşı Evrin Özçelik ile buluştu. İki kadın bir süre birlikte vakit geçirdikten sonra, bulundukları masaya, Milli Bekâ Hareketi’nin Ataşehir eski ilçe başkanı Emre Ateş (39) ile Muhammed Demir (29) geldi.
Emre AteşEvrin Özçelik, arkadaşı Şeyda Yılmaz’ı, mekândan ayrılmaları yönünde sık sık uyardı. Ancak Yılmaz bir süre daha kalmayı tercih etti. Demir’in de tepki göstermesi üzerine Özçelik sinirlenerek restorandan ayrıldı. Yılmaz, saat 02.30’a kadar bu iki kişi ile restoranda kaldı. Bu süreçte Yılmaz yoğun alkol aldı. Emre Ateş ve Muhammed Demir, Yılmaz ile birlikte, bu kişinin aracı ile, mekândan ayrıldı. Ayakta duramayacak kadar alkollü olan Yılmaz, bu iki kişi tarafından Demir’in ofisinin olduğu Deluxe Residance’a götürüldü.
Muhammed DemirASANSÖRDE TACİZE BAŞLADIDosyaya da giren kamera kayıtlarına göre, binanı 8’inci katında bulunan ofise asansör ile çıkıldığı sırada, Demir, Yılmaz’a sarkıntılıkta bulundu. Bu esnada Yılmaz’ın, bu kişinin elini ittiği de yine kameraya yansıdı. Saat 03.00 sıralarında rezidansa girdikleri görülen kişiler, Demir’in ofisine yöneldi. Demir, verdiği ifadelerde, Ateş ile Yılmaz’ın cinsel birliktelik yaşadığını, kendisini ise yan odada olduğunu ifade etti.
Bir çocuk annesi Şeyda Yılmaz, Ateşehir Belediyesi çalışanıydı.YERE DÜŞTÜĞÜNDE ÇANTASI DA YANINDAYDISaat 04.11 gibi Emre Ateş binadan ayrıldı. Bu kişinin ayrılmasından 2 dakika sonra ise Şeyda Yılmaz, bulunduğu binanın 8’inci katındaki camdan aşağı düştü. Başlatılan soruşturma sonrası Yılmaz’ın bulunduğu odaya gidildiğinde, kapının arkadan kilitlendiği anlaşıldı. Bulunduğu odanın kapısını kilitleyen Yılmaz’ın, kimsenin içeri girmemesi için de kapının arkasına sünger koyduğu da görüldü. Adli Tıp İhtisas Kurulu raporunda, anılan gece 1.79 promil alkollü olduğu belirlenen Yılmaz’ın, yere düştüğü esnasında üzerinde giysileri ve ayakkabılarının yanı sıra, eşyalarının içinde olduğu büyük bir çanta da yanında bulunuyordu.
Üç kişinin restoranda çıkış görüntüsü, kameraya böyle yansıdı.İKİLİNİN DNA ÖRNEKLERİ, YILMAZ’IN TIRNAKLARINDA ÇIKTIŞeyda Yılmaz’ın ölümü sonrası Emre Ateş ve Muhammed Demir’e yönelik dava açıldı. Bir süre tutuklu kalan ikilinin, DNA örnekleri Yılmaz’ın tırnaklarında bulundu. Sanıklar, yaptıkları savunmalarda, Yılmaz’ın ölümü ile ilgilerinin olmadığını savundu. Yılmaz ile cinsel birliktelik yaşadığını söyleyen Ateş, eşine görünmek için binadan ayrıldığını söyledi. Ateş, bu sırada, Yılmaz’ın binadan düştüğü haberini aldığını söyledi. Kanında kokain çıktığı belirlenen Demir ise, asansörde Yılmaz’a sarkıntılık yapmadığını söyledi.
Şeyda Yılmaz, binanın 8'inci katından düştü.OLAY YERİ, POLİS MERKEZİNE 50 METRE MESAFEDEPolis merkezine 50 metre mesafedeki bir noktada yaşanan olay sonrası yapılan yargılamada, mahkeme iki sanık için de beraat kararı verdi. Mart 2024’te verilen beraat kararına İstinaf Mahkemesi de onadı. İstinaf’ın verdiği karar dosya Yargıtay’a taşındı.
Genç kadının cansız bedeni burada bulunduCİNSEL SALDIRIYA UĞRAMAKTAN KORKTUŞeyda Yılmaz’ın annesi A. Yılmaz ve 19 yaşındaki oğlu M. M. K. adına davayı takip eden Av. Merve Uçanok, beraat kararının hukuka aykırı olduğuna işaret etti. Yılmaz’ın, ayakta dahi duramadığına işaret eden Av. Uçanok dilekçesinde özetle “Maktul, sanıklara karşı kendisini savunabilecek durumda değildi. Maktulün., sanıklar tarafından cinsel saldırıya uğradıktan sonra korktu. Bu nedenle, kendisini odaya kilitledi. Kapının, sanıklar tarafından açılabileceğini ya da sanıkların kendisini oradan çıkarmayacağını düşünerek yatak süngerini kapının eşiğine sermiş. Sanıkların aşamalardaki beyanlarının ise oluşa aykırı olduğu açık” ifadelerine yer verdi. Emre Ateş’in, binadan ayrıldıktan sonra S. D. isimli bir kadınla birkaç kez telefonla görüştüğü kaydeden Av. Uçanok, bu kişinin de araştırılmadığına işaret etti.
‘SANIKLAR, KASTEN ÖLDÜRMEDEN DE SORUMLU TUTULMALI’Yargıtay Cumhuriyet Savcısı ise, Yargıtay 1. Ceza Dairesine sunduğu tebliğnamede, verilen beraat kararının bozulması gerektiğine işaret etti. Tebliğnamede özetle şu hususlara vurgu yapıldı: “Maktül, aşırı derece alkolün etkisindeydi. Bu, algılama ve muhakeme bozukluğuna yol açtı. Sanıklar, makulün bu durumundan faydalanmak istedi. Bu nedenle ofise götürdüler. Maktulün, yapılanlara karşı gelmemesi, olanlara rıza gösterdiği anlamına gelmez. Maktulün ofisten çıkmak istediği, buna izin verilmediği anlaşılıyor. Maktulün, içeri girip kapıyı içeriden kilitlemesi de aslında savunma refleksiyle hareket ettiğini gösteriyor. Maktulün düştüğü pencere, ileri doğru açılan bir pencere. Birkaç hamlede buradan çıkış yapılabileceği dikkate alınarak intihar etmek isteyen bir kişinin, pencereden çıkmaya çalışırken o büyüklükteki sadece elle taşınabilir çantayı da yanında götürmesi beklenen bir hareket olamaz. Sanıkların eylemleri ile ölüm olayı arasında illiyet bağı var. Sanıkların kasten öldürme suçundan da ayrı ayrı sorumlu tutulmaları gerekmektedir.”
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:58
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 15 Ekim 2025 08:47 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















