Algoritmaların gölgesinde yeni düzen: X üzerinden tartışmalar Turgay Yerlikaya
Yenisafak sayfasından alınan verilere dayanarak, Ankara24.com duyuru yapıyor.
Teknoloji ve medyadaki dijitalleşmenin iyimser düzeyde ele alınmasına karşı son dönemde ortaya çıkan ve erken sayılabilecek bir eleştiri Evgeny Morozov’un “The Net Delusion” isimli çalışmasıdır. Morozov’a göre, sosyal ağlar ve internet üzerinden baskılanan dünyamız, zannedildiği kadar iyi bir hayat sunmamaktadır bize. Duygu ve düşüncelerin yönlendirilmesi kadar devlet ve devlet dışı aktörler eliyle manipülatif bir araca dönüşen medya araçları, distopik bir dünyayı da beraberinde getirmektedir. Özellikle son on yılda Cambridge Analytica skandalı ve Brexit gibi süreçlerde seçmenlerin manipüle edildiği ve birçok ülkede aşırı sağ ve popülist siyasete yönelik destekler verildiği bilinen gerçekler.
Morozov’a göre yeni bir “Soğuk Savaş” cephesi olarak da değerlendirilen yeni medya teknolojileri, özellikle Batı açısından politik yönü baskın bir biçimde araçsallaştırılmıştı. Medyadaki mevcut teknolojilerin ilk nüvesi olan blog ve internet platformları, Soğuk Savaşın bu alana taşındığını gösteriyordu. Nitekim ABD eski Başkanlarından Clinton, internet özgürlüğünü teşvik etmenin küresel gelişim adına önemli olduğunu, bilgi özgürlüğünün de demokrasi ve insan haklarının geliştirilmesi için bir araç olabileceğini savunuyordu. Morozov’un ifadesiyle, “sanal duvarlar delinecek, bilgi perdeleri kaldırılacak, dijital samizdat desteklenecek ve blog yazarları birer muhalif olarak kullanılacaktı”.
İnterneti bir özgürlük aracı olarak tasarlayan Batı, zamanla İran, Rusya ve Çin gibi ülkelerdeki muhalif hareketleri internet üzerinden tahkim edecek ve onları özgürleştirecekti. Medenileştirme misyonunun modern bir versiyonu olan internetin bu şekilde kullanımı, Soğuk Savaşı andırır bir politik hatta ilerliyordu. Bilgi duvarları ile Berlin Duvarı’nın yıkılması arasında kurulan paralellikler, Batı ile özgür olmayan dünyanın mücadelesinde internetin yeni ve çetin bir mücadele sahası olacağını gösteriyordu.
Fakat ne İran’daki Yeşil Hareket ne de Turuncu Devrim’lerin nihai bir aşaması olarak değerlendirilen Rusya’daki muhalif hareketler internet üzerinden özgürleştirilemedi. Çin ise bu alanı çok iyi biçimde yöneterek hem alternatif mecralar üretti hem de teknoloji savaşlarında yeni cepheler açtı. Son dönemde yapay zeka ve bulut sistemleri ile genişleyen yeni medya mecraları, her ne kadar bilginin özgürce dolaşımı gibi bir söylem üzerinden tartışılsa da esas konu, siyaset alanının işgal edilmesi üzerinden ilerliyor. Bu konudaki en belirgin örnek ise Twitter’ın (X) yapay zeka teknolojilerini sisteme entegre etmesi ve çok daha gelişmiş bir yapı ile hizmet vermesi.
Geçtiğimiz hafta Grok ile güncellenen sistem, X’te kendi kendine öğrenen bir modelin inşa edildiğini gösteriyor. Önceleri, kullanıcı beğeni ve paylaşımlarına göre önümüze çıkarılan içerikler, artık çok daha gelişmiş bir sistem ile yönetilecek ve bu sistem her gün yüz milyondan fazla içerik ve videoyu tarayarak kullanıcıları en uygun içeriklerle buluşturacak.
KONUM BİLGİSİ
Devasa bir veriyi yöneten X’in bir diğer hamlesi de kullanıcıların konumlarını göstermeye başlaması. Sadece Türkiye değil ABD’de de çok yoğun bir tartışmaya neden olan bu adımla artık hangi kullanıcının nereden içerik ürettiği de görülecek. X’in bu imkanı kullanıcılara sunmasının ardından Türkiye’de çok yoğun etkileşim üreten ve politik hayata etkisi yüksek bazı hesapların Türkiye’den içerik üretmediği anlaşıldı. Bir benzeri MAGA (Make America Great Again) hesapları için de geçerli.
En yüksek etkileşim alan bazı öncü MAGA hesapların dışarıdan yönetilmesi ABD siyasetine yönelik dış müdahale tartışmalarını yeniden canlandırdı.
Bir süredir Cambridge Analytica’nın hayaletiyle yaşanan ABD’li seçmen ve siyasetçiler, yeniden benzer bir tartışmanın içinde buldular kendilerini. ABD’de ciddi spekülasyonlara neden olan bu adımın kısa bir süreliğine geri çekilmesi ve hemen akabinde tekrar yürürlüğe sokulması, birtakım soru işaretlerini de beraberinde getirdi. Özellikle VPN kullanımı ve hesabın ilk açıldığı anda VPN kullanıp kullanılmadığına bağlı olarak değişen konum bilgisi spekülasyonları daha fazla artırdı.
X tarafından, sosyal ve politik hayattaki manipülasyonları engellemek amacıyla uygulamaya konulduğu söylenen bu özellik, ülke içi siyasetin dışarıdan müdahaleler ile nasıl değiştirildiğinin gösterilmesi açısından bir örnek. Teknik birtakım hatalarla ortaya çıkan sorunlu veriler dışarıda bırakıldığında, siyasetin ana gündem maddelerinden biri, siyasete dış müdahale konusu olmuştur.
BERLİN DUVARLARI İÇİMİZDE
ABD’de epeyce tartışılan bu konu, Trump’ı da bir biçimde etkiliyor. Son dönemde Epstein üzerinden epeyce sıkıştırılan Trump’ın şimdi MAGA hesapları üzerinden baskılanması, önümüzdeki dönemde bu alanın bir mücadele sahası olacağı gerçeğini pekiştiriyor. Clinton ve onun gibi düşünen Batılı siyasetçiler açısından dünyanın kalan kısmını özgürleştirmek için araçsallaştırılan yeni teknolojiler bugün ülkelerin iç gündemi açısından bir tartışmaya dönüşmüş durumda.
Batı için yeni Berlin Duvarları dışarıda değil kendi içlerinde artık.
Türkiye’de en fazla etkileşim alan ve kritik süreçleri sabote etmek için kullanılan bazı hesapların da dışarıda konumlanmaları biraz daha bu alanın üzerine düşünmemiz gerektiğini gösteriyor. Terörsüz Türkiye adımının konuşulduğu önemli bir sürecin iletişim boyutunu tahkim etmek bu tür alanlar üzerinden yapılan sabotajları engellemekle mümkün olacaktır hiç kuşkusuz. Bir tür egemenlik mücadelesine dönüşen bu alanların yönetimi devletlerin geleceği açısından kritik bir yere doğru gidiyor.
Bu konudaki diğer haberler:
Görüntülenme:64
Bu haber kaynaktan arşivlenmiştir 01 Aralık 2025 04:03 kaynağından arşivlendi



Giriş yap
Haberler
Türkiye'de Hava durumu
Türkiye'de Manyetik fırtınalar
Türkiye'de Namaz vakti
Türkiye'de Değerli metaller
Türkiye'de Döviz çevirici
Türkiye'de Kredi hesaplayıcı
Türkiye'de Kripto para
Türkiye'de Burçlar
Türkiye'de Soru - Cevap
İnternet hızını test et
Türkiye Radyosu
Türkiye televizyonu
Hakkımızda








En çok okunanlar


















