Aradan 500 yıl geçti ama gizemli hastalığın sebebi bir türlü çözülemedi: Yüzlerce kişi inanılmaz bir biçimde can verdi!
Ankara24.com, Hurriyet kaynağından alınan bilgilere dayanarak haber veriyor.
Takvimler 14 Temmuz 1518 tarihini gösterirken Kutsal Roma İmparatorluğu'nun Alsace bölgesinde bulunan Strasbourg şehri tuhaf bir olaya sahne oldu. Bayan Troffea isimli kadın, yarı ahşap evinin önünden geçen Arnavut kaldırımlı sokakta bir anda dans etmeye başladı.
Spazmodik, konvülsif hareketlere kapılan Troffea, bu şekilde gün boyu kontrolsüzce hareketlerini sürdürdü. Troffea ancak bayılıp yere yığılınca durdu.
Eşi Troffea'ya durması için yalvarsa da bir faydası olmadı. Kadın ertesi gün yine dans etmeye başladı. Şişmiş ayakları kanlı yaralarla kaplanmıştı ama Troffea duramıyordu.
Birkaç gün içinde 30'dan fazla kişi Troffea'ya katıldı. Bir ay içinde dans edenlerin sayısı 400'e ulaştı. Bazı kaynaklara göre her gün kişi dans ederken kalp krizi geçiriyor, yorgunluk veya açlıktan ölüyordu.
Eylül ayına gelindiğinde şehir meclisi konuya el koymaya karar verdi. Dansçılar St. Vitus Tapınağı'na götürüldü ve şifaların bulmaları için Tanrı'ya dualar edildi. Dualar kabul olmuş olsa gerek ki kalabalık dans etmeyi bıraktı.
Bu olay, o dönemde büyük yankı uyandırdı, altı farklı belgede kayıt altına alındı ve çeşitli sanat eserlerine konu oldu.
Dans salgınıyla ilgili eserler arasında en bilineni Hollandalı usta Pieter Brueghel'in, 1592 tarihli "Molenbeeck'teki Aziz John Dansçıları" adlı tablosuydu.
Yaşananlar gerilim dolu bir korku filmini aratmayan detaylar içeriyor bu nedenle de büyük ilgi çekiyordu. Üstelik bu tür dans salgınları ilk defa yaşanmıyordu.
Aksine, bilim insanlarının "koreomani" adını verdiği söz konusu olaylar, bir dönem dünya genelinde oldukça yaygındı.
Yaşanan salgınlarda, büyük insan toplulukları, uzun süreler boyunca düzensiz ve çılgınca dans ediyor, hareketlerini kontrol edemiyor veya yere yığılana kadar dans etmeyi bırakamıyordu. Bu nedenle çok sayıda can kaybı yaşandı.
Görünüşte bulaşıcı olan koreomani hastalığı yayıldıkça, dans eden topluluklardaki kişi sayıları katlanarak arttı
7'nci yüzyıl ile 19'uncu yüzyıl arasında dünya çapında düzinelerce bu tür olay kaydedildi. Hastalık 14'üncü yüzyıl ile 17'nci yüzyıl arasında Avrupa'da zirveye ulaştı. Halkın hayal gücünü en çok ele geçiren dans salgını ise Bayan Troffea'yla başlayan Strasbourg salgını oldu.
1518'deki salgının unutulmamasında, yukarıda bahsettiğimiz çok sayıda tarih anlatısının ve sanat eserinin de payı büyüktü.
Dans salgınları hakkında çok sayıda makalesi bulunan Orta Çağ dansları uzmanı Kathryn Dickason, National Geographic'e yaptığı açıklamada, "Koreomaninin ne kadar muhteşem bir şey olduğunun modern zamanlarda anlaşılması zor. O zamanlar din adamlarını şaşırtan ve bugün de insanları büyülemeye devam eden şey, dans hastalığının çok sayıda insanda görülmesi ve belki de bulaşıcı olmasıydı. Tamamen kolektif olması, onu bir gösteri haline getiriyor" ifadelerini kullandı.
Dickason, "Çok sayıda merak uyandıran ayrıntı var. Belgelerde isimler geçiyor. Bu sayede, hastalığın kadının kocasına bulaşmadığını biliyoruz. Kadına katılıp onunla dans eden, ayakları kanayan insanlardan bahsediliyor. Çok dramatik bir tablo" ifadelerini kullandı.
Ne var ki bunca ayrıntıya karşın 500 yıldır cevabı bulunamamış bir soru var ve bu bilinmezlik, dans salgınlarına duyulan merakı bugün bile körüklüyor: Bilim insanları asırlardır koreomaninin sebebinin ne olduğunu açıklayamıyor.
1518'DEKİ DANS SALGINININ NEDENİ NEYDİ?
Strasbourg'daki olay ve benzeri olaylar, o dönemde yaygın olan derin dini ve batıl inançlar nedeniyle genellikle doğaüstü bir sebebe bağlanıyordu. İnsanların dans etmesinin sebebinin dini törenlerin paganizmle bozulmasına kızan azizlerin okuduğu bir lanet, Şeytan'ın bu insanları ele geçirilmesi veya Tanrı'nın günahları cezalandırması olduğuna inanılıyordu.
Anderson Üniversitesi Tarih Bölümü'nden Lynneth Miller Renberg, "Sürekli dansın tedavisi yalnızca kilisenin yetkisindeydi" ifadelerini kullandı.
İlerleyen zamanda bilim ilerledikçe, bilim insanları koreomaniyi açıklamak için birçok teori ortaya attı ancak bunların hiçbiri kesin olarak kanıtlanamadı.
Salgınlara gıda ürünlerine bulaşmış mantarların; ensefalit, epilepsi veya tifüs gibi hastalıkların yol açmış olabileceği öne sürüldü.
Ancak ensefalit, tifüs ve epilepsi geçici olarak düzensiz hareketlere neden olsa da hiçbiri kontrol edilemeyen dans olarak tanımlanabilecek bir duruma yol açmadığından bu açıklamalar fazla kabul görmedi.
1950'lerde İsveçli farmakolog Eugene Louis Backman, ergot adı verilen psikotropik bir mantarın kasabanın ekinlerini zehirlediğini öne sürdü.
Backman'a göre, Alsace bölgesinde o dönemde yaşanan sel olayları sonucunda, nemi seven ergot mantarı tahıllara kolayca bulaşmış olabilirdi.
Dickason, "Gerçekten de çavdardaki ergot halüsinasyonlara, ajitasyona, yoğun renkli görmeye ve dansı başlatan ritim gibi dış etkenlere karşı artan duyarlılığa neden olur" ifadelerini kullandı.
Bununla birlikte Michigan State Üniversitesi'nden tıp tarihçisi John Waller, çavdarın koreomani olaylarının kaydedildiği her yerde temel besin kaynağı olmadığını, bu nedenle ergotizm teorisinin eksik olduğunu vurguladı.
Üstelik, koreomani vakalarıyla ilgili anlatılarda, ergot zehirlenmesinde sıklıkla görülen kangren nedeniyle kol ve bacakların kararmasına ilişkin bir ifade de bulunmuyordu.
Strasbourg'daki koreomaniyi açıklamaya dair en umut verici teori, 1980'lerde ortaya atıldı: Araştırmacılar Strasbourgluların kitlesel histeri kurbanı olduğunu öne sürdü.
Dickason, bu histerilerin kitlesel ayaklanmaların bir sonucu olarak birleştiğini savunurken, Renberg ritüelleştirilmiş dini davranışların da önemli bir rol oynadığını vurguladı.
Renberg, 1518'deki dans salgınının, 16'ncı yüzyılın başlarında Strasbourg sakinlerinin başına gelen bir dizi felaketten sadece birini olduğunu hatırlatarak, "Sel, olağanüstü aşırı sıcaklıklar, hıyarcıklı veba, hatta 1492'deki kuyruklu yıldız gibi göklerden gelen garip felaket alametleri, kıyamet beklentilerine ve sivil kargaşaya yol açtı." diye konuştu.
1515'ye başlayan ve üç yıl devam eden kıtlık sonucu, yetersiz beslenme nedeniyle birçok kişi hayatını kaybetti ve köylü ayaklanmaları çıktı. Bayan Troffea'nın dans etmeye başladığı günlerdeki sıcaklıklar da temmuz ayı ortalamalarının çok üstündeydi.
Dickason, "Bu dönemde Avrupa'da orta sınıfın yükselişi, köylü isyanları, kıtlıklar, seller, bilimin yükselişi, cadı avları, kara veba gibi birçok değişim peş peşe yaşanıyordu" dedi.
Koreomaniyi kolektif bir yas tepkisi ve insanların içinde bulundukları kaosu sindirmelerinin bir yolu olarak gördüğünü belirten Dickason, "İnsan vücudu, kargaşanın acısını ve travmasını taşır. Bununla tam olarak mücadele etmezseniz, bu acı kaslarınıza yerleşir ve dışa vurulur" ifadelerini kullandı.
Dickason, cinsiyet ve sınıf meselelerinin de koreomani olaylarında, özellikle 1518 gibi daha sonraki olaylarda rol oynamış olabileceğini belirtti. O dönemde cadı avlarında çoğunlukla köylü kadınların suçlandığını söyleyen Dickason, "Geç tarihli koreomani vakalarında da kurbanlarının çoğunun kadın olması tesadüf olmayabilir" dedi.
CEVABI ARAMAYA DEVAM ETMELİ MİYİZ?
Aradan asırlar geçmesine karşın koreomani olaylarının insanları halen büyülemesinin sebebi hem tanıdık hem de garip olmaları. Ancak koreomaniye tamamen modern bilim çerçevesinden bakmanın birçok şeyi gözden kaçırmaya yol açabileceği de bir gerçek.
Nedenselliğe odaklanmanın tehlikeli olduğunu belirten Renberg, "Koreomaninin nasıl ortaya çıktığını anlamaya çalışmaya o kadar takılıyoruz ki bu maninin kendi zamanında ne anlama geldiği gibi çok daha ilginç bir soruyu görmezden geliyoruz. Bu olayları kayda geçiren insanlar ne yaptıklarını neden vurguladılar? Ve bu vurgu bize onların algıları ve neyi önemli buldukları hakkında ne anlatıyor?" diye konuştu.
Renberg, bu sorulara odaklandığımız takdirde yaşananları tuhaf olaylar olarak görmekten öteye geçip, olaylara empati ve anlayışla bakabileceğimizi söyledi.
Dickason da bu salgınların yaşandığı dönemde insanların bugünkünden çok farklı inançlara, kültürel uygulamalara, varsayımlara ve dünya görüşlerine sahip olduğunun altını çizerek, "Biri koreomaniye tamamen tanısal bir yaklaşım sergilerse, bu önemli kültürel etkilerin çoğunu gözden kaçırır. Bu dansçıları uygun kültürel ve dini bağlamlarına yerleştirmek gerçekten çok önemli, çünkü bu olmadan tam olarak anlam kazanmaz" ifadelerini kullandı.
Renberg ise sözlerini, "Koreomani, Orta Çağ ve modern ideolojiler arasında sıkışmış ve çok farklı iki inanç sistemine göre ele alınan bir olgudur" diye noktaladı.
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:99
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 23 Kasım 2025 09:17 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar



















